ŞAMPANYA ZEVKİ

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 21-11-2006 11:46
"Hani yediğin içtin senin olsun, gördüklerini anlat" derler ya, bence bu gezimiz tam tersi oldu. Herhalde, her bir gurme gazeteci bir yıllık şampanya hakkımızı, bu iki günlük M&C ve Dom Perignon gezisinde içtik. Öyle yemekler yedik ki, gördüklerimiz ikinci plana düştü! Ahmet Örs (Sabah), Ali Esad Göksel (Sabah), Teoman Hünal (Vatan), Mehmet Yalçın (Milliyet), Figen Batur (Hürriyet), Ahu Özyurt (CNN Türk), Emel Erden (Cosmopolitan), Burak Türeci (bT satış pazarlama YKB), Selin Ziyal (bT satış Pazarlama Ürün sorumlusu) ve Banu Birkan'la (BPR halkla ilişkiler) sabahın kör karanlığında Atatürk Havalimanı'nda buluşup, Moet&Chandon ve Dom Perignon şampanyaları için Fransa'ya uçtuk. Yaklaşan yılbaşı sebebiyle dünyanın en iyi şampanyaları olan bu markaların bağlarını, mahsenlerini, kültürünü görmek için çıktığımız Fransa'da ilk önce Moet&Chandon'un merkezi Epernay'e gittik. Bağları gezdik. Ama ne bağlar, ne bağlar? Her tarafa yayılmış ve hepsi bir düzen içinde mükemmel bağlar. Bağlarda tellere asılı olan bir plastik dikkatimizi çekti. Meğerse o plastiğin içinde dişi kelebeklerin kokusu varmış. Erkek kelebekler üzümlere zarar vermek yerine, dişi kelebek kokusu olan plastiklere zarar veriyorlarmış. Küçük ama çok önemli bir detay. Bizim bağlarda durum ne acaba? [resim=2006112199moetchandon_1jpg,moetchandon_2jpg][/resim] Bağlardan sonra şampanyanın mucidi olan Dom Pierre Perignon'un, şu anda müze haline gelen 'Hautvillers Manastırı'nı gezdik. Dom perignon Rose eşliğinde keşişlerin yemek yediği salonda özel öğlen yemeğimizi yedik. [resim=2006112199moetchandon_3jpg][/resim] Akşam Moet & Chandon ailesine ait 18. yy 'ın başlarında yapılmış olan Cheatau de Saran'da Türk basın grubuna özel bir yemek hazırlandı ve orada kalındı. Chateau De Saran da Türk basın grubu, Patrick Vandermarcq tarafından ağırlandı. Gecceye, South East Area Manager 'ı Francois Laurent Vitrac da katıldı. Mönü'de İstakoz çorbası ile M&C Magnum 98 Brut Imperial, Beef Wellington ile M&C Magnum 95 Rose Imperial, Şeftalili sabayon ile 1983 Dom Perignon ikram edildi. Beyaz eldivenli garsonlar mükemle bir servis yaptı. Ahmet Örs, servisin Fransız değilde Rus servisi olduğunu söyleyince, Patrick Vanderöarcq "20 yıldır burada her gecce davet veriyorum ve ilk defa bir gazeteci servisin Fransız değil, Rus servisi olduğunu anladı. Doğru söyledi, tebrik ediyorum" dedi.. [resim=2006112199moetchandon_4jpg,moetchandon_5jpg][/resim] Ertesi gün, 28 km'lik M&C mahzenini gezdik. Ve içki kültürünü görmüş olduk. M&C'nin yirmisekiz km'lik dev mahseninde tam 5 milyar dolarlık stok varmış. İnanılmaz değil mi? Mahsenin tamamını gezemedik ama manzara muhteşemdi. İşin ilginç tarafı mahsende bulunan milyonlarca şampanya şişesi her gün tek tek elle çevriliyormuş. Evet, evet manuel olarak insan eliyle çevriliyormuş. Tabii yüzlerce işçi tarafından. Düşünmek bile insanın tüylerini ürpertiyor. Şampanya şişelerindeki tortular bu şekilde dağıtılıyor. Daha sonra şişeler baş aşağı konuyor. Tortular ağızda birikiyor ve son olarakda ağızda biriken tortuları dışarı atmak için, şişenin ağız kısmı -27 derecede donduruluyor ve metal kapak çıkartılınca dondurulmuş tortular dışarı alınmış oluyor ve bu işlem sadece 1 dakikada yapılıyor. Vu bu milyonlarca şampanya şişesine titizlikle uygulanıyor. Bir şampanya şişensin içindeki tazyik, bir araba lastiğin içindeki tazyikle eşdeğerdeymiş. [resim=2006112199moetchandon_6jpg][/resim] Ben bu tip gezilerden çok etkileniyorum. Çünkü gecce aleminde yediğimiz, içtiğimiz şeylerin arka planını görmek, verilen emekleri bilmek beni mutlu ediyor. Bir kadeh şampanyanın elimize gelene kadar izlediği yol beni etkiliyor. Bu şarap içinde geçerli, viski içinde.. Yabancılar bunu bir kültür haline getirmiş ve sergilemiş. Her şeyi bir film senaryosu eşliğinde sunuyorlar. Bu mahsenleri yılda yüzbin kişi ziyaret ediyormuş. Ve bu pazarlama işini mükemmel yapıyorlar. Tabii ondan sonra da dünyanın bir numaraları firması oluyorlar. Peki bizde ne oluyor? İçki içenlere kafir gözüyle bakılıyor, tu kaka oluyor, açık havada içilmesi yasaklanıyor ve utanmadan bir de "burada içki içilmez" diye tabela asılıyor! Çünkü her şeyde olduğu gibi hiçbir şeyi doğru dürüst yapamıyoruz, içki içmesini bile bilmiyoruz. Neyse biz Fransa'ya dönelim. 28 km'lik mahzenleri gezdikten sonra , Moet &Chandon ailesinin dostu olan , imparator Napolyon'u ağırlamak için yaptırmış oldukları Trianon sarayında öğlen yemeği yedik. Grup, Arnaud De Mareuil tarafından ağırlandı. Öğlen yemeği mönüsü, dünyada birçok ülkeyi Moet & Chandon bünyesi altında ziyaret eden yemek ve şampanyanın uyumu ile ilgili eğitimler veren, özel mönüler hazırlayan sarayın 20 senelik şefi Bernard Dance tarafından hazırlandı. [resim=2006112199moetchandon_7jpg][/resim] Mönü'de Şampanya soslu , Rezeneli poşe dil balığı ruloları eşliğinde , M&C 99 Millesime Magnum, Chanterelles mantar ve andiv ile sunulan siyah trüf soslu sığır filetosu eşliğinde M&C 95 Rose Millesime Magnum ikram edildi. Baharatlı ekmek kıtırları arasında siyah kiraz sorbesi eşliğinde yenilen yemek sonrası, İstanbul'dan beter bir trafikle Paris'e geçtik. Moet&Chandon ve Dom Pierre Perignon'un gezisi Paris'e kadardı. Bir gün de Paris'te kalarak, daha sonra İstanbul'a döndük. Ajdar, Tülin-Caner, Kaynana Semra her tarafı sarmıştı, her kanaldaydı! Üsküdar'da içki yasağını protesto eden Deniz Som'a saldırılmıştı! Dünya nerde, biz nerdeyiz? İleri değil, hep geri gidiyoruz! her şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok!