CEM KARACA’NIN MAHKEMELERİ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 11-03-2009 10:29
Cem Karaca'nın son eşi İlkim Karaca, çok dertli.. "Hep yalan-yanlış haberler çıkıyor, derdimi kimseye anlatamadım" deyince, ben de "Anlatın derdinizi" dedim, bir dokundum, bin ah işittim.. Magazin dünyasının ıvır-zıvırlarıyla meşgul olan köşemi bu kez İlkim Karaca'nın açıklamasına bırakıyorum.. Hayat hızla akıyor, sevilenler ölüp gidiyor ama arkasında binbir türlü kargaşa, kavga ve huzursuzluk bırakıyor.. * * * Sevgili Kenan ERÇETİNGÖZ, bana yıllardır medyada süren bu yanlışlığı düzeltme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Cem KARACA'NIN 8 Şubat 2004'te Hakk'a yürüdüğünü, 9 Şubat 2004'te toprağa gömüldüğünü hatırlatarak, davacı M.Emrah KARACA, T.C.Bakırköy 2.Sulh Hukuk Hakimliği'ne 16 Şubat 2004 tarihinde başvurarak, 2004/113 esas ve 2004/85 nolu karar ile veraset ilamını talep etmiş ve 23 Şubat 2004 tarihinde veraset ilamını almıştır. ( 1 ) Payının eşi İlkim Hüsran KARACA'ya, (3 ) payının evladı Mehmet Emrah KARACA'ya isabet ve intikaline, verasetin bu şekilde sübutuna... Oysa medyaya yıllarca, MİRAS İÇİN KARALANDIM röportajları vermiş, kamuoyunu yanlış bilgilendirmiştir. Üstelik şahsıma MANEVI TAZMİNAT davası açmış ve DNA testi talebinde bulunmuştur. Bu testi benim talep ettiğim haberleriyle, kamuoyunu yanlış bilgilendirmiştir.. Üstelik şahsıma mahkemeden, konuşma yasağı konulmasını talep ederek, bu yasak süresince, yanlışları düzeltme hakkım engellenmiştir. Ne hazin ki kendisi medyada yer alan yanlışları da düzeltmemiştir. Zannederim, şahsıma karşı, bilhassa yapılan bir karalama kampanyası içine girilmiştir. Davacı ana-oğlun, Cem KARACA ile hayatı boyunca, nafaka için, ev için, kavgaları ve mahkemeleri olmuştur. Ayrıca, kayınvalidem Irma Toto KARACA ile de ECRİMİSİL davası olmuştur. (T.C Bakırköy, Asliye 6.Hukuk Mahkemesi, 1991/ 708 esas ve 1992/335 karar no ile açılan davanın, dava tarihi 4.10.1991, karar tarihi ise 13.05.1992'dir. Davacı kayınvalidem Irma KARACA, davalı ise Feride KARACA'dır. Zannederim KARACA ailesiyle alışkanlık haline getirdikleri davaları, kocamın ölümünün ardından, şahsımla sürdürmek istediler. Bu kin davalarına beni ortak etmelerine hiç gerek yoktu.(eski yılların magazin haberlerine bir bakarsanız, Cem KARACA, Toto KARACA ve Feride KARACA'nın birbirlerine söylediklerini görürsünüz) Kocam Cem KARACA tarafından, 3. eski esi Feride BALKAN'a ve oğlu M. Emrah KARACA'ya açılan en son davalar şunlardır; 1-Müdahalenin men'i davası: Bakırköy,4.Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/92 nolu dosya ile açılmıştır.. 2-Nesebin tashihi davası için ise Av. Atilla BÜYÜKMURAT'a dava açma parası ödenmiştir. Cem KARACA bu davanın çabuklaştırılmasını istedikçe, Avukat bey, diğer dava sonuca yaklaşırken açmayı planladığını, çünkü kanunen bu gibi davaların, doğumdan ilk 5 yıl içinde açılmasının daha uygun olduğu söylenmiştir. Cem KARACA'nın ısrarları sonucunda ise, "peki acele edeceğim" diye cevap vermiştir. Meğer Avukat Bey, söz konusu davayı açmamış, bu bilgiyi, benim ZAMAN gazetesine verdiğim röportajdan sonra, M.Emrah KARACA ortaya çıkarmıştır. Ne yazık ki, kendi yasadığı gerçekleri inkar yoluna gidip, şahsıma iftira atarak benim miras için kendisine iftira ettiğimi kamuoyuna bildirmiştir... Büyük bir yanlış haberin üzerine ne yazık ki bir çok yanlış ve sansasyonel haber inşa edilmiştir... İstanbul 4 nolu, Fikri ve Sinai haklar mahkemesinde, KALAN MÜZİK'in, Cem KARACA'nın mirasçıları olarak şahsıma ve Emrah'a açtığı dava hala sürmektedir... Eğer ben, kocamın nüfus kaydında yer alan oğluna itiraz etseydim, benimle bu davada aynı tarafta yer alamazdı... Emrah'a nüfusunda itirazı olan Cem KARACA idi.. Bana açılan davada benim şahitlerim, bunu belgelerle ispat ettiler.. Yani, bu davacı ana-oğul yüzünden, Cem ve ben zulüm gördük, üstelik, medyanın sansasyonel manşetleri yüzünden, manevi tazminat cezası ödedim, bunu hala anlayabilmiş değilim... Hakkımda açtıkları davalara, artık avukat olmadan gidiyorum ve belgeleri, dikkatlice, zamanında sunuyorum ve beraat ediyorum.. Bu haberler medyada hiç yer almıyor, bunu da anlayabilmiş değilim... Gerçek, belgelerle sabittir.. Yalnız yaşayan bilir... Eğer başka bir ülkede yaşayan bir sanatçının karısı olsaydım, kocasının ölümünden sonra, yuvasını, müze-ev yapmak isteyen benim gibi vefa dolu bir kadına herhalde ancak teşekkür edilirdi... Oysa ben, öylesine yalnız bırakıldım ve yanlış aksettirildim ki, ancak beterin beteri vardır herhalde.. Sanatçıya, sanatçının ölümüne, sanatçının ölüm şoku yaşayan karısına saygı, böyle gösteriliyormuş demek ki... Bilhassa bilinmesi gereken, daha önce röportajlarımda söylediğim, fakat hiç kimsenin dikkat etmediği bir şiddete yine dikkat çekmek istiyorum, çünkü çok acı bir olay.. Mahkemelik olduğu ve yıllardır görüşmediği babasının ölüm haberini TV'den öğrenir öğrenmez, şahsıma önce telefonla, sonra kapıma dayanarak hakaret eden bir oğul.. ''Ölümü neden anneme haber vermiyorsun, ........ kadın ''...... diyerek, benden neyin hesabını sormuşsa, herhalde Cem'in onlara yaşattığı kötülüklerin hesabını bana sormak istedi o anda, o birikmiş kinle... Çok çirkin ve çok zalim bir tavırdı... Ancak anlaşılıyor ki, ana-oğul, medyada yer almak için bir senaryo yazmışlar ve uygulamışlar. Ümit ediyorum ki, bana ait olmayan, kocama ait olan davalar bir gün gerçek haliyle, doğru olarak yer alır.. Kim bilir, belki medya, kocam Cem KARACA'dan ve benden, hiç olmazsa bir özür diler. Çünkü çektiğim acıların tarifi ve tashihi imkansız... Sevgili Kenan ERÇETİNGÖZ, bana yıllardır medyada süren bu yanlışlığı düzeltme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. İlkim Karaca