ŞU ANDA HAVANA BEACH'TE.. GÜNEŞ, DENİZ VE KIZLAR... KENAN ERÇETİNGÖZ YAZDI

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 02-06-2001 16:54
Şu anda Bodrum Havana Beach'te, çimenlerin üstünde laptop'umla başbaşayım... Bir ağacın altında oturmuş, yazıyorum. Etrafımda güneşlenen güzel bayanlar da bana şaşkın şaşkın bakıyorlar 'Bu adam acaba ne yapıyor?' diyorlardır. Eskiden paparazzilerden çekinilirdi! Çünkü bizim ülkemizde fotoğraf olmadan hiçbirşeye inanılmaz. Şimdi de laptoplu adam çıktı. Yakında gece kulüpleri ve beachlere laptopla girmek yasaklanırsa hiç şaşırmam. Dün gecce 19.10 uçağıyla geldim Bodrum'a. İnsanlar zam-mam dinlemiyor. Airbus uçak full doluydu. Cuma akşamımızı Bodrum içinde Ginger'da geçirdik. Biraz sakindi Ginger. Sevgili Kemal Kurçer, 'okullar kapanmadan Bodrum'da doluluk beklemek yanlış olur' dedi... Nefis bir yemek yedik, servis güzeldi, fiyatlar da çok uygundu. Üç kişi, ödediğimiz hesap 75 milyondu. Balıkçılarda bile artık adambaşı 40 milyon lira alıyorlar. Ginger'da bu fiyat çok normal. Havana'nın eski ortağı Kemal Kurçer, Bodrum'a çok şık bir mekan kazandırmış. Tebrik ediyorum. Bu arada Kemal Kurçer, İstanbul'dan da kopmamış ve daha önce de yazdığım gibi şu anda Farfara olan eski Garden 74'ü o almış. Kış başı tamamen yıkıp yepyeni bir konseptle çok şık bir gecce kulübü yapacakmış. Bugün de (Cumartesi) başka bir Havanacı, Emre Ergani'nin Türkbükü'ndeki Havana Beach'ine geldik.Çok yer gezdim ama iddia etmiyorum, herhalde dünyada böyle yerler çok sayılıdır. Koskocaman bir alan üzerine kurulmuş olan Havana Beach, tam anlamıyla bir keyif merkezi olmuş. Deniz, kum, güneş, havuz, müzik, servis, bar, restoran, özel odalara, butikler yani ne ararsanız var. Şu andaki durumu çok kalabalık olmamasına rağmen 100 kişi falan var. Birinci gün için süper... Daha okullar açılmadı... Emre Ergani entresan bir insan. İşini çok seviyor. Herhalde tekbaşına olmak, hayallerini gerçekleştirmek istediği için ayrıldı diğer üç ortağından. Bence hayallerini de gerçekleştirmiş. 'İnsanlar Havana Beach'e geldiği zaman kendilerini gerçekten tatilde hissetsinler.' Diyor. Yani kişiye özel servis yaptırıyor. Şu anda müşteriden fazla personel var. Tam 170 kişi... Yani Havana Beach'te bir eliniz yağda, bir eliniz balda... Gak diyorsunuz su, guk diyorsunuz yemek geliyor... Ayrıca Havana Beach'e giren her müşteri kaza ve hırsızlığa karşı Demir Sigorta'dan sigortalı. 24 saat sağlık memuru, en geç 15 dakika içinde ambulans hizmeti, teknelere servis imkanı, özellikle pizza servisi mükemmel, çünkü Peperoni yapıyor. Peporoni'nin aşçısı Sıdıka Atalay'ın oğlu Tolga Atalay. Havana Beach'te ayrıca Karaf balık rstoranı da var. Onun yönetiminde ise Kaya-Gül Demirer çifti var. Türkiye'de ilk kez Belçika'daki balıkçılar gibi balık yapıyorlar. Paella'dan moule marine'ye kadar uzanan bir mönüsü var... Ayrıca Picante Fast Food Meksika mutfağı da var. Ve bu saydıklarımın hepsi de 24 saat servis veriyor. Çok sevdim Havana Beach'i. Ben zaten yaz'ı, güneşi, denizi, Bodrum'u, ülkemi çok seviyorum... Bu güzelliklerin değerlendirildiğini görünce de daha çok mutlu oluyorum. Dün gecce yine ilk kez Bodrum temsilcimiz Mehmet Sarışın'ın yazdığı gibi artık Bodrum'da sabah 05.00'e kadar eğlence serbest bırakıldı. Bu karardan dolayı da tüm yetkilileri kutluyorum. Bodrum başka bir dünya.. Bodrum aşk şehri, büyülü şehir... Tarihinde var güzellik, aşk, heyecan... Havana Beach'te Uğur Kirik DJ... Hani Hande Ataizi'nin sevgilisi olarak tanıdığımız çocuk. Havana bu yaz sabaha kadar açık olacak. Gündüz deniz, kum, plaj... Tabii havuz da var... Akşam ise müzik, dans, eğlence... Hem de iki ayrı yerde. Beach'te Uğur Kirik çalacak, son teknoloji müzik sistemlerinin olduğu bölümde ise Sezen Aksu'nun oğlu Mithat Can çalacak. Herhalde Mithat Can, 'sinema mı okuyayım, başka birşey mi derken Deniz Akkaya gibi DJ olmaya karar verdi... Bu arada Uğur Kirik, Deniz Akkaya'nın DJ2liği için 'Biran önce mesleği olan mankenliğe geri dönsün' diyor.. Bu arada Uğur Kirik ile Beyaz anlaşmış, Suadiye'de eski bir mekan vardı, Hkan Özkaykı'nın her zaman olduğu gibi batırdığı mekan, orayı alıp beraber cafe yapacaklarmış... Ben bu Bodrum'u seviyorum. Burada kendimi bambaşka bir dünyada hissediyorum. Stresten, trafikten, pislikten, dedikodudan arınmış gibi oluyorum. Bodrum bana hayat veriyor. Ne yapsam acaba Mehmet Sarışın'ın yerine ben mi yerleşsem Bodrum'a! Kıskandım temsilcimi. Şortunu giymiş, heryeri dolaşıyor, herkesle arkadaş olmuş, krallar gibi yaşıyor. Gitmiş Cemil İpekçi ve Rıfat Özbek'le oturmuş çiğköfte partisine katılmış bütün basını atlatmış. Daha sonra da Hürriyet gazetesinde Bodrum'da olan Rıfat Özbek'e sorulmadan Londra'dan aids haberi girince, yine Mehmet Sarışın gidip konuşmuş ve insanların suçlanırken cevap haklarının olduğunu Türk basınına anlatmış. Hani Fatih Altaylı hep yazarya... İnsanlar suçluluğu ispatlanmadan, yargılanmamalı, çamur atılmamalı diye. İşte bugün Hürriyet yapmış. Sanki Rıfat Özbek'in aids raporunu ele geçirmişler. Manşet haber yapmışlar. Hem de Rıfat Özbek Türkiye'de, Bodrum'da.. Açıp sormamışlar bile... Ama Gecce.com, bu sabah Rıfat Özbek'le bizzat yine yüzyüze konuştu ve aynen röportajı yayınladı... Basında Gecce.com'dan alıp yarın yayınlar, çünkü Rıfat Özbek sadece Gecce.com'a konuştu. Ben seviyorum bu Bodrum'u... Burada başka bir hayat, başka bir dünya var... Bugünlük bu kadar. Bakalım Bodrum geccelerinde bizi neler bekliyor? Onları da yarın anlatırım. Gecce.com'dan ayrılmayın..