ALEGRİA VE AVANTGARDE

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 10-10-2003 13:09
Gecce gezmeye başlayınca sabahları kalkmak zor oluyor ve tabii ki ben size yazıları yetiştiremiyorum. Ekim ayı okulların açıldığı ay. Tabii kışlık mekanların da.. Birbiri ardına mekanlar açılmaya başlandı. Bu hafta her gecce bir açılış vardı. Centro, Redroom, estremo, Avantgarde, Karnivor, Alegria.. Daha bir çok mekanın bu hafta kışlık açılışı olacak. Dün akşam önce Alegria’ya gittik. Alegria’ya ilk gidenler için kaybolmak normal. Ama yerini öğrenince Galatasaray Lisesi’nin yokuşunun başında olduğunu anlıyorsunuz. Biz arabayla gitmeye kalkınca, Tophane’den yukarı dik yokuşlarda Alegria aradık ve sonunda bulduk. Kapıda Deniz Baykal’ın çelenginden Murat-Yılmaz Erdoğan’ın çelengine kadar bir sürü çiçek vardı. İçerisi ana-baba günüydü. Belli ki Alegria’nın sahipleri tanınmış ve başarılı insanlar. Açılışı her zaman olduğu gibi Feza Fırat yaptı ve tüm sosyete oradaydı. Canım Feza da hala koltuk değnekleriyle dolaşıyor ve oradan oraya koşturup duruyordu. Alegria değişik ve ilginç bir mekan. Ve de geniş bir mekan. Geçen sene gittiğimde gençler çok güzel tango’lar yapıyorlardı. Açılış davetinde Nez dikkatimi çekti. Annesi ve babasıyla gelmiş. Annesi Nez’in kızkardeşi gibi duruyordu. Babası da Alegria’nın dekorasyonuna yardımcı olmuş. Daha bir çok isim vardı Alegria’da ve güzel bir açılış oldu. Alegria’da çıkıp daha önce gidemediğim Avantgarde’a gittim. Eski Süleyman Nazif’in olduğu yer. Şimdi söyleyeceklerim birilerini yine çatlatacak ama olsun. Doğruya oğru kardeşim. Bu İzzet Çapa denilen adam bu işi gerçekten aşmış. Avantgarde ne zaman bitti, ne zaman bu kadar güzel dekora edildi ve ne zaman ambiansı ve lezzeti ile dolup taşmaya başladı anlamak mümkün değil. Avantgarde’dan içeri girdiğimde değişik bir yere geldiğimi anladım. Yüksek tavanlar ve çok şık köşeler vardı. Bar bölümü daha hareketli ve daha sesli, yemek bölümü ise daha sakin düşünülmüştü. Dekorasyonu Dodo yapmış. Aferin, çok güzel kombinasyonlar sağlamış. İşletmeci ise Esin Maraşlıoğlu’nun ablası olan Seza Maraşlıoğlu. Çok iyi bir ev sahibi bence. Yemeğe geçerken ne yiyeceğime karar vermemiştim. Zaten hep öyle olmuyor mu? Ne yesek acaba? Tam bunları düşünürken, masa öyle bir donatıldı ki, şefi, garsonları çağırıp tebrik ettim. Patlıcanlı mantı, çöp şişler, ızgara mantı, bohça börekleri, vs.. ne ararsanız vardı masada. Tam benim istediğim gibi; Çin usülü.. Artık Amerika’da yemek alışkanlıkları bu tip şeylere dönüştü. Azar azar, değişik tadlar. Ben patlıcanlı mantı yerken içeri Yasemin Kozanoğlu girdi. Çok alımlı ve güzel bir kız aslında Yasemin ama hayatına hiç dikkat etmiyor. Aslında şu anda çok daha iyi yerlerde olabilir, Hülya Avşar’la bile çekişebilirdi! Ama aklını ve güzelliğini hiç kullanmadı. Yasemin’in aklı hep başka şeylere çalıştı. Geccenin ilerleyen saatlerinde Avantgarde bar bölümü çok kalabalık oldu. Bir çok tanıdık isim dans ediyordu. Bunlardan biri de Selin Toktay’la adı aşk dedikodularına karışan Melisa’ydı. Melisa güneş gözlüklerini hiç çıkarmadı nedense! Seza Maraşlıoğlu, Dodo, aşçı Erhan İldeş, Barış, şef Ayşen ve tüm Avantgarde ekibini kutluyorum.