MEHMET ALİ İLE KIBRIS!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 09-08-2002 14:32
‘Arto’ya büyük ceza!’ başlıklı yazımdan hemen sonra Arto aradı.. ‘Baksana sen bana.. Ben adamı ne yaparım biliyor musun? Gözlüklü fare! O ne biçim yaz lan.. Kavgacıymışım, yok dilim sivriymiş, yok bilmem neymiş.. Sen kendine bak kardeşim..’ gibi laflar etmedi. Gayet kibar, medeni bir şekilde dertleşti. Uzun uzun konuştuk Arto ile. Tabii sitem etti ama ben de kendisine, zamanında takdir ettiğim gibi bazen de eleştirmemin normal olduğunu ve kendisinin göremediği tarafları yazdığımı belirttim. Arto’nun söyledikleri kısaca şöyle; Hep istemeden kavgaların adamı olduğunu vurguladı. Bu tip olayların sürekli başına gelmesinden kendisninde şikayetçi olduğunu söyledi. Show TV’de çok keyifli programlar yaptığını ve Kanal D’de ambargolu olmadığını belirtti. Doğrudur. Olaylar bazen istemeden insanın peşinden gelir. Ama telefon konuşmamızda söylediği bir nokta var ki, işte ona katılmıyorum… ‘Ben o lafları söylerken basın yoktu..’ İşte Arto’nun yanlışı bu.. Ben bir zamanlar haber-tartışma programlarına takım elbise ile çıkıp, çok güzel konuşan Arto’yu arıyorum. Ona, buna laf atan, ağır konuşan Arto’yu değil. Arto, artık espri ile hakareti ayıracak tecrübede. Bence kariyeri için bundan sonra daha dikkatli davranması lazım. Ha, bir de Kaya Çilingiroğlu ile hiçbir probleminin olmadığını, kaçmasını gerektirecek birşey yaşamadığını da belirtti. * * * Evet Bugün Cuma ve ben Ajda Pekkan, Mehmet Ali Erbil ve ünlü mankenlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ine uçuyorum. Mehmet Ali, Kıbrıs’ın en baba oteli Rokcs Otel’de mankenlik yapacakmış. Ne zamandır gitmiyorduk, değişiklik olsun diye gidelim ve Kibrıs’ta yaşananlara bir göz atalım dedik. Haftasonu Kıbrıs’ta, Mehmet Ali Erbil, Ajda Pekkan ve mankenlerle ilgili tüm yaşananları aktarmaya çalışacağım. Çağla Şikel, Ayşe Hatun, Aysun Kayacı, Cansu Dere gibi, her biri kendi içinde magazin dergisi olabilecek haber değerine sahip kızlarımız var. Ehh, mutlaka birşeyler çıkar. Yani işi şeye getirmeye çalışıyorum. Tatile değil, vallahi de billahi de habere gidiyorum.. * * * Şamdan’ın patronu Mehmet Tuna’nın eşi Şehnaz Tuna’nın iki gündür kocasıyla ilgili yaptığı açıklamalara kızıyorum. Aslında karı-koca kavgasına karışmamak lazım. Yarın-öbür gün barışırlar, kötü yine ben olurum ama dayanamayacağım. Şehnaz Tuna, eşinin kandisini başka kadınlarla aldıttığını ve boşanmak istediğini söylemiş. Mehmet’in ilk eşi İlkay’I da aldattığını ayrıca belirtmiş. Şimdi ne demek bu? Yani, sen kocan Mehmet’in ilk eşi İlkay’I aldattığını şimdi mi öğrendin! Ya şimdi mi inanmak istedin? Mehmet Tuna alkolü biraz çok sever ama yine de dünya iyisi, şeker bir adamdır. Eşi Şehnaz da öyleydi. Nereden çıktı bütün bu olanlar, çilingir çağırmalar, polis baskınları, ucuz kadın muhabetleri anlamadım gitti. Zaten ben bu kadınları hiç anlamıyorum ya, neyse.. İlla çıkıp konuşacaklar.. İlla altta kalmayacaklar.. İlla kocalarını rezil edip, intikam alacaklar.. Mehmet Tuna, benim bildiğim 25 yıllık kulüpçü.. Geccelerin başarılı adamı.. Yşamında alkol, kadın, kız tabi ki olacak. Cami imamı değil ki bu adam.. BU tip adamlarla evlenen kadınlar neden bu gözle bakmazlar? Ya da baştan bakıp, sonradan değişirler hiç anlamam! Neyse, baştan dediğim gibi karı*koca kavgalarına karışmamak lazım. Ben, Şehnaz ile Mehmet’in barışacaklarına ve eski mutluluklarına döneceğine inanıyorum. * * * Bugün Cuma. Yani 3 trilyon’da son bir gün.. Ha di bakalım, Loto oynamaya. Vallahi ben oynadım. Ünlüler şanslı numaralarını söylemiş.. Aydın 8-14-17-35-36-41, Tuğba Özay 3-7-14-21-32-44 demiş. Ben de 8-16-21-28-33-46 diyorum.. Hayırlı ve uğurlu olsun.. Ben Aydın’ın dediği gibi ‘Ben oynamayacağım ay, ihtiyacı olanı çıksın’ diyemeyeceğim. Bu devirde ihtiyacı olmayan mı kaldı! Haftasonunuz güzel geçsin..