SANATÇILARI GÜNEŞ ÇARPTI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 04-07-2003 03:00
Piyasa kızıştı, her kafadan bir ses çıkmaya başladı! İbrahim Tatlıses, 'Hülya Avşar'ı ben meşhur ettim. Hülya ile rol aldığımız 'Mavi Mavi' filmi 4 yıl vizyonda kaldı. Bu sayede Hülya adını duyurdu. Yoksa onu kim nerede tanıyacaktı? Bu film olmasaydı Hülya da olmazdı.' demiş. Petek Dinçöz, 'Hülya Avşar bazı şeyleri aşsın. Sezen Aksu gibi ağırlaşsın. Artık gençlere yol versin. Tarkan'ın yeni albümünü de beğenmedim. Şarkıları ağır. 'Dudu' şarkısı ahım şahım değil. Benden 'Çalkala' şarkımı isteseydi verirdim. Yine de benim kadar olmasa bile o da bu yaza damgasını vurabilir' diye konuşmuş. Pınar Altuğ, 'Beni yıkmak zordur. Boşandığım için yas tutacak değilim. Bir adım atarken sonuçlarını da düşünürüm. Onun için beni yıkmak kolay değildir. Annenizi babanızı kaybettikten sonra böyle şeyler insana hafif geliyor. Yaşadıklarım insanın canını acıtacak cinsten değil' diye açıklamış. Neşe Müzik'in sahibi Neşe Demirkat, 'Ajda artık iş yapamaz. Ajda bana bağlı ama kendi firmasından albüm çıkarıyor. İstesem durdururum ama değmez, çünü artık iş yapmaz' demiş. Ayşe Arman, 'Ben kendi halimden memnunum. Zaten benden memnun olmayan Fatih Altaylı. O çok büyük adam olduğu için... İstediğini söylüyor, yazıyor, çiziyor, vuruyor, hakaret ediyor, parçalıyor, siliyor, özür diliyor, seviyor, okşuyor... Valla, o ne isterse yapıyor. Ama tabii bilmediği bir şey var: Adam olmak için Prisma'ya katılmadan Prisma haberi yapmak yetmiyor! Ayrıca beni yargılayacak olan da Hürriyet'in köşe yazarı Fatih Altaylı değil, Hürriyet okurları. Bir köşeden kafanı kaldırıp onu buna dayılanmak, medya karakol amirliği yapmak gerçekten hiç hoş bir şey değil.' dedi. Fatih Altaylı da 'Sana demedim niye alındın? Bir satır yazdım. Bir sayfa yanıt aldım. Oysa yazım ona değildi. Söz ettiğim kişi Ayşe Arman. Prisma seminerlerine katılan Ayşe Arman'a Prismacılarla röportaj yaptırılmasını eleştiren imalı 'Ne zaman adam oluruz'u Ayşe Hanım üzerine alınmış. Ben ona değil, bu röportajı ona yaptırana seslenmiştim. Yoksa bana ne Ayşe Arman'ın Prismacı olmasından. Ona göre biz ahkám kesiyormuşuz. Bize neymiş. Doğru, Prismacı olması beni hiç ilgilendirmez. Prisma'yı öven bir köşe yazısı yazsa o da beni ilgilendirmez. Ama bu gazetenin okurlarını 'saf' zannetmesi beni ilgilendirir.' diye cevap vermiş! Ne oluyor bu insanlara? Bence, sıcak hava başlarına geçti! Güneş çarptı. Baksanıza çöl sıcakları geliyormuş. Ne yapacağız bilmiyorum. Bu ne sıcak ya böyle.. Çalışılmıyor, yazılmıyor, oturulmuyor, dolaşılmıyor.. Ne yapacağız bilmiyorum vallahi. Ben bugün de Çeşme'ye gidiyorum. Allah bizi sıcaklardan, kaza-beladan korusun. Allah'tan Çeşme Bodrum gibi değildir. Mutlaka İmbat rüzgarı vardır. Püfür püfür eser. Bodrum'u teftiş ettik, sıra şimdi Çeşme'de.. Bakalım bakalım neler açılmış, neler yapılmış. Tek tek gezelim ve sizlere Çeşme'yi de yaşatacak yazılar yazalım. Bye Bye.. Aslı Ilıcak aradı! Dünkü 'Aslı Ilıcak da boşanıyormuş!' başlıklı yazım üzerine Aslı Hanım beni cep telefonumdan buldu ve aramızda şöyel bir diyalog geçti; 'Teessüf ederim, kaç senelik gazetecisiniz, Alem dergisinde ağabeyimle birlikte çalışmıştınız. Tamamen yanlış bir haber.' - Şimdi Türkiye'de misiniz? 'Evet, Türkiye'deyim. Türkiye'de olmam eşimden boşanmamı mı gerektirir?' - Ben sadece Türkiye'de olup olmadığınızı sordum. ' Bir kaynaktan belli birşeyler almışsınız ama Amerika'da küçük bir çevrede yaşıyorum. Orada çok az Türk var. Bilemiyorum siz nereden aldınız ama yazınız boşanıyormuşum gibi bir intiba yaratabilir. Alakası yok. Ali Amerika'da, dediğiniz doğru. Ben şu anda Türkiye'deyim, evet. Ali de 15 Temmuz da Türkiye'ye geliyor. İşleri dolaysıyla Florida'da. İki senedir orada yaşıyorduk. Ben yaz tatili nedeniyle geldim. Biliyorsunuz ağabeyimde burada. Eşim de 15 Temmuz'da geliyor ve Eylül'e kadar burada. Sonra Amerika'ya beraber döneceğiz. Bunun boşanmakla ne alakası var. Biz mutlu bir aileyiz.' - Peki açıklamanız için teşekkür ederim. PS. Amerika'daki kuşumun kulağını çekeceğim.