TÜRKBÜKÜ'NDE BIÇAKLAMA!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 19-07-2005 12:20
Belliydi böyle olacağı.. Sen, Allah'ın sıcağında henüz reşit olmayan gençlerin içki içmesine göz yumarsan kavga da olur, bıçaklama da.. Sen, güzelim koyları denetim altına almaz, sürat yapılmasına izin verirsen, yüzünlerin üzerinden tekne de geçer, jet-ski'de.. Nana Beach'te yaşanan bıçaklama olayı sırasında ben denizde zodyakla Maki'nin önünden Ship A Hoy'a doğru gidiyordum.. Yüzlerce kişinin önünde yaşanan olayı, herkes seyrediyordu. Ben de seyrettim. Gerçi ben bıçaklanmayı görmedim ama bir gencin, üç kişi tarafından denize atıldığını gördüm.. Koşuşturma, bağırış, çağrış oldu. Jandarma geldi tutanak tuttu. Diğer insanlar ve ben de dahil herkes öyle kanıksamışız ki, her gün kavga çıktığı için önemsememişiz bile olayı.. Akşam tekrar geçtiğimde ise hiçbir şey olmamış gibi, beach aynen devam ediyordu.. Günlerdir Türkbükü'nü yazıyorum.. Denetimsizliği, kazığı, küçük çocukların içki içmesine müsaade edilmesini, happy hour'larda çıkan kavgaları yazıyorum. Denetim yok, ceza yok, düzen yok.. "Aha, burayı ben aldım, iskele yaptım." Al sana bilmem ne beach.. Peki, aşçısı kim, hijyenliği ne, açanların bu işlerle ilgili ehliyeti var mı, ruhsat nerede? Bunların hepsi hak getire.. Bir yanda sigortasız garson çalıştırmayan, 6 profesyonel aşçıyla hizmet veren, garsonların portör muayenelerine kadar her şeyi alınmış profesyonel mekanlar, diğer yanda hiçbir belge, izin ve kaliteli elemanı olmayan ne idiğü belirsiz mekanlar.. Ama yan yanalar.. İşte Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri bu; Haksız rekabet.. Yeni düzenleme ile içkili yerlerde ruhsat işi belediyelere devredildiği için, emniyet veya jandarmanında eli kolu bağlandı..Küçük beldelerde belediye başkanları da kısa yaz sezonunda mekanın mağdur olmaması için her şeye göz yumuyor. Bütün sorun buradan çıkıyor.. Her şeyde olduğu gibi eğlence sektöründe de ipin ucu kaçtı.. En güzel örnek Türkbükü.. İsteyen istediği gibi at koşturuyor.. Kim güçlü, kimin çevresi varsa, ona hiçbir şey olmuyor.. "Küçük yaşta çocuklara neden içki veriliyor acaba?" diyorsunuz, emniyet susuyor, jandarma susuyor, belediye başkanı da "Tüm mekanlara yazı yazdık efendim, küçük çocuklara içki vermeyin dedik" diyor. Oldu, gözlerim doldu.. Hıncal Uluç Mykanos'a gitti ve hiçbir şeyi olmayan bir adanın nasıl marka olduğunu yazdı.. Ben de gitttim, sizler de gitmişsinizdir. Sadece Mykanos mu, onun gibi daha bir çok yer var, hiçbir şeyi olmadan markalaşan.. Oysa bizde her şey var ama asla markalaşamıyoruz. Çünkü, eğlenmesini, eğlendirmesini, porfesyonelliği bilmiyoruz. Hep birbirimizi yiyor, birbirimizi şikayet ediyor, kısa günün karı deyip kazıklıyoruz.. Denetim yok, düzen yok ama başıboşluk çok.. Üzülüyorum.. İstanbul gibi bir şehrin dünyanın bir numaralı şehri olamadığına üzülüyorum. Bodrum ve Türkbükü'nün, Türkiye'nin ve dünyanın eğlence merkezi olamadığına üzülüyorum. Kavga, döğüş, jet-ski çarpmaları, kazık, karmaşa, kargaşa ve arabesklik birinci sırada.. Bu kafalar değişmediği sürece Türkbükü'de aynen devam edecek, Bodrum'da, İstanbul'da.. Önce kafalar ve zihniyetler değişmeli, bu tip eğlence beldelerinde yerel belediye başkanları değil, dışarıdan atamayla gelen daha profesyonel başkanlar görev yapmalı diye düşünüyorum.. Kenan Erçetingöz