Restoranlarda dekoru mu yiyeceğiz?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 16-11-2015 12:55
Yıllardır söylerim; Türk mutfağı çok güzel, çok lezzetli, çok eski.. Ellemeyin, elleşmeyin, kuş kondurmaya kalkmayın.. Fark yaratacağım diye abudik kubidik şeyler katmayın diye.. Benim yıllardır söylediğimi, gastronomi dünyasının en etkili kadını seçilen Maria Canabal yeni söylemiş! 1.Uluslarası Gastromasa Konferansı’na katılmak üzere İstanbul’a gelen Canabal, “en eski mutfağa sahipsiniz, dokunmayın” demiş. Canabal, “Türk mutfağı mükemmel. Herhangi bir değişiklik yapmalarına gerek yok. Turistler için hiçbir şeyi değiştirmesinler. Dünyanın en eski mutfak geleneklerine sahipsiniz ve bu çok kıymetli bir şey. Tabii tek başına iyi olmak hiçbir zaman yeterli olmuyor. İyi olduğunuzu anlatmanız gerekiyor. Pazarlamanız gerekiyor” diye devam etmiş. Biz deyince kimse takmıyor, Canabal deyince oooo göklere çıkartılıyor, manşet oluyor! Yıllardır diyorum; turistlere oynamayın, özünüzden çıkmayın. Çok güzel lezzetlerimiz var.. Ama anlatamıyoruz. Devlet olarak, bakanlık olarak hiçbir tanıtım yapmıyoruz. Varsa yoksa kılıç-kalkan ekibi ve cami fotosu reklamı yapıyoruz. Tabii ki Sultanahmet Camisi gibi muhteşem bir yapıt olsun ama devamında Türk lezzetleri de olsun Türk yemekleri de, gecce hayatı da olsun. Ama her zaman olduğu gibi biz diyoruz, biz dinliyoruz.. Oysa, gastronomi dünyasının en etkili kadını seçilen Maria Canabal’ın şimdi dediğini, benim yıllardır dediğimi yapsak, şu anda gastronomi dünyasında Türk mutfağı en ön saflarda yerini alırdı! [b]MİLYON EURO'LUK DEKORLAR![/b] Benim yine yazılarımda sık sık bahsettiğim diğer konuyu da dün sevgili Vedat Milör yazmış; bizdeki lokanta değil, manzara satan fabrika.. Bunu ben biraz daha genişleterek her zaman yazıyorum zaten. Bizdeki lokantalar dekordan başka bir şey değil.. Geçen akşam yeni açılan bir restorana gittim, sahibi beyefendi 2 milyon Euro harcadığından bahsediyordu! Bir restoran için 2 milyon Euro? “Dekoru mu yiyeceğiz?” diyemedim kendisine.. Oysa Miami’nin en popüler restoranı olan Villa Azur’da orta bahçenin üstü bildiğiniz naylon muşamba ile kapatılmış. Öyle elektronik uzaktan kumanda falan değil yani. Bildiğin çadır işte. Miami’nin meşhur yağmuru yağınca, 3 bin dolara zor bulduğunuz masada duş almış gibi oluyorsunuz ama kimsenin gıkı çıkmıyor! Hiç kimse bu ne biçim restoran demiyor? Aynen masa temizleniyor ve kaldığı yerden lezzet ve keyfe devam ediyor insanlar.. Tabi ki manzara, dekor vs. önemli ama öncelikle mutfak ve lezzet, sonra servis, sonra dekor olmalı ve asla abartılmamalı. İnşallah bu kez birileri dinler de, Türk mutfağına kuş kondurmaz ve dekora bel bağlamaz!