ŞİFRE ŞARKI; ECSTASY!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 22-09-2005 11:28
Sanki Ata ölmese, Beyoğlu'nda şifre şarkı eşliğinde ecstasy'i satılmayacaktı! Ya da "Şeker" olarak adlandırılan bu mutluluk haplarının durumu hiç bilinmiyordu? 5 YTL'ye satıldığı, içenlerin yaş oranlarının düştüğü bugüne kadar hep bir sırdı! Bu Türk basınının, Türk insanının hali çok komik.. Ya uçak düştükten sonra pistte teknik donanımın eksik olduğundan yakınırız ya da yangında insanlar öldükten sonra yangın merdivenin olmadığını feryad ederiz! Biz hep, bir şey olduktan sonra bağırır-çağırır, ondan sonra da unutup gideriz.. Sanki "şeker" denilen ecstasy haplar yeni piyasaya sürüldü. Sanki, Ata ölmeden önce kimse bu haplardan kullanmıyordu. Ata öldü, herkes ecstasy içmeye başladı! Beyler-bayanlar, anneler-babalar, arkadaşlar, emniyet, polis, vali, kaymakam, Beyoğlu Belediye Başkanı, gazeteciler ve sayın yetkililer, lütfen kendinize gelin ve yıllardır varolan bir şeyi yeni çıkmış gibi göstermeye kalkmayın.. Hele hele, "Şifre Şarkı" gibi renkli kelimelerle işi daha da cazip ve özendirici hale getirmeyin.. Hele hele, Beyoğlu'nda 3-5 barı gezip de tüm barları zan altında bırakmayın.. Madem gittiniz, gördünüz, buldunuz, şaşırdınız barın ismini de yazın.. Yazın ki, emniyet olaya el koysun, soruşturma başlatsın, barı süresiz kapatsın ve işini profesyonelce, ahlaklı bir şekilde yapan diğer barlardan ayrılsın. Bodrum'da yaşı küçük çocukların alkol alması ne oldu? Unutuldu! Peki bu çocuklar sadece yazın mı içiyorlar? Kış gelince süt içmiyorlar ya! Bu bir süreç, tezgah, uzun soluklu bir şey.. Tezgah yazlık bölgelerde başlıyor, kış gelince de büyük kentlerin gecce alemine yayılıyor.. Sanki bunu polis bilmiyor? Savaş Ay yıllardır bu işin içinde.. Zaman zaman yazıyor, dikkat çekiyor.. Peki sonra ne oluyor? Hiçbir şey.. Yine aynen devam ediliyor.. Peki şimdi ne olacak? Yani Ata öldü, Türk basını ecstasy'nin üstüne gitti, her şey süt-liman mı olacak? Hayır.. Hep söylüyorum, yeni Ata'lar, yeni Gamze'ler çıkacak.. Bu örnekler hep yaşanacak. Önemli olan, birey olarak, ana-baba olarak, gençler, yetişkinler olarak biz bu yaşananlardan ne ders alıyoruz, çocuklarımıza bu olayları akşam evde nasıl anlatıyoruz? İşte bütün mesele burada? Oğlu ölen bir anne olan Semranım, "Ata'nın ölümü, annesini dinlemeyen gençlere ders olsun" diyor, ben ve çoğumuz ise "Semranımın oğluna olan tutumu, analara ders olsun" diyoruz.. Semranımı dinleyenlerde olacaktır, bizi dinleyenlerde..