YILMAZ ERDOĞAN MI, HÜRRİYET Mİ HAKLI?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 03-06-2003 03:00
Yılmaz Erdoğan'ın 'Elele' dergisine verdiği röportajda 'Bakire kıza aşık olursam evlenirim' sözleri olay yarattı! Bazı sanatçılar Yılmaz Erdoğan'a tepki gösterirken, Yılmaz Erdoğan'da, haberi birinci sayfadan 'bakire kız aranıyor' gibi verdiğini söyleyen Hürriyet'e tepki gösterdi ve 'Bu hasta kafanın ürünü' dedi! Şimdi burada kim haklı, kim haksız? Yılmaz Erdoğan gerçekten böyle bir şey söyledi mi, yoksa dediği gibi Hürriyet gazetesi olayı saptırdı mı? Şimdi ben Elele dergisindeki orijinal röportajı henüz görmedim. Ama Ayşe Arman dergide yayımlanan cümleleri aynen vermiş. Yılmaz Erdoğan tam olarak ne demiş; 'Bu dediğim şartlarda (kız bakire, bu yüzden seks hayatları yok) ben bir kıza aşık olursam evlenmek isterim. Yani evlenir ve yatarız. Çünkü şu anda benim bu çıkmazdan çıkabilme yolumun bu olduğunu düşünüyorum. İlk defa hayatımda ciddi ciddi evliliği düşünüyorum..' Yılmaz Erdoğan böyle demiş... Acaba demiş mi? Demiş de, şimdi kıvırıyor mu? Olay büyüdüğü için, 'Bu bana Hürriyet'in ikinci ayıbı. Benimle bir dertleri var sanırım. Pazar sabahımın içine ettiler' mi diyor? Bence, Yılmaz Erdoğan kıvırıyor! Nedenine gelince; Yılmaz Erdoğan, şan ve şöhretin kendisine verdiği güçle zaman zaman böyle çıkışlar yapıp, sonra da yalanlıyor! Bakın, ilk olarak Bodrum'un ücra bir balıkçısında görüp yazdığım ama Yılmaz Erdoğan'ın yalanladığı eski sevgili Sinem Güven bu konuyla ilgili olarak ne demiş; 'Yılmaz Erdoğan daha önce de 'Siyaset Meydanı'nda 'Seveceğim insanın daha önce sırtının yere gelmemesini isterim' demişti. O zaman da çok tepki almış ve sonra durumu toparlamaya çalışmıştı. Yılmaz böyle laflar edip, sonra pişmanlık da yaşıyor! Bu komünizm savunurken pahalı evlerde oturup, son model arabalara binip, büyük paralar harcamaya benziyor.' Çok güzel söylemiş eski sevgili Sinem Güven. Yılmaz Erdoğan'ı iyi analiz etmiş bence. Yılmaz Erdoğan bugüne kadar yaşadığı hiçbir ilişkiyi kabul etmedi, erkek gibi çıkıp 'Evet' demedi, hep yalanladı! Sinem Güven'i yalanladı, Sanem Altan'ı yalanladı, Demet Şener'i yalanladı, Siren Ertan'ı yalanladı ve Deniz Akkaya'yı yalanladı! Hatta Deniz Akkaya'yla ilişkisini yazdığım zaman Fatih Altaylı'nın 'Teke Tek' programına katılıp verip, veriştirmiş, Altaylı da sessiz izlemişti! Bense o zamanlar gülüyordum. Çünkü Yılmaz Erdoğan'ın bir gün elinin-ayağının dolaşacağını biliyordum. Ve maalesef gitti Hürriyet gazetesinde dolaştı. Allah'ın işine bakın.. Bu tip insanlar, söyledikleri sözler karşısında tepki alınca hemen şöhretlerini kullanıp yandaş bulmaya ve olayı başka boyuta çekmeye çalışırlar. Onlar şöhretli ya, yalan söylemezler! Ayıp eden hep gazeteciler olur nedense... Ama maalesef, bazen, bazı gazeteci ve televizyoncular ya yaranmak için, ya da 'ben de onunla tanıştım ve röportaj yaptım' demek için, şöhretli sanatçının tuzağına düşerler ve aklamaya çalışırlar. Ama ne kadar aklanmaya çalışırlarsa çalışsınlar bir gün mutlaka açık verirler ve o zaman da saldırgan olurlar.. * * * Şimdi, bunlar benim fikirlerim. Yani, dikkat ediyorsanız 'bence' diye başlıyorum yazıya... Yılların tecrübesiyle açık açık yazıyorum. Bazen sizlere bu köşede yazdıklarım sivri gelebilir. Doğrudur. Sivri ve direkt yazıyorum. Sizler de zaman içinde yazdıklarımın ne kadar doğru olduğunu görecek ve önümüzdeki 'model hayatları' çok daha iyi tanıma imkanı bulacaksınız. Aklınıza bir şeyler takılırsa mutlaka bana danışın. Her tartışmaya, her fikre, her görüşe açığım. Bence, dostluğumuz ve birlikteliğimiz uzun sürerse ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.