ASENA DA SUÇLU!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 02-11-2004 10:55
Ali Kırca gibi bir usta haberci bile İbrahim Tatlıses'i konuşturamadı! Ya da, İbrahim Tatlıses'in ağzından itiraf etmesini sağlayamadı! - İbrahim Bey, milyonların önünde 'Asena gitsin' diyebilir misiniz? İbrahim Bey... - .......... Ali ağbime söyleyeyim.. Ali ağbim, canım ağbim.. Ben onu yüreğimle sevdim.. - Siz milyonların sevgilisisiniz İbrahim Bey. Gençler sizi örnek alıyor! Kötü örnek oluyorsunuz. Birilerinin bunları size söylemesi lazım. - Ah be abiciğim, ben gerçek aşkı öğretiyorum, ölümsüz aşkı öğretiyorum.. Bizi ölüm ayırır diyorum.. - Bakın yine aşkla, ölümü bir araya getiriyorsunuz İbrahim Bey! Canlı yayında telefon muhabbeti böyle devam etti. Ali Kırca, tüm hünerine ve can alıcı sorulara rağmen, İbrahim Tatlıses'i konuşturamadı.. Çünkü, Tatlıses içinden geldiği gibi konuşuyordu. Bu oydu.. Herkesin beklediği cevapları söyleyemezdi. Çünkü, onun dünyasında o cevaplar yoktu! O başka bir dünyanın insanı.. Daha önceki yazımda da anlatmaya çalıştığım şuydu.. Tabii ki, insan hakları var. İsteyen istediğiyle aşk yaşayabilir, bitince de çekip gidebilir.. Ama İbrahim Tatlıses'in dünyasında bu böyle değil ki.. Bunu Asena da gayet iyi biliyordu.. Bunu, İbrahim Tatlıses'i, 20 yıllık hayat arkadaşı, çocuğunun anası Derya Tuna'dan ayırırken de biliyordu.. Bunu kameraların önünde İbrahim Tatlıses'le dans edip, diğer kadınları çatlatırken de biliyordu.. Bunu, İbrahim Tatlıses'in hiçbir kadına söylemediği, itiraf etmediği "Ben bu kadını seviyorum arkadaş" deyip, sahip çıktığı zaman da biliyordu.. İbo, oydu.. Asena da bunu çok iyi biliyordu. Bu ülkede İbrahim Tatlıses'le olmak isteyen binlerce, -hadi yüzlerce diyelim- kadın vardır.. Evet, evet vardır. Kabul edin.. "Beni dövsün, kemiklerimi kırsın" diyen kadın.. Ama İbrahim Tatlısese'le, Asena birlikte.. O zaman diyorum ki, Asena'nın bu yaşadıkları çok normal.. Tabii ki ayrılmakta zorlanacak.. İbrahim Tatlıses'i o seçti, o kadınından ayırdı, o kamera önüne çıkardı, o "beni sevdiğini ekranda açıkla" dedi, İbo'da açıkladı.. O yaptı.. İbo'yu bu hale o soktu.. Hem de Tatlıses'in yaşamını ve tavrını bile bile yaptı bunu.. Şimdi buradan şu anlaşılmasın.. Ben İbrahim Tatlıses'in Asena'yı bırakmamasını haklı görmüyorum. Sadece olayların gelişimine göre analiz yapıyor ve Asena'nın da sütten çıkmış ak kaşık olmadığını vurgulamaya çalışıyorum. Neden Ayşe, Fatma, Leyla değil de Asena? Hem de İbo'yu bile bile, Asena.. O zaman tabii ki, pat diye "bitti" deyince olmuyor. Tabii ki sorun çıkacak, tabii ki zorlanacak.. Burada bu kadar yaygara koparmaya gerek yok ki.. Asena'nın hakları var da, Derya Tuna'nınkiler ne oluyor? Asena, Derya Tuna'nın evine kızı gibi girip, İbrahim Tatlıses'in kalbini çalınca, Derya Tuna'yı kim savundu? Asena'ya karşı yaygara mı koparıldı? Yapmayın Allah aşkına.. Ben olaylara biraz daha farklı açıdan bakıyorum. Türkiye'de bazen, ufacık yaygaralarla olayların yanlış yönlere çekildiğini düşünüyor ve ilerisi için kötü örnek oluşturduğuna inanıyorum. "Kendi düşen ağlamaz" lafını çok seviyorum.. "Alma mazlumun ahını çıkar ahesta ahesta" lafına da bayılıyorum.. Bu güzel sözlerinde bir anlamları olduğuna inanıyorum. Yani, burada tek suçlu İbrahim Tatlıses değil! Onu böyle yapan toplum, televizyonlar, gazetelerde suçlu.. İbrahim Tatlıses ile Asena'nın aşklarını, danslarını dizi yapanlarda suçlu.. Asena da suçlu..