HORMONLARIMIN AŞKISIN!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 19-05-2003 03:00
Geçen gün ilginç bir basın bülteni geldi. Okudum ama ne olduğunu anlayamadım. Yani aşkın hormonlarla bağlantısını bilimsel olarak anlatmışlarda, bunu niye anlatmışlar ve bana gönderme ihtiyacı duymuşlar onu anlamadım. Ben aşk acısı çekmiyorum ki! Öyle bir şey mi hissettiler acaba? O işler bizden geçti artık.. Ooooh, ortaokul yıllarımda İzmir'de bir kıza aşık olmuştum, sonra izini kaybettim.. Basın bülteninin başlığı; Sen bana değil, hormonlarıma aşıksın! Bültende bunun nedeni uzun uzun anlatılmış. Aşık olduğumuzda gösterdiğimiz tüm dengesiz ve sıkıcı aşık davranışlarının sebebi, vücudun salgıladığı feronom maddesiymiş. Aşk, vücutta feronom maddesinin salgılanmasıyla başlıyormuş. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyormuş. Bu gelişmeyle birlikte sakinlik veren serotonin hormonunun seviyesi de düşmeye başlıyormuş. Yani aşk deyip geçmeyin, bakın hangi işlemlerden geçiyormuş! Psikolog Işın Akı, aşkla ilgili araştırmalar konusundaki açıklamalarında, 'Aşıkların her dakika aşık oldukları kişilerden karşılarındakilerini bıktıracak kadar söz etmeleri hormonlardan kaynaklanıyor. Aşık olunduğunda vücudun fazla feronom salgılamasıyla kişilerin fiziksel yapılarında ve davranışlarında değişiklikler oluşmaya başlıyor. Kalp çarpıntısı, gözlerin parlaması vb. gibi değişiklikler sonrasında 'O da beni seviyor mudur, acaba beni arayacak mı, şimdi nerededir?' gibi sorular artmaya başlıyor. Obsessive Kompulsive, yani takıntılı kişi davranışı gömleniyor' demiş. Kim demiş? Psikolog Işın Akın.. Peki sonra ne olacakmış? Sonra, ilişkilerde zamanla serotoninin azalıyormuş, oksitosinin artıyor ve aşk yerini zamanla sevgi ve şefkate bırakıyormuş. Bak bu doğru işte.. Aşkta zamanla kardeş gibi olunuyor, acıma hissi doğuyor. Yani sonuç olarak suç, hormonlardaymış. Aşkın hormonlarla bağlantısı bilimsel olarak kanıtlandığına göre artık aşk acısı çekenler sebebin hormonları olduğunu bilerek, suçu kendilerinde aramayacaklarmış. ABD'de yapılan araştırmalarda, depamin, feniletilamin ve nöroepinefrin hormonlarının aşkla bağlantılı olduğu saptanmış. Vizyon sahibi olan, sosyal ve yaratıcı kişilerin, aşk acısını daha kolay atlattıkları gözlemlenmiş. Aşk acısını gidermek için yararlanılan teknikler ise NLP, Neurofeedback ve Bilişsel Terapi'ymiş. Ha şimdi anladım.. Bu basın bülteni aşk acısı çekenlere uygulanacak yöntemler için gönderilmiş. Baştan söylesenize şu işi.. Evet, aşk acısı çekenler, hormonlarına güvenmeyenler hadi size kıyak yapayım ve şirketin telefonu vereyim; Excel PR&Stratejik İletişim.. Tel; 0216 474 33 99 Siemens telefon! Aynen Hıncal Uluç'un yazdığı gibi benimde başıma geldi. Aylar önce Hıncal ağabey, yazısında evine aldığı Siemens telsiz telefonunun tamir sorunu olduğunu yazmıştı. O zamanlar aldığım Siemens gigaset 3010 micro telsiz telefonu çok sevmiştim. Ama aradan çok kısa bir zaman geçtikten sonra telefon ekranında görüntü kaybolmaları ve pil yetersizliği başladı. Telefonu bize satan da evin telefonunu bağlayan Telekom çalışanı. Daha sonra micro telsiz telefon hiç çalışmaz oldu. Tamir servisine götürünce 300 milyona aldığımız telefon için 290 milyon tamir parası istediler. Yuhhh artık. Satıştan dolayı garantisininde olmadığını orada anladık. Şimdi, teknoloji harikası Siemens gigaset 3010 micro telsiz telefon çocuğumun oyuncukları arasında duruyor. Yani birşey alırken, ilerisini düşünmek lazım. Dikkat edin..