Yeme-içme ve eğlence sektörünün önemi!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 17-08-2016 16:19
Hizmet sektörü Türkiye'de istihdamın yüzde 55'ni oluşturuyor ama sektörden sayılmıyor, ciddiye alınmıyor! Devletin çeşitli kademeleri ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen hiç bir turizm organizasyonunda, yiyecek-içecek ve eğlence repertuvarında hizmet veren gruplar yer almamakla birlikte, hiçbir etkinliğe çağrılmıyorlar! Bu çok yanlış bir durum! Türkiye'de üretim kadar, tüketime de önem verilmesi şart. Çünkü üretilen her şey tüketim için. Tüketim hesaplanmadan üretim yapılması çok yanlış. Örneğin et üreticisinden mobilyaya, cam ürünlerinden içecek gruplarına, porselen üretiminden tekstil ürünlerine, gıda gruplarından meyve-sebze üreticisine, kağıt grubundan temizlik ürünlerine kadar binlerce kalem ürünler tüketiliyor evet ama aslında üreticiye en büyük desteği yine yiyecek-içecek ve eğlence sektörü sağlıyor. Gelişen ülkeler, sadece ihtişamlı binalarla, köprü ve tünellerle değil (evet bunlar da mutlaka olmalı), bunlarla entegreli daha çok sosyalleşmiş topluluklarla birlikte ekonomik olarak dengeli büyüme sağlayabilirler. Bu da ne demek? Yani yeme-içme, eğlence ve hizmet sektörüne değer verilmeli, desteklenmeli. Yiyecek-içecek ve eğlence sektörü, sadece belli bir kesime, özellikle elit diye adlandırılan kesime hizmet vermiyor. Artık toplumun tüm kesimlerini kapsıyor ve her kesime hizmet veriyor. Bu da dikkate değerdir ve dikkate alınmalıdır bence! Değişik iş sektörlerinde sadece 200-300 kişilik bir istihdamla, 500 ile 900 milyon dolar civarlarında ciro yapılıyor. Oysa böyle bir ciro, yeme-içme ve eğlence sektöründe ortalama en az 6 bin kişi demek. Türk mutfağına önem ve değer verilmiyor. Oysa başta Osmanlı mutfağı olmak üzere, Anadolu'da çok sayıda yöresel mutfak mevcut. Antep mutfağı, Antakya, Karadeniz, Ege, Mardin, Konya ve sayabileceğim bir sürü mutfak var güzel ülkemde. Kaldı ki, Antep Mutfağı geçtiğimiz günlerde, UNESCO tarafından düzenlenen ve 33 ülkeden 47 şehrin seçildiği dünya yaratıcı şehirler ağında, gastronomi kategorisine dahil edildi. Bu çok önemli bir örnek. Yeme-içme ve eğlencede gelişen ülkelerde aşçı ve servis elemanlarına çok önem veriliyor. Türkiye'de maalesef bu işin, yani yüzde 55'lik istihdamını oluşturan bir sektörün okulları dahi yeteri kadar yok! Bu durumda ilerisi için nasıl bir başarı beklenebilir ki! İşletmeler ciddi şekilde desteklenmeli. Çünkü toplumun en eğitim düzeyi düşük bireyleri buralarda desteklenip birer meslek sahibi ediniyor, hiçbir destek almadan hem de. Bana göre iyi bir aşçıya, en az bir ressam, mimar veya sanatçı kadar değer verilmeli. Aşçılık, artık dünyada önemli bir sanat sayılıyor. Dünyanın çeşitli ülke ve şehirlerine gurme turları düzenleniyor. Ülkemizde o kadar güzel yerler ve lezzetler var ki maalesef bunlar anlatılamıyor, tanıtılamıyor. İstanbul sadece kültür ve sanat şehri değildir. İstanbul dünyada eşi benzeri olmayan Boğazı'yla, restoran ve kulüpleriyle, manzara ve lezzetleriyle bir numara olabilir. Ama maalesef tanıtılmıyor, desteklenmiyor, yeme-içme ve eğlence sektörü adam yerine konmuyor! Turizm Bakanlığı, acilen yeme-içme, eğlence ve hizmet sektörüne el atmalı ve hakkını vermeli. İstanbul ve Türkiye turizmini ve istihdamını ancak bu sektör kurtarır. Tabii dikkate alınıp, gereken önem verilirse!