CENEVRE’DE BAYRAM!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 26-10-2006 17:11
Hani "kaşla, göz arasında" derler ya, işte aynen öyle oldu.. Cenevre Havaalanında, İstanbul'a dönüş sırasında business kontuarı önünde sırt çantam çalındı.. Meğerse o güzelim, tertemiz, kanun-nizam ülkesi İsviçre'de böyle şeyler çok olurmuş.. Ama kapkaççılar bizdeki gibi göstere göstere yapmıyorlar, çok profesyoneller herhalde.. Çünkü biletimde bir sorun çıktı ve hemen karşı taraftaki (10 metre) THY bilet kontuarına geçtim. Bavullarım business kontuarı önünde duruyordu. Kaşla göz arasında döndüğümde sırt çantamın olmadığını fark ettim. "Sende sırt çantanı bırakmasaydın" demeyin hemen. Kendime yeni bir sırt çantası aldım ve eskisinin içini doldurup bagaja verecektim. Doldurdum ama bagaja veremedim. Tabii polise başvurduk ama bulunur mu, bulunmaz mı bilemem. Gitti güzelim eşyalarım.. Neyse, beterin beteri vardır. Allah can ve sağlığa bir zarar bir zarar vermesin.. Hiç üzülmedim ama şaşırdım.. O kadar güzel bir ülke ki, tertemiz ve düzenli.. Bu temizlik ve düzen içinde bile bu tip şeylerin olması şaşırtıcı.. Demek ki, ne yaparsan yap, hırsızlık, kapkaç vs. önleyemiyorsun. Gelelim Bayram tatilinde Cenevre'de olma işine.. Hep böyle oluyor. Herhalde burcumdan dolayı sürekli plan değiştiriyorum. Altalya Su Otel, Çeşme Dalyan Plaza, Bodrum Türkbükü derken biranda kendimizi Alp dağlarında panoramik trende seyahet ederken bulduk. Hep hayalimdi.. Her tarafı camla kaplı olan trende Alp dağlarını gezmek istemişimdir. Kısmet bu bayramaymış.. Harikaydı.. Yemyeşil dağlardaki ahşap evler sanki bir film stüdyosu gibiydi.. 2 saat gittik, 2 saat geri geldik ama bu kadar güzel bir manzara hayatımda hiç görmemiştim. Lozan, Möntrö derken Leman gölünü dolaşıp, Fransız sınırından Evian'a geçtik.. Hani şu meşhur Evian sularının çıktığı yere.. Küçük, şirin bir beldeydi.. Gittiğimiz gün Pazar kurulmuştu ve manav bir Türk aileydi.. Onlarla sohbet ettik.. Sonra Cenevre'ye geri döndük. Evian'daki Türklerden sonra, Cenevre'nin en iyi restoranlarından biri olan Brasseria Lipp'teki aşçı da Türk'tü. Adı Melih.. İnanılmaz bir dil balığı yaptı bize. İstanbullu olan Melih 20 yıldır Cenevre'de yaşıyormuş. Başka bir akşam bir Çin restoranına gittik. Bardakların altında "İKEA Made İn Turkey" yazıyordu. Otelimize döndüğümüzde televizyonu açtık, "artı kanal"da Sibel Kekili, Meltem Cumbul ve Birol Ünel'in oyadığı ve Altın Ayı Ödülü'nü alan 'Duvara Karşı' filmi oynuyordu. Her yerde Türkiye ve Türkler vardı. Bu çok hoşuma gitti, gurur verdi.. Kimisi pazarcı, kimisi aşçı, kimisi ise oyuncu olarak Avrupa'daydı.. Daha kimbilir kimler, hangi pozisyonda çalışıyor ve Türkiye'nin adını dünyaya yayıyordu.. Cenevre'de güneşli bir bayram geçirdik ve çok güzel gezdik.. Tabii bol bol alışveriş yaptık. Gezerken ünlü mimar Erol Kataş ve ailesini, eşi Duygu'yu, çocukları Kutan'ı gördük.. Kataş ailesiyle birlikte güzel restoranlara gidip yemekler yedik.. En güzel şaraplardan içtik. Daha başka Türklerle karşılaşıp bayramlaştık.. Her şey çok güzeldi.. Antalya, Bodrum, Çeşme derken, Şeker Bayramı'nda Alp Dağları ve Cenevre sokakları sürpriz oldu.. İnşallah yılbaşı'nda da bambaşka sürprizlerle, bambaşka ülkelerde, bambaşka Türklerle tanışıp, gezip, eğleneceğiz..