KAYNANA REZALETİ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 09-12-2004 10:40
İzmir'den kayınvalidem geldi.. Bizde evde mecburen "Gelinirim olur musun? Saçmalığını izledik. Cem Ceminay'ın her sabah saatlerce konuşup beni deli ettiği program karşımdaydı.. Böyle programları nasıl izliyorlarlar, neden izliyorlar, neden konuşuyorlar anlamıyorum. Semra Hanım diye bir kadın çıkıyor ve Türkiye bu kadını konuşuyor. Neymiş oğlu, onay vermediği bir kıza aşık olmuşmuş! Bakalım ne olacakmışmış! Benim izlediğim bölümde Semra Hanım ile oğlu Ata anlaşmışlardı. Ata, Sinem'e selam bile vermeyecekti. Ben izledikçe güldüm. Semra Hanım ve oğlu kesinlikle oynuyordu. Hemde inanılmaz oynuyordu. Kameralara bakışı, ağızdan çıkan sözler, kavga, ağlama hepsi bir oyundu. Önceden planlanmış bir oyun. Hepsi reyting için yapılmıştı. Kayınvalidem pür dikkat bu pogramı izlerken ben bunun bir oyun olduğunu, ana-oğulun oynadıklarını anlatmaya çalıştım, "görürsünüz bak diğer bölümde çocuk yine kızla çıkacak" dedim ama dinletemedim. Kayınvalidem ise "Ata anasının sözünden çıkmaz" dedi. Diğer bölümde ne oldu? Ata, Sinem'le gizlice nişanlandı! Allah Allah! Neden acaba? Reyting için tabii ki.. Gizli nişan karşısında deliye dönen Semra Hanım da oğluna "Oraya gelmeyeyim 32 dişini kırarım. Onunla evlenmen için ölümü çiğnemen gerekir' dedi. Bak bak bak.. Bu bölümün yayınlandığı "Gelinim Olur Musun?" programı reytingini ikiye katlamış. İşte televizyonculuk bu.. Bu kadar basit.. Kavga, aşk ve gözyaşı yeterli.. Tabii aile de lazım.. Dedikoduyu asla unutmayalım. Al sana reyting patlaması.. Süper iş.. Kimimiz olaya böyle bakıyoruz, kimilerimiz ise o evde gerçekten yaşıyoruz. Oyunun içinde oyun oluyoruz. Hayat da zaten bir oyun değil mi? Hepberaber oynayıp gidiyoruz. Grissini Adını ve methini çok duymuştum. Nihayet gitmem için bir sebep çıktı ve Nişantaşı Abdi İpekçi'de açılan Grissini adlı İtalyan restoranına gittim. Zeki Ergün ve eşine ait olan Grissini'nin kapısında Tula Karacalıdis adlı bir hanımefendi karşıladı bizi.. İlk bölümde köşe bir masaya oturduk. Giriş dekorasyonu hoştu, karşılama iyiydi. Mönü zengin, lezzet ise "ok"di. Gerçi o öğlen bir kebapçının hışmına uğradığım için akşam fazla yiyemedim ama misafirlerin tabaklarından tadım yaptım. Grissini tam bir İtalyan restoranı. Servis ve güleryüz güzel. Odun fırınında pişirilip getirilen incecik hamurdan yapılmış pizza da muhteşemdi. Mekanı dolaştım, arkada farklı konseptle hazırlanmış masalar vardı ve en arkada ise bir avlu bulunuyordu.. Çok şık bir İtalyan restoranı Grissini.. Abdi İpekçi çok hoş oldu. Vakit buldukça gitmeye çalışıyorum. Hayat var, zenginlik var, moda var, enerji var, bakımlı insanlar var.. Kendimi çok daha iyi hissediyorum. Grissini'de Abdi İpekçi'nin tam kalbinde.. Mekanı açanları, işletenleri, çalışanları, emeği geçenleri kutluyorum. İnşallah çizgilerini bozmazlar.. Başarılar diliyorum.