LA BRISE: PARİS'TEN BİR ESİNTİ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 26-01-2008 11:33
Şimdilerde daha bir keyiflendi Beyoğlu.. Çünkü yepyeni bir mekanı var; buram buram Paris kokan, lezzetini, keyfini size hissettiren ve içinizi huzurla kaplayan.. Türkiye'nin en önemli gurme yazarlarından biri olan ve aynı zamanda The North Shields'lerin yaratıcısı Teoman Hünal'ın Asmalımescit'te açtığı yeni mekanı La Brise'den bahsediyorum.. La Brise, Fransızca'da esinti, rüzgar anlamına geliyor.. Gerçekten de içeri girdiğiniz andan itibaren içinizi bir garip esinti kaplıyor.. Başlarda ne olduğunu biraz anlamıyorsunuz ama mekanı yaşadıkça o anlamsızlık içinizde çözülüyor ve biliyorsunuz ki artık Beyoğlu'nda değil, kesinlikle Paris'tesiniz.. Sanki kapıdan çıksanız Champs Elysees'e adım atacaksınız.. O kadar gerçek yani.. Bir de bana mı öyle geldi ya da siz de gidince öyle hissedecek misiniz bilmiyorum ama mekanın kendine ait bir ritmi var.. İçerde birbirinden güzel Fransızca şarkılar çalıyor ama beyniniz sanki sizi yanıltmak istercesine mekanın ait olduğu ritme öncelik tanıyor.. Bu nedenle de Teoman Bey'le konuşurken benim beynimde sürekli olarak Edith Piaf'tan La Vie En Rose çalıyordu ve bana göre mekanla, o konseptle ve Beyoğlu'yla en iyi uyum sağlayan şarkı buydu.. [b] Brasserie'ler 18. yy'ın ikinci yarısında açılmaya başlandı [/b] La Brise gerçek bir brasserie.. Teoman Bey, bu konuda çok hassas.. Ülkemizde brasserie kavramının biraz farklı algılandığını ve gerçek anlamda dünya normlarına uygun brasserie'lerden uzakta olduğumuz görüşünü savunuyor.. Bu yüzden de dünya standartlarında bir brasserie yaratmaya çalışmış ve bu konuda da oldukça başarılı olmuş.. [resim=20080126resim-183130C4][/resim] Brasserie'lerin Paris'in olmazsa olmazlarının başında geldiğini söyleyen Teoman Hünal, 'Dizlerinin altına kadar uzanan beyaz önlüklü garsonların beyaz örtülerle kaplı masalara servis yaptıkları ahşap ağırlıklı duvarlarını, aynaların vitrayların süslediği bu restoranlar 18. yy'ın ikinci yarısından itibaren Paris'in her tarafında açılmaya başladılar ve sanatçılar, ressamlar ve yazarlar başta olmak üzere Parisliler'in yaşamlarının ayrılmaz bir parçası oldular..' diye anlatıyor brasserie'lerin doğuşunu.. Brasserie kelimesinin Fransızca 'bira yapan anlamına gelen brasseur'den geldiğini anlatan ünlü gurme, 'Aslı bira yapılan yerdir aslında.. Paris'te şarap içilir diyen okuyuculara da bu önemli hatırlatmayı yapmak gerekiyor' diyor.. [resim=20080126resim-183130G7][/resim] 16 yıldır birlikte çalışan Hünal Ailesi, bu mekan için de yine geleneği bozmamışlar ve hep birlikte hayal ettikleri gibi bir yer açmışlar.. [b] La Brıse'nin mutfağı Esen Hünal'a teslim [/b] [resim=20080126resim-183130E2][/resim] Mekanın mutfağı Teoman Bey'in küçük kızı Esen Hünal'a teslim.. 21 yaşındaki Esen, gününün büyük kısmını bu mutfakta geçiriyor ve birbirinden lezzetli Fransız yemeklerini sizlerin beğenisine sunuyor.. Yurtdışındaki yemek üzerine eğitim alan Esen Hünal, 'Ben kendimi bildim bileli, bizim ailedeki herkes arı gibi çalışır.. O yüzden 21 yaşında olup da bu kadar çalışmak bana hiç zor gelmiyor.. Yaşıtlarım şu anda gezip tozmanın derdinde ama ben mutfakta olmaktan ve birbirinden farklı lezzetlere imza atmaktan çok hoşlanıyorum' diyor.. [resim=20080126resim-183130D7][/resim] La Brise'nin mönüsü Fransız yemeklerinin ağırlıklı olduğu bir mönü.. Ve benim gördüğüm kadarıyla şu anda İstanbul'da bu yemeklerin yer aldığı ilk ve tek mönü.. Hangi birisini yazacağım bilmiyorum ama en meşhur Fransız yemeklerini söylemem yeterli olur kanaatindeyim.. Salada Niçoise (Nisuaz salatası), Pate de foie de poulet (Tavuk ciğeri pate), Huitres, les 6 (İstiridye, yarım düzine), Choucroute garnie (Geleneksel ekşi lahana, domuz jambon ve sosis ile), Moules Marinieres (Tencerede şarap solsu midye), Cailles panees sautees au beurre (tereyağında sote bıldırcın), Collet de porc aux pommes caramelisees et sauce aux