EĞLENCE TAM GAZ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 30-07-2003 03:00
Pazar günü öğlen bel ağrısından kıvranmaya başladım. Aniden oldu.. Ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamadım. Pazartesi sabah doğruca Florence Nightangale hastenesine, Azmi Hazmaoğlu'nun yanına gittim. Bir-iki hareket yaptırdı ve 'bel fıtığı olabilir, hemen MR çekilsin' dedi. MR'a indik. Soyunduk ve hastane kıyafetini giyip makinanın üzerine yattık. Görevli doktor elime bir pompa verdi, kulaklarımda bir kulaklık müzik dinliyorum. Her şey baştan normaldi. 'Gözünüzü açmayın, 15-20 dakika sonra bitecek. Bir şey olursa pompayı sıkın' dedi. Ve makinanın içine doğru girmeye başladım. Gözümü kapadım. O an, Asmalı Konak'ın finalinde Bahar'ın MR'a girişini, Seymen Ağa'nın önce sinirlenmesini ve ardından pompa ile sevgi mesajları göndermesini düşündüm. Eşim dışardaydı. Keşke bizde öyle yapsaydık. Makinanın içinde ilerleyişim durmuştu. Ani bir refklesle gözümü açtım ve.... Aman Allah'ım, anlatamayacağım bir duguya kapıldım. Tabut gibi. Karanlık ve sıkışık yuvarlık bir metalin içindeyim. Kıpırdayamıyor, kalkamıyorum. Ter boşaldı. Bir yandan pompaya basıyor, diğer yandan da 'çıkarın beni' diye bağırıyordum. Çıkardılar. 'biraz kendime geleyim, ondan sonra girerim' dedim ve hemen hastaneden kaçtım. İmkanı yok o alete giremem. Bu yazıyı yazarken belim ağrımaya devam ediyordu. Herhalde başka bir yolu vardır değil mi? Eskiden MR'mı vardı? Azmi Hamzaoğlu'nun beni MR'sızda tedavi edeceğini biliyorum. Ya da şimdi Emre Ergani söyledi, açık MR aleti varmış, ben onu istiyorum. Bir delinin taşı! Evet, dün yazı yazamayışımın sebebi, yukarıdaki hastane maceramdı. Bugün kaldığımız yerden Bodrum'dan devam edelim. Bu gidişle Bodrum'u bitirecekler. Yok efendim Bodrum boşmuş, yok efendim kimse gitmiyormuş, yok efendim Emre Ergani Havana Beach'te jandarmaya nispet İstiklal Marşı çaldırmış. yani, birileri bir şey yapmak istiyor ama neden yapıyor, kim yapıyor bilmiyorum. Tıpkı Bodrum ormanlarını yakan zihniyet, şimdi de Bodrum üzerine oyunlar oynuyor. Bir deli bir kuyuya taş atıyor, o ona anlatıyor, diğeri üstüne bin katıyor, gıcıklık varsa konu tetikleniyor ve al sana hikaye; Jandarmaya nispet İstiklal marşı! Habere bak, 9 sütun manşet olur. Ama aslı astarı yok. Her haftasonu Çeşme-Bodrum arasında mekik dokuyorum. Ve daha önce de yazdım Bodrum tıklım tıklım. Uçaklarda, otobüslerde yer yok. Bodrum'da işler kötü değil, sadece bar, restoran, eğlence mekanı enflasyonu var. Doğru yatırım yapan, doğru servis yapan, lezzetine dikkat eden yerlerin hepsi kendince iş yapıyor. Hangisini sayayım; Havana Beach mi, Tampa mı? Gidin görün. Pazar akşamı Tampa'da yemekte yer yoktu. Salopet Marine mi, Ship ahoy mu? Gündüz Salopet Marine'de insanlar üst üste. Kapıda kuyruk oluyor. Ortakent'te POlo 13 mü, Tantra mı? Gidin bakalım Kenan Doğulu'ya yer bulabilecek misiniz? Tantra restoranda 170 kişi vardı. Bodrum içinde Gatto mu Küba mı? Tıklım tıklım.. Peki neden böyle? Çünkü dediğim gibi bir deli bir kuyuya taş atıyor, bilinçsiz gazetecilerde gidip-görmeden, üstüne ekleyerek yazıyor! Geçenlerde Turizm Bakanı Sayın Erkan Mumcu ile telefonla konuştum. Of the record konuşmalarımızın dışında 'Ah Kenan beyciğim, Bodrum'un kaderi kötü. Güzelim beldeyi düzeltemedik, inşallah düzelteceğiz' dedi. İstanbul boğazı, Bodrum, Çeşme ve yazlık beldelerle ilgili çok önemli projelerin olduğunu söyledi sayın bakan. Bodrum bence dünyanın en güzel, en modern, en ekonomik eğlence tesislerinin olduğu, pırıl pırıl bir bölge. Sayın bakanın da dediği gibi inşallah önümüzdeki yaz sezonu Bodrum'da çok şey değişecek. Salopet Marine Hatırlıyorsunuz sezon öncesi Türkbükü'nün 'köprünün aşağısı ve yukarısı' diye ikiye ayrıldığını, yukarıda sosyetik kulüplerin, aşağıda ise çekirdekçiler denilen insanların dolaştığını yazmıştım. Yukarıda Maki, Mavi, Ship ahoy, Palmira gibi sosyetik mekan ve oteller var. Aşağıda ise bu seneye kadar kim yer açsa iş yapmıyordu! Bu seneye kadar! Çünkü bu sene çekirdekçi bölgesi denilen yerde Salopet Marine açıldı. Sema Çelebi baş edemeyince, İzzet Çapa ile ortak oldu ve mekan şimdi tıklım tıklım. Kimi ararsanız Salopet Marine'de.. Vallahi en son gördüğümde Zaga'nın kemancı kızı Ayça, annesiyle birlikte barın dibinde yerde güneşleniyordu. Köprünün aşağısında esnafın yüzü gülüyor. 'Eskiden kimse bizden sigara bile almazdı Kenan Bey, Allah razı olsun bu Salopet'çilerden. Şimdi işlerimiz çok açıldı' diyorlar. İstanbul'da Zihni'yi, Türkbükü'nde ise Sema Çelebi'nin mekanını canlandıran, havalara uçuran İzzet Çapa, ekibiyle gurur duyuyor. Şimdi kış hazırlıklarına başalayan Çapa, tam 7 mekanla sezona hazırlanıyor. Friends&Trends, Salopet zaten olanlar. Yeniler ise Nişantaşı Süleyman Nazif, Avangarde oluyor. Avangarde'da ilk defa cafe ve eğlence bir araya geliyor. 15 günde bir dergisi çıkacak ve başına önemli bir bayan geçecek. Ayrıca mönü kapağına aşçı Gazi Ateş'in Londra'da çekilecek olan moda resimleri konacak. Akşam da kulüp olacak avangarde. Ritz Oteli'n girişinde ise 'Sinyor' adlı İtalyan bistroo açılıyor. Cahide ve Akademi 14 başlıyor. Levent'teki Le Select'i de alan İzzet Çapa, oranın adını henüz koymadı. Kışın Zihni yok. Kırgınlarmış. İzzet Çapa 'Bu sene ortaklarım sadece bankalar olacak. En azından paralarını ödeyince mutlu etmek zorunda değilsin' diyor! Kış güzel olacak, haydi hayırlısı..