MİAMİ DEDİKODULARI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 04-02-2005 11:47
İşte geldim, burdayım.. Beni özlediğinizi umuyorum, çünkü ben sizleri ve Türkiyemi çok özledim. Ne olursa olsun, tamam süper yerler, süper bir düzen, insanlık, ıvır zıvır hepsi okey ama ne de olsa insanın kendi ülkesi gibi yok. Şimdi size Miami'yi anlatmak gibi bir ukalalık yapmayacağım. Oraları ballandıra ballandıra da anlatmayacağım. Bilenler biliyordur zaten. Giderken Acun Ilıcalı, çocukları ve çocuklarının arkadaşlarıyla beraber gittik. Acun'un Miami'de evi varmış. Eşinin pasaport problemi olunca tek başına gitmek zorunda kalmış. Miami havalimaında yemek randevusu yaparak ayrıldık Acun'dan ama bir daha görüşme imkanımız olmadı. O yoluna, ben yoluma gittim. Acun'un gerçekten 10 parmağında 10 marifet var. Bir yandan "Acun Firarda" gibi yoğun tempolu bir televizyon programı yaparken, diğer taraftanda BKM'de "Acun Sahnede" tiyatrosunu yapıyor. Gidemedim ama çok güzel olduğunu duydum. Mutlaka gideceğim. South Beach'te kiraladığımız evimize yerleştikten sonra, tesadüfen Duygu-Erol Kataş ailesi ile Gül Ergi ve Yücel Mergen'e rastladık. Tabii ondan sonra da hiç ayrılmadık. Duygu-Erol Kataş ailesininde Aventura'da kiralık daireleri var. Onlar çok güzel bir düzen sağlamışlar Mimai'de. Yılın 4-5 ayı gelip gidiyorlarmış. Erol Kataş'ın ilk eşinden olan kızı Okşan, Amerikalı bir işadamıyla evli. Eski eşi ise Amerika'da vefat etmiş. Bir ara mezarlığı bile ziyaret ettik. Ama ne mezarlık. Sanki Central Park.. Pırıl pırıl, yemyeşil, tertemiz bir mezarlık. Bir mezar 10 bin dolar. Gül Ergi ile Yücel Mergen ise geleneksel Miami seyehatindelermiş. Onlar sık sık seyehat edenlerden. Başbaşa keyifli bir program yapmışlar. Miami, Key West, Orlanda, New York turuna çıkmışlar. Miami'de kaldıkları süre içinde birlikte yedik-içtik. Bir gecce Delano'da sushi, başka bir gecce Hüston'da nefis bir et veya Tomy Romas'da kaburga yedik.. Amerika'da insanların en büyük özelliği çok sabırlı olmaları! Yemek için saatlerce bekleyebiliyorlar. Hiçbir restoranda rezervasyon sistemi yok. En şık restorana gidiyorsunuz ve bir elektronik alet alarak çalmasını bekliyorsunuz. Gecce kulübü kapısında bekliyorsunuz, alışveriş merkezlerinde kasada bekliyorsunuz. Kıyafet deneyeceksiniz, bekliyorsunuz. Hep bekliyorsunuz. Sürekli bekliyorsunuz. Ama hiç kimsenin sesi çıkmıyor, bağırmıyor, "ben kimim biliyor musun?" demiyor.. Herkes sırasını bekliyor. Miami'de çok Türk var. Kimisi iş yapıyor, kimisi gezip tozuyor.. Kimisi de gay olmuş dolaşıyor! Şimdi moda topraktan ev alıp, prim yapmasını beklemek ve satmak. Bu işi yapan çok Türk varmış. 10 bin dolar verip topraktan eve giriyorsunuz. Bir ara bir 10 bin daha veriyorsunuz. Ve ondan sonra anahtarınızı elinize alana kadar para ödemiyorsunuz. Daha sonra da çok düşük taksitlerle ev sahibi oluyorsunuz. İşte bizim uyanık Türkler'de topraktan giriyorlar, ev bitince de satıp para kazanıyorlar. Kıyak iş.. Her zaman olduğu gibi sinemacı Pamir Demirtaş'ın evi doluydu. Bahattin Demir ve sevgilisi ile Seray Sever kalmışlar. Bir ara Emre Ergani'yi Mint Gecce Kulübü'nde görmüşler ama ben rastlayamadım. Daha sonra İzzet Çapa'nın sağ kolu Tolga Sezgin geldi Miami'ye. Adana İncirlik üssüne yakın doğduğu için, içinde hep bir Amerika özlemi olan Tolga Sezgin, kesin olarak Miami'ye yerleşti. Gökhan Yüzbaşıoğlu'nun yeni aldığı otel, cafe, restoran'da işletmecilik yapacak. Tam Delano Oteli'n karşısında yeralan mekan, Spy Lounge olarak önümüzdeki günlerde açılacak. Spy Lounge'un Genel Müdrü ise Antalya Su Otel'den transfer olan Genel Müdür Aydın Sağmanlı. Sağmanlı, bundan böyle Mimai'de Spy Lounge'un Genel Müdürlüğü'nü yapacak. Miami ile ilgili yazılarımıza yarın da devam edeceğiz efendim.