BEŞİKTAŞ’A UĞURLU GELDİM!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 03-10-2003 10:03
Beşiktaş’a uğurlu geldim. Belki de ben Londra’ya gelmesem, Beşiktaş İlhan Mansız’ın mantıksız hareketiyle 10 kişi kalmasina rağmen yenemeyecekti. Öncelikle Beşiktaş’ı tebrik ediyorum ve ardından çok güleceğiniz bir şey söylemek istiyorum. Evet, maç için Londra’ya geldik gelmesine de stada gidemedik biliyor musunuz! Komik değil mi? Nasil kendimi bir anda Londra’da bulduysam, dün gece de bir anda Londra’daki Meze adlı Türk restoranında digiturk’te maç izlerken buluverdim. Time Out’un gidip görmeden iyi puan verdiği Meze adli ocakbasinda izledim Beşiktaş’in galibiyetini! Peki, Londra’ya kadar gelip de maça niye gidemediğimi soruyorsanız onu da anlatayım efendim. Beni davet eden arkadaşım, benim gibi Fenerbahçeli. Ve ona VIP biletleri Mado dondurmalarının sahibi olan ‘Hacı’ lakaplı Bahattin Demir ayarlamış. ‘sen hiç merak etme, Londra’ya varınca beni ara. Biletlerin hazır’ demiş. Tabii sadece 100 VIP bilet ayrıldığı için bizim iki bilet de başkasına satılıvermiş! Nasıl olmussa artık! Allah’tan Fenerbahceliyiz. Yoksa böyle bir durum Fener maçında basımıza gelseydi ortalığı ayağı kaldırır, Londra’yı başlarına yıkardım. Tabii bizim Bahattin Demir’den kazık yiyince, ben de hayatımda ilk defa Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili’yi aradım ve durumu anlattım. Zamanında kendisi bizden çok şey istedi! ‘Koskoca başkan, gurbet ellerde herhalde birşey yapar, iki Fenerbahçeliyi maca davet eder’ dedik ama başkan da birsey yapamadı! Ah ah Fenerbahce Başkanı olsa, limusin gönderirdi. Neyse, bir gün acısını çıkarırım Serdar Bilgili’den! Biz de Londra’ya kadar geldik bari maçı biryerlerde izleyelim diye Meze adlı Türk restoranını bulduk. Ve Beşiktaş’ın 2-0 lik galibiyeti karşısında gurbetcilerle birlikte bağırdık, sevindik. Sabah Park Lane Otel’de Numan Ceyhan’ı gördüm. Öcü gormüş gibi oldu suratı! ‘Senin ne işin var burada, maçta yoktun’ dedi. Durumu anlattım, ‘Sen bari golleri iki kez seyrettin, bizim öyle bir şansımız yoktu’ diye beni teselli etti. Londra’daki ilk ve tek geccemizde maçı Meze kebapcısında izledikten sonra, Metin-Zeynep Fadıllıoğlu’nun açtığı Chintamani’ye yemeğe gittik. Chintamani’nin ortakları arasında biliyorsunuz Cem Boyner ve Güler Sabancı gibi isimler var. Chintamani Londra’da merkezi bir yerde, Güzel, hos bir restoran. Mac nedeniyle biraz boştu, yoksa çoğu zaman dolu oluyormuş. Tabii ne yalan söyleyeyim ben daha görkemli bir mekan bekliyordum. Paris’teki Budha Bar gibi. Ama yine de fena değildi Chintamani. Mudur Türkiye’den Füsun Hanım. Sağolsun bizimle çok ilgilendi. Mac geccesi Chintamani’de bizden baska Türk yoktu. Zaten Türkler’den cok yabancılar gelirmis. Monu tamamen Türk mutfağı. Lahmacun, pideler, imam bayıldı, yaprak ciğer vs. ana yemeklerde ise Centik Kebabından islim kebaba kadar, kebabın her ceşidi var. Tatlılar da bizim Türk tatlıları. Lezzet güzeldi ama ben yaprak ciğeri beğenmedim. Zaten yaprak değil, şiş ciğerdi. Ana yemek olarak Chintamani Kebap yedim. Bizim bildiğimiz yoğurtlu kebap yani. İki İngiliz garson kız var. Haftasonlari DJ muzik yapıyormus. O zaman daha cok hareketli oluyormuş. Sonucta Londra’da Türk mutfağını tanıtan bir restoranımız var. Benim sadece aklıma takılan Türk mutfağının yanında Türk servisi, güler yüzünün de tanıtılmaması. İngiliz garsonlar ve İngiliz Barmen hoşuma gitmedi. Her zaman olduğu gibi İngiliz soğukluğu var üzerlerinde. Oysa bizim garsonumuz, şefimiz, barmenimiz olsa, masada ne boş tabak kalır, ne de serviste herhangi bir gecikme olur. İnşallah Metin Fadıllıoğlu bu eleştirimi dikkate alir. Bu arada önceki gün piyasaya cıkan ‘gecce night guide’i imzalayarak Chintamani’ye bıraktık. Füsun Hanım, gelen yabancı konukların İstanbul’u cok merak ettiklerini ve gecce night guide sayesinde bu meraklarını gidereceklerini söyledi. Dün gecce gec vakit İstanbul’a geri döndük. Bakalım İstanbul’da neler olmus neler?