HAPPY HOURE KIZLARI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 26-07-2005 11:09
Petek Dinçöz Hülya Avşar için neler demiş öyle; Kabaktı meşeydi gibi bir odun tartışmasına girmeyeceğim. Çünkü ben onu meşe palamudu gibi değil Ihlamur'daki tarihi çınar gibi görmek istiyorum ve saygı duyuyorum. Şimdi o gitsin, odun kavgasını gürgen ağacıyla yapsın.. Vay vay vay.. Bu ne ya böyle? Sanatçılarımızın bu kadar ağaç bilgisi olduğunu hiç bilmiyordum.. Vallahi bir anda, meşe, kabak, gürgen, çınar gibi ağaçlarımızın ne olduğunu, ne işe yaradığını, hangisinin faydalı, hangisinin faydasız olduğunu anlamış olduk! Zavallı ağaçlar bile magazin dünyasının aleti oldular.. Neyse efendim, ben Türkbükü'ndeyken buralarda bir "odun muhabbeti" almış başını gitmiş.. İyi, iyi.. Böyle polemikler iyidir. Halk kimin ne olduğunu çok daha iyi anlıyor.. Vekiller çatışma gibi havaya silah atarlarsa, örnek olması gereken sanatçıların da "odun muhabbeti"ne girmesi çok normal! Neyse biz şimdi gelelim Türkbükü'ne.. Maki'de güneşleniyorum. Bir bayan geldi ve "Kenan Bey, yazılarınızı sürekli takip ediyorum. Burada yaş oranı çok düşmüş. Küçücük kızlar içki içiyor. Ne olacak bu kızların durumu? Kim dur diyecek?" dedi.. Ben de "öncelikle aileler, anne ve babalar" dedim.. Şaşıyorum, gerçekten yaşları, 15-16 olan küçücük kızların sabaha kadar barlarda dolaşmasına aileler nasıl izin veriyor anlamıyorum. Anne-babalar hiç merak etmiyor mu? Gidip bakmıyor mu? Akşam üstü ünlü bir beach'teyim. Happy Houre başlamış. Gençler eller havaya yapıyor, dans ediyor.. Yerimden kalktım ve gidip biraz takıldım.. Önümde bir stand ve etrafında yaşları en fazla 15-16 olan 4 kız ve yaşları 30-35 olan 5 erkek var.. Erkeklerden biri fırlama.. Absolut şişesini havaya kaldırıp kızların bardaklarına havadan döküyor. Sonra da "Haydi, içmeyen gruba giremez" diye bağırıyor.. Kızları inceliyorum.. Zayıf ve esmer olanı hayli haraketli.. Yani ne derler, "kaşar" olmuş bile.. Yaşı 16! İlk önce o içiyor, diğer kızları da ayartıyor.. Böyle bir gruba yeni girdiği belli olan sarışın ve temiz yüzlü diğer bir kız ise içiyormuş gibi yapıyor ama içmiyor. Bunu farkeden diğer adam ise "Aaa, olmaz. Bakın Merve içmiyor, ne ayıp" deyip, kızın votkasına bu kez enerji içeceği koyuyor, "bak şimdi çok daha güzel oldu" diyor ve kız mahçup ve utangaç olarak içmek zorunda kalıyor.. Kaşar dediğim ama daha hayatın başında olan kız ise sürekli olarak diğer kızları yönlendiriyor, içiriyor, akşam gezmesinden, ertesi gün tekne muhabbetinden ve çocukların ne kadar da yakışıklı olduğundan bahsediyor.. Bu izlenimlerim 25-30 dakika sürdü. Daha sonra masaya tekilalar geldi. Baktım o temiz yüzlü saf kızda, bir dikişte, yüzünü buruşturarak içti.. Şimdi bu kızların ana ve babaları nerede? Hiç mi merak etmiyorlar, hiç mi gidip bakmıyorlar? Saat 17.30 civarı.. Güneş tepede. Votka, tekila insanı ne yapar biliyor musunuz? Hele hele 15-16 yaşındaki kızları? Baktım ileride iki jandarma duruyor. Sadece meraktan gidip "Yaşı küçük çocukların içki içmeleri yasak değil mi, bakın içiyorlar. Neden müdahale etmiyorsunuz?" diye sordum. "Bizim yetkimiz yok" dediler.. Kimin yetkisi var? Kim dur diyecek bu duruma? Hiç kimse.. Benim gördüğüm ve yazdığım sadece bir beach-bar'da olanlar. Türkbükü'ndeki beach-barların toplamı 270 olmuş.. Gerisi siz düşünün artık. Türkbükü ntolarına yarın devam edeceğim.. Kenan Erçetingöz