pommes (ızgara domuz gerdanı, karamelize elma ve elma sosu ile), Cotelettes D'agneau grillees (nane soslu ızgara kıvırcık pirzolası), Tarte tatin ve mousse au chocolat.. [b] Soğanlar 5 saat kavruluyor [/b] Bu lezzetlerin yaratıcısı Esen Hanım'a bu işin sırrını sorduğumda gerçekten çok şaşırtıcı bir cevapla karşılaştım.. Esen Hanım dedi ki, 'tamamen özel tariflerine uygun olarak hazırlanıyor ama hazırlanış süreci gerçekten çok uzun saatler alıyor.. Örneğin yemeğe konan soğanı biz beş saat filan kavuruyoruz, bu da bir hayli zaman alıyor tabii ki..' Esen Hanım'la konuşurken anladım ki, yemek yaptıktan sonra ben boşa şikayet edip duruyormuşum, yoruldum diye.. Benim en fazla 20 dakika süren yemek yapma serüvenim Esen Hanım'ın soğan kavurma süresine bile denk gelmiyor baksanıza.. Mutfak şefi olarak en çok hangi yemeği önerirsiniz sorumun cevabı da bu kadar hassas bir şekilde yemek hazırlayan bir insanın vereceği cevap oldu haliyle ve tabii ki ayırt edemedi Esen Hanım; 'Çünkü gerçekten hepsi birbirinden lezzetli ve her gelişte farklı bir tadı denemelerini öneririm ben' dedi.. [b] Şarap ve bira vahası [/b] [resim=20080126resim-183130E9][/resim] Mekanın yemekleri ve tatlıların dışında öne çıkan diğer bir özelliği içkileri tabii ki.. Teoman Hünal'ı bilenler bilir; bilmeyenler için kısa bir özet geçmekte fayda görüyorum.. Teoman Hünal, bana göre içkilerin alfabesini söken kişi.. Viski denilince ilk akla gelen isim.. Türkiye'yi kaliteli malt viskiyle tanıştıran, dünyaca ünlü The Maccallan'ın Türkiye temsilciğini alarak The North Shields Pub'ı, viski çeşitliliğiyle adeta bir viski vahası haline dönüştüren bir gurme.. Hünal, şimdi de La Brıse'ı bir şarap ve bira vahası haline getirecek.. 40'dan fazla şarap çeşidiyle müşterilerin damak tatlarını artıracak olan Hünal, 'La Brıse'nin en büyük özelliği müşterilerin en pahalı şarapları bile şişe açtırmadan kadehte içebilecek olmaları..' diyor.. Teoman Bey, bana bunları anlatırken aklıma Paris'in ünlü caddesi St. Honore'de bulunan Belçika Brasesserie'siyle ilgili yazılan bir yazı geldi.. Orada kullanılan servis kağıtlarında elinde kocaman bir bira şişesi tutan bir papaz resmi varmış ve papaz aynen şöyle diyormuş: 'Şarap tanrıların içkisidir, bira ise insanların..' İşte La Brise'de hem tanrıların hem de insanların içkilerinden envai çeşidi bulabileceksiniz.. Hem de çok özel sunumlarla.. [b] Dekorasyonda Seda Hünal imzası [/b] Gelelim mekanın dekorasyonuna.. Mekanın dekorasyonunu ise Teoman Bey'in büyük kızı Seda Hünal yapmış.. Seda Hünal, yurtdışında iç mimarlık okuyan ve Teoman Bey'in tüm mekanlarında imzası olan bir kişi.. Fakat burası diğer mekanlara göre daha farklı olduğu için Seda Hünal La Brıse'ı dekore ederken oldukça heyecanlanmış.. Bunun sebebini şöyle anlatıyor Seda: 'Çünkü pubların düzeni hep aynı.. Yeni bir pub açmak için boş bir mekana girdiğimizde neyin nereye geleceğini hemen kestirebiliyoruz.. O yüzden artık o düzen oturdu.. Ama La Brıse bizim için farklı oldu..' La Brıse, tam bir Brasserie diyor Seda Hünal, 'Tamamen Fransız mimarisi hakim mekana.. Oldukça sıcak renkler kullanmaya çalıştık.. Kullandığımız tüm objeleri buradaki antikacılardan ve yurtdışından topladım.. Uyumlu ve pozitif enerji veren bir mekan yaratmaya çalıştık..' [b] Lale Hünal: 'İlk günkü gibi heyecanlıyım' [/b] Teoman Hünal'ın eşi Lale Hanım ise 'Hala ilk günkü gibi heyecanlıyım.. Bu heyecan hiç bitmiyor.. Sürekli buradayım..' derken o sırada Teoman Bey lafa giriyor ve 'iki saatliğine filan kuaföre kaçıyor, sonra geri geliyor' diyor.. La Brıse'de göreceğiniz her şeyde Hünal Ailesi'nin izi var.. Çatalından, kaşığına, bardağından duvardaki apriğine kadar her şey çok ince bir emeğin ürünü.. Yolunuz Asmalımescit'e düşerse, hiç düşünmeden girin La Brıse'den içeri ve bırakın Paris esintisi her hücrenizde dolaşsın.. Eminim bu esintiyi çok seveceksiniz.. Merak edip gitmek isteyenler için: La Brıse Tel: 0 212-244 48 46 Asmalımescit 28, Beyoğlu