MEHMET ASLANTUĞ'UN TAVRI?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 04-01-2005 10:30
Bu kadınları anlamak mümkün değil! Erkekleri delirtmek için elinden geleni yapıyorlar! Anlamsız hareketler, kuruntu, isyan, şımarıklık, rahatın batması, zor bulunan mutlulukların korunamaması, ne kadar iyi olursan ol yaranamamak ve kılıbık olmak hiçbir işe yaramıyor. Kumar yok, içki yok, başka kadın yok, eve geç gelmek yok, yoksulluk yok ama mutsuzluk var! Sebep; Kadınlar! Neydi o, dün akşam "Bir İstanbul Masalı"ndaki Esma'nın hali? Kılıbık Selim'i (Mehmet Aslantuğ) bile delirti, çileden çıkarttı Esma. Kılıbık Selim, kızkardeşi Çiçek ile ev tutmaya karar veren Esma'yı duyunca eşyalarını kapının önüne koyuverdi. Oh olsun.. Sonunda Selim de anladı ve "bu kadar kılıbıklık, iyi niyet yeter" dedi ve işi bitirdi. Kadınlar hep böyle.. Baştan, gereksiz onur ve gurur yaparlar, ondan sonra da işi toparlayamazlar. Esma güya Selim'i düşünüyor! Çocuğu olmayan Çiçek güya kocasını düşünüyor! Çocuksuz bir kadınla mutsuz olacağını düşünerek, kocasından ayrılıyor. Fedakarlığa bak! Bu ilginç ve kabul edilemez mantığın yanlış olduğunu kadınlara anlatmanıza imkan-ihtimal yok. Anlamazlar. Mutluluklarını, yuvalarını, kendilerine aşık olan erkeğin aşkını bitirme adına dik kafalılık yaparlar. İş işten geçince, erkeğin yapacak birşeyi kalmayıp uzaklaşmasıyla kafalarını duvarlara vururlar. Şimdi Esma da kafasını duvara vuracak. Selim gibi kendisine delice aşık olan, gerçek hayatta tüm kadınların kalbini kazanmış bu adamı kaybettiği için ağlayacak. Çocuğun düştüyse Selim ne yapsın? Geccenin o saatinde sana Maçka Parkı'na kim git dedi? Tam tersine burada kızması ve çekip gitmesi gereken erkekken, Esma Hanım sinir yaptı, aşkından uzaklaştı! Bu kadınlar, erkekleri delirtir vallahi. Delirtiyorlarda! "Haziran Geccesi"nde durum farklı mı? Kumru'nun şeytanlıkları, Havin'in iki erkeği birbirine düşürme planları vs.. Hepsi aklını kaçırmış bu kadınların! Tabii erkeklerde akıllarını kaçırıyorlar. Dizilerdeki Selim (Mehmet Aslantuğ) ve Baran'ın (Özcan Deniz) halini gördük. Perişan bir vaziyetteydiler. Gerçek hayatta ise Mustafa Denizli'nin İran'ın Pas takımına gittiğini duyunca gülmeden edemedim ve içimden "Çiğdem Kayalı kaçırttı adamı vallahi" dedim. Mustafa Denizli gibi bir antranör bile İran'a gidiyorsa varın durumun vehametini siz düşünün! Çocuğunun anasını genç sevgilisiyle her gün bir barda-restoranda gören, her magazinde boy boy fotoğraflarını seyreden Denizli, bir erkek olarak çareyi kaçıp uzaklaşmakta mı buldu acaba?