10 SENE ÖNCE TÜRKBÜKÜ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 24-07-2003 03:00
O zaman 10 sene önce Türkbükü'nün denizinin muhteşem, şimdi ise kimyasal bir takım maddelerle dolu olduğunu buna balık çiftlikleri ve yatlardan boşaltılan sintinelerin, ayrıca o sosyetik balık restoranlarının da sebep olduğunu yazın lütfen. Denize girince minik minik ısırıklar hissediliyordu iki sene önce gittiğimde. Ben de 10 senelik tatil yaptığım yeri bıraktım artık. Dalınca deniz şakayıklarıyla karşılaşırdık. Şimdi ise USA yazan yatların altını tamamen kaplayan boş bira kutularıyla.. Bir de gecce köylülerin uyuyamadıkları için sabah tarlalarına mahmur mahmur gidip yorgun uykusuz geldiklerini.. Bunları yazabilirseniz bravo size.Türkbükü doğal kalsa idi, sosyete akınına uğramasaydı Türkiye'nin en güzel koylarından birini de kaybetmemiş olacaktık. Çok ciddiyim, deniz alarm veriyor, bir şeyler yapacaksanız bunları yazın. Saygılar Çigdem Bilge Alvaro * * * Demiş Çiğdem Hanım, bana gönderdiği mail'de.. İlk bölümünde yerden göğe kadar haklı. Yani Türkbükü'nde denizin kirlenmesi konusunda. Yüzde bin haklı. İskelelerdeki balık lokantalarına yatla yanışıyor sosyetik tiplerimiz! Yani zodyak bot kullanmıyor! Halbuki, Türkbükü koyuna belli bir mesafeye bir şamandıra ipi çekersin (aslında var) ve oradan içeriye kimse yaklaşamaz! Jet-ski'ler cirit atamaz, kazalar yaşanmaz! Ama nerdeee bunu yapacak kafa! Kim kime, dum duma! Zaten bütün sorun da bu ya.. Uygulama eksikliği.. Allah bilir, böyle bir uygulama vardır. (var). Yani; koyların girişi belli mesfalere kadar teknelere kapalıdır.. (Evet, kapalı). Ama sanıyorum sahil güvenlik burada yetersiz kalıyor. Yoksa, Türkbükü koyu öyle mi olur? Yüzlerce tekne kıç kıça, jet-ski'ler her yerde. Ondan sonra hem deniz kirlenir, hem de kazalar olur tabii. Tuncer Ciner'in teknesinin kaptanın oğlunun yaşadığı kaza gibi. Çocuk babasından gizli jet-ski ile dolaşmaya başlamış. Tabii ufacık koyda, o teknelerin arasında sürat yapınca başka bir tekneye çarpmış. Şu anda yoğun bakımda yatıyor. Apar-topar Bodrum'a gelen Tuncer Ciner ise kaptanının oğlu ile çok yakından ilgileniyor. Allah acil şifalar versin. Kıskançlık! Çiğdem Hanım'ın mailindeki ikinci bölüme katılmıyorum. Yani, köylülerin uyuyamadığı için tarlalarına mahmur mahmur gitmesine. 'Türkbükü doğal kalsaydı, sosyete akınına uğramasaydı Türkiye'nin en güzel koylarından birini de kaybetmemiş olacaktık' sözlerine. İşte ülkemizdeki en büyük sorun bu işte. Hem doğal kalıp, hem de eğlenmesini bilemiyoruz. Yani insan gibi yaşamasını bilmiyoruz. Kurallar dünya standartlarında olduğu gibi uygulansa aslında hiçbir sorun olmayacak. Her şey yasalarda mevcut. Ama uygulama yetersizliği var. Rüşvet var, adamını bulma var, işini yürütme var.. Ses olayında 90 desibel var, var, var, var.. Ama ya mülki idari amirlerin yeterli bilgi sahibi olmamaları yüzünden, ya da eğlence sektöründeki belli insanlarla diyaloğa geçilememesi yüzünden oluyor tüm bu sorunlar. Bir de kıskançlıktan, başarıyı çekemezlikten! 'Ship A Hoy sonuna kadar açmış müziği ben de açayım. Salopet Marine'i niye kapatmıyorsunuz da bana ceza kesiyorsunuz' gibi mantıklardan oluyor. Yani Türk insanı her zaman olduğu gibi birbirini çekemiyor. Ayrıca köylülerin tarlalara gittiği Türkbükü'ndeki mekanlarda çalışanların kazancını, ailelerini unutmamak lazım. O mekanlardan doğan diğer kazançları, bakkalı, manavı, taksisi, ıvır zıvır unutmamak lazım. Dediğim gibi kurallar bir daha gözden geçirilse, Bodrum, Türkbükü, Çeşme gibi yerlerin eğlenceden sorumlu yöneticileri olsa, bunlar da bu işi bilenlerden oluşsa, her sezon öncesi kararlar dünya standartlarında alınsa ve uygulansa! Of offfff.. Boşverrrrr.. Bir anda Kenan Doğulu'nun şarkısı geldi aklıma.. Boşverrrrr.. İşte boşvermesek de ilgilensek ne güzel olacak. Bu sezonda böyle kavga-döğüş, açma-kapama, jandarmayla basmalarla geçer gider. Şurada ne kaldı ki? İnşallah 2004 sezonu için şu dediklerimi bir kenara yazarlarda belki bir sonuç elde ederler.