TELEVİZYON VE EĞİTİMSİZLİK!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 14-01-2008 11:55
Ne ilginç bir toplumuz değil mi? Çok çabuk yönlendirilebiliyoruz aslında.. Televizyonda gördüğümüz sürpriz bir evlilikten etkilenip, hemen evlenme çılgınlığına kapılıveriyoruz. Yani televizyonda evlenen ünlüleri görmesek evlenmeyeceğiz! Uğur Dündar söylemeden tavuk yemedik mesela! Aslında bilgiye açız, güzelliklere, sürprize, mutluluğa ve bunları yapabilmek için yönlendirmeye açız.. Ve cesaretimiz yok. Bir yerlerde bir şekilde görünce de hemen kopyalayıveriyoruz.. Ama illa cesur birileri lazım. Öncüler lazım. Onlar olmadan asla kendimiz olamıyoruz! Reyting denilen saçma bir ölçüm için yapmadığımız rezillik yok. Toplumun en önemli sorunu olan eğitimsizlik, reyting denilen saçma bir yöntemle bir türlü düzelemiyor! Çünkü, reyting kutuları varoşlarda, eğitimsizlerin evlerinde ve 70 milyonda sadece bin küsur tane! Ama her şey ona göre ayarlanıyor, ona göre program yapılıyor, ona göre reklam paraları harcanıyor. Toplumu tümüyle yönlendiren böyle önemli bir konuda ise henüz iyileştirme çalışması yok. Birileri çıkıp da, 'Ya bu televizyonu iyi kullanmıyoruz. Oysa iyi kullansak toplumu çok güzel eğitebiliriz. Bu sebeple şu reyting sistemini acilen düzeltelim' demiyor, diyemiyor.. Mehter marşıyla, aynı tas, aynı hamam devam ediyoruz. İnşallah ileride bir gün birileri bu gidişe bir dur diyecek. Biz görür müyüz, görmez miyiz bilemiyorum.. Baksanıza ABD'li bilim adamları ölü fare kalbinin atmasını sağlamışlar. Ölü farenin kalbine yeni doğmuş bir farenin kök hücreleri şırınga edilmiş ve ölü kalp 4 gün sonra yeniden atmaya başlamış. Bu teknik biz ölene kadar çok gelişmiş olabilir. Bizlere de uygularlarsa ülkemizin eğitim seviyesinin nerelere geldiğini ileride görme şansımız olur.. Ya da hala aynı yerdeyse 'keşke görmeseydik' de diyebiliriz. Şu farelerinde çektiğine bakın. İnsanoğlunun geleceği için çekmedikleri çile, dert kalmadı vallahi.. DAVET MANYAKLIĞI Buradan hemen başka bir konuya geçmek istiyorum. İzzet Çapa'nın Nişantaşı City's'de açacağı İt's a joke adlı mekanda davet olmuş. City's henüz açılmadı. Yani restoranlar da açılmadı. Ve City's de sadece 'İt's a Joke' yok, bir çok restoran-bar var. Peki bu acele niye? Bu davet manyaklığı nereden çıktı? Ne gerek var? Gittik, gezdik, gördük.. İt's a Joke güzel, farklı, esprili.. 18'inde City's açılacakmış, o zaman görür insanlar. Önceden davet vermek neden? Okan Bayülgen'le Haşmet Babaoğlu'nu yan yana getirmek neden? Bu tip güzel mekanların böyle sansasyonlara ihtiyacı olmalı mı? Asla olmamalı.. Çünkü böyle olunca mekanda aşçının, şefin, tüm çalışanların emekleri göz ardı ediliyor. Oysa bir mekanı mekan yapan oranın çalışanlarıdır.