6-0 VE ERTUĞRUL ÖZKÖK

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 07-11-2002 02:32
‘Ben Fenerliyim.. Metin Şentürk’de öyleymiş.. Saat 23.30’da başlayacak olan Yüz Yüze’de yüzlerimizin gülmesini diliyorum.. İnşallah Fenerbahçe yenerde, sohbetimiz hoş ve güzel olur..’ demiştim, maçtan önceki yazımda.. Ama Fenerbahçe’nin 6-0’lık bir galibiyetini beklemiyordum. Sanıyorum kimse beklemiyordu. Aslında maçın ilk yarısında maçı beraber seyrettiğim arkadaşıma, ‘Fener biraz bastırsa fark olur. Galatasaray dağıldı. Taktikleri karıştı. Washington’u çıkarması lazım Lorant’ın’ demiştim ve maçın ikinci yarısında beni telefonla arayan ve Galatasaraylı olan oğlumun ‘Baba, fazla gülme 3-2 alacağız maçı’ dediği zaman, ‘Dikkat et de, 5-0 olmasın oğlum’ dedim ama 6-0’ı beklemiyordum. Oğlum da maçtan sonra aramadı zaten.. Sanıyorum Fatih Terim de beklemiyordu ve maçtan sonra yaptığı açıklamada yenilgideki tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu ve yönetimin vereceği karara saygı duyacağını belirtti. Belki de yarın sabah, o da, yılların siyasetçilerinin çekildiği gibi köşesine çekilme kararı vermiştir, bilemiyorum. Şu anda saat gecce yarısı 02.00.. Sahuru beklerken yazımı da yazayım dedim.. ‘Bu adam da Hıncal gibi herşeyden anlamaya başladı. Magazini bıraktı şimdi de futbol yorumu yapıyor’ demeyin.. Ben yıllarca spor muhabirliği yaptım. Spor camiası beni iyi tanır, atlatma haberlerimi, ödüllü fotoğraflarımı herