RIGATONI YAZ GECCELERİNİZİN VAZGEÇİLMEZİ OLACAK!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 11-04-2011 11:28
*** Mar Group, İspanyol Tor-ro, Hardal derken Minare Sokak'ta bir de İtalyan restoranı açtı. Pera Tulip Hotel'in altında yer alan Rigatoni, Mar Group'un diğer restoranları gibi özenle oluşturulmuş. Restorana otelden de girilebiliyor ama Jurnal Sokak'tan girerseniz önce ön kısımda tahta zemin üzerine yerleştirilmiş masa ve sandalyeleri görüyorsunuz. Bu bahçe kısmı bahar ve yaz ayları için ideal. Rigatoni'nin iç tasarımı sarı-bej rengi ağırlıklı olduğu için göz yormuyor. [resim=20110411resim-184754D5][/resim] Restoranın konsepti de genel olarak Toskana Bölgesi baz alınarak oluşturulmuş. Ailelerin gelmesi, sıcak aile ortamları oluşturmak hedeflenmiş. Hatta bu doğrultuda menüde iki veya dört kişilik yemekler var. Uzun bar kısmı iç açıyor, iki kişi geldiyseniz arkadaşınızla bar kısmına kurulup hoş vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca, barın üstü camla kaplı, binanın boşluğuna bakıyor. Bar kısmı bu sayede ferah bir ortam yaratıyor. Restoran tuvaletindeki muslukların duş şeklinde yapılmış olması da farklı bir ayrıntı. [resim=20110411resim-184754G4][/resim] Bara kurulduktan sonra menüye göz gezdiriyoruz. Mar Group'un sahiplerinden Uğur Karabayır geçtiğimiz yıl İtalya'ya gitmiş ve hem restoranın konsepti hem de menüsüyle ilgili araştırmalar yapmış. Menü de İtalyan danışmanlardan destek alınarak oluşturulmuş. Yemeklerde kullanılan İtalyan peynirleri ve salamlarının hepsi İtalya'dan getirtilmiş.. [resim=20110411resim-184754C4][/resim] Yemeklerin bazılarının yanında İtalya'nın hangi bölgesinden geldiği not düşülmüş. Örneğin, antipasti başlığı altındaki Melanzane Alla Parmigiana, Toskana bölgesinden. Bu antipasti fırında pişen mozarella, patlıcan, domates sos ve parmesandan oluşuyor. Çok sıcak servis ediliyor, tadı güzel. Masamıza gelen bir diğer başlangıç ise Carpaccio di Polipo. Somon ve ahtapot carpaccio, roka ve toz Antep fıstığı içeren bu başlangıç o kadar ferah ki tam yaz aylarına göre. Çok hafif bir lezzet olduğu için yedikçe yemek istiyorsunuz. Elbette pizza çeşitleri de bol tutulmuş. Parma, Napoli, Roma, Floransa olmak üzere dört bölgeden gelen pizzalar ince hamurla yapılıyor. Hamuru da elle açılıyor. Bu yaz Rigatoni'de çok popüler olacak bir tatlı var.. Halis muhlis İtalyan tatlısı zabaione. Peki nasıl bir tatlı bu? Küp küp doğranmış mevsim meyvelerinin üstüne esmer şeker, yumurta akı ve şarapla yapılan bir krema ekleniyor. Sonuç, hafif ve ferah bir yaz tatlısı. [resim=20110411resim-184755B4][/resim] İçki kısmına geldiğimizde özellikle martiniyle yapılmış pek çok kokteyl dikkatinizi çekecek.. Sebebi belli, Martini İtalya'da ortaya çıkmış bir vermut markası. Zaten restoranın barında mutlaka bir içki söylemek geliyor içinizden, martinili kokteyller de bunun için biçilmiş kaftan. Fiyatlar düşük değil ama restoranın atmosferini ve en önemlisi yemeklerin lezzetlerini göz önüne aldığınızda çok da uçuk fiyatlar olduğu söylenemez. [resim=20110411resim-184755B5][/resim] Rigatoni iyi İtalyan yemekleri yiyebileceğiniz, kulağınızı yormayan müzikler eşliğinde değişik kokteyller içebileceğiniz rahat ve şık bir İtalyan restoranı. Kesinlikle keşfedin.. [b]CHILAI'NİN TERASINDA YAZ GECCELERİNİN BÜYÜLEYİCİ KEYFİNİ ÇIKARIN![/b] Sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar farklı tatların buluştuğu çok özel mönüsü ve birbirinden lezzetli kokteylleri ile Chilai, misafirlerini iddialı ve kendine has yemekleri ile yaz boyunca terasında ağırlayacak. [resim=20110411resim-184755D5][/resim] Angel Group bünyesinde, ismini semtin bilinen en eski adından alan ve açıldığı günden bu yana hayran kitlesi tarafından büyük ilgi gören Chilai, birbirinden lezzetli ve farklı menü alternatifleri, şıklıkla bütünleşen eğlencesi ve Bebek'in muhteşem manzarası ile misafirlerini şimdi de terasında ağırlıyor! [resim=20110411resim-184755A5][/resim] İstanbul'un tüm renklerini, enerjisini ve keyfini içinde barındıran ve bistro&lounge, fine-dining, sushi bar, Godiva çikolata ve sanat galerisi olmak üzere konuklarını her katta farklı bir seçenekle karşılayan Chilai, 150 kişiyi ağırlayabilen terasında şehrin merkezinde ama gürültüsünden uzak olmayı tercih edenlere eşsiz lezzetler ve bahar aylarına özgü muhteşem kokteyller sunuyor. Hiçbir yerde bulamayacağınız, birbirinden keyifli mevsimsel lezzetler ve keyfinize eşlik edecek kokteylleri öne çıkaran dinamik ve renkli menüsüyle Chilai, yorucu bir iş günü sonrasında veya güneşli bir hafta sonunda günün yorgunluğunu alıyor ve damakları lezzet şölenine hazırlıyor. [resim=20110411resim-184755B1][/resim] Doğal ve taze ürünler tercih edilerek her damak zevkine hitap eden keyifli kokteyller ve uzun içecekler ısınan havaların ve bahar aylarının serinletici lezzetleri olarak Chilai'de karşımıza çıkıyor. [resim=20110411resim-184755G6][/resim] Muhteşem deniz manzarasına karşı yudumlayacağınız Chilai'ye özgü “Kestane Martini”; portakal suyu, Hindistan cevizi şurubu ve nar şurubunun birleşimiyle hayat bulan “Hooters”; acı severlerin tercihi “Mexican Mojito”; şampanyanın taze çilek püresiyle bütünleşmesinden doğan “Rossini” veya taze üzüm suyu, ananas suyu, vanilya şurubu, şeftali aromalı vodka ve tarçın gibi taze ve canlı tatların damaklarda yaşatacağı heyecanın ürünü “Grapes Passion”… Sizin tercihiniz hangisi olursa olsun, boğaz manzarasıyla terasın keyfinin birleştiği Chilai, bahar geccelerinizin vazgeçilmezi olacak! [b]NE OKUYALIM? Aklından Bir Sayı Tut / John Verdon[/b] [resim=20110411resim-184755D8][/resim] Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç.""Aldıklarını geri vereceksinVermiş olduklarını aldığın zaman.Biliyorum ne düşündüğünü,Ne zaman uyuduğunu,Nereye gittiğini,Nereye gideceğini.Seninle bir randevumuz var,Bay 658."Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap "Aklından Bir Sayı Tut" kolay kolay unutmayacağınız bir roman. [b]Kundakçı / Chris Cleave[/b] [resim=20110411resim-184755D5][/resim] Sürükleyici kurgusuyla ve sürprizleriyle 2010'a damgasını vuran Küçük Arı'nın yazarından muhteşep bir kitap daha.. Aptal değilsiniz. Kusursuz anne diye bir şey olmadığını biliyorsunuz. Diğer pek çok kitap size olduğunu söyleyecektir ama bu kitap size yalan söylemeyecek. Zayıftım ve ihanet ettim ve cezalandırıldım ama Tanrım bütün bunlar sırasında çocuğumu sevdim. Sevgi hiçbir zaman yıkılmamak ve size yaptıkları şeylerden daha güçlü olduğunuz anlamına gelir. Bunun doğru olduğunu biliyorum; çünkü yangını yaşadım ve ben sevginin hayatta kalabildiğinin kanıtıyım. Kusursuz bir anne değilim ama size kusursuz gerçeği anlatacağım çünkü burada siz ve ben konuşuyoruz. Bu benim hikâyem. [b]Fatima'nın Eli / Ildefonso Falcones[/b] [resim=20110411resim-184755G8][/resim] İki kültür ve iki aşk arasında kalan bir adam seçim yapmak zorundadır… Yıl 1564, Granada Krallığı. Yıllar süren Hıristiyan baskısının ardından Endülüs Müslümanları efendilerine karşı ayak- lanır ve Sierra Nevada'nın beyaz atlarını kurbanlarının kanlarıyla lekelerler. Müslüman bir kadınla ona tecavüz eden Hıristiyan bir rahibin oğlu olan Hernando ise arada kalmıştır. Lekeli kanı yüzünden üvey babası ve kasaba halkı tarafından hor görülen Hernando'yu aşkı ve halkının özgürlüğü için mücadele edeceği sıra dışı bir kader beklemektedir. İyi ve kötü, aşk ve nefret, yıkılan hayaller ve yeniden kazanılan umutlar üzerine muhteşem bir roman olan Fatima'nın Eli, Müslüman-Hıristiyan çatışmasını tarihî detaylar ve unutulmaz karakterlerle taçlandırıyor. Roman, yazarı Ildefonso Falcones'in zengin tarihî detaylara olan tutkusunu ve öykü anlatmaktaki ustalığını sergiler nitelikte. [b]NE DİNLEYELİM? Bosphorus 'Decomposed' / Sinan Bökesoy[/b] Yaklaşık bir buçuk yıl aradan sonra Sinan Bökesoy yeni albüm calışmasıyla sanatseverlerle buluşuyor. Sekiz eser bulunan "Bosphorus decomposed" adlı yeni albümünde, ana tema Istanbul Boğazı. [resim=20110411resim-184755F1][/resim] Geçmişten ve günlük hayattan sunduğu kesitlerle ve genel olarak Istanbul Boğaz'ının her Istanbul'lunun aşina olduğu ses uzayına dair ekosistemini özgün bir müzikal bakış ile ele alıyor; onları farklı kompozisyonlar ile tekrar biraraya getiriyor bu yeni albümde. Elektroakustik teknikler ile birçok kayıt işlenerek Boğaz'ın akustik elemanları gözler önüne seriliyor. Ses analizleri ile bu malzemenin yapısal özellikleri özütlenerek, diğer enstrumanlar ile etkileşime geçiriliyor. Müzikal formun içinde bunlardan sadece ses kaydı olarak değil yapısal karakterlerinden işaretler olarak da faydalanıyor. Örneğin dalga seslerini güncel rutin içinde gelen - giden, çeken - iten, yükselen - alçalan gibi yapısal etkileşimler ile müziğin formunda bazen gizli, bazen çıplak ses halinde, bazen de diğer ses objelerini harekete geçiren motifler ile algılayacaksınız. Eminönü'ndeki insan/pazar kalabalığı sesleri, Akl-ı Şehir adlı eserde yaylı beşlinin stresli motifini oluştururken, eserin ortasındaki ses objeleri yine bir dalganın gel-git hareketi gibi çekilip uzuyorlar, bunlar tıpkı denizin sonsuz kıvrımlarını belirli bir düzen/tekdüzelik ile çevreleyen bir şehrin ortak deliliğini anlatıyor. Elektronik müziğin seste üçüncü boyutu amaçlayan müzikal anlatımda görsel bir dil arayışını şekillendirmesi amaçlarken Bökesoy; Istanbul Boğazını fiziksel olarak bilinen bir mekandan, yine elektroakustik tasarımın da verdiği güç ile tinsel bir fenomene dönüştürüyor dinleyinin zihninde. Istanbul Boğazı'nın farklı zenginliklerinin hepsini aktarabilmek tabii ki bir albüme sığmayacak bir hedef. Bökesoy seçici kalarak, malzemenin Istanbul Boğazı'nı belirgin olarak çerçeveleyen bir kurallar sistemini temsil etmesini öngörüyor yaratımlarda. Eserleri bu yapıyı bize yorumlayan sanal bir ortam, ve Istanbul Boğazı'nı ise bu tasarımın malzemesini sunan bir kaynak olarak düsünmek mümkün. Özet olarak dinleyicinin fiziksel olarak aşina olduğunu düşündüğü bir ortamı, ses ve müzikal anlatımdan oluşan soyut bir fiziksellikle algılaması, ve zihnen Bökesoy'un tasarımında tekrar mekanlaştırması. Dağıtımı EMI Türkiye tarafından gerçekleştirilen yeni albümünde Sinan Bökesoy'a yine değerli müzisyenler Eyüp Hamiş (Ney), Sibel Gürsoy (Vokal), Ertan Tekin (Mey), Ahmet Öztürk (Santur) performansları ile eşlik ediyor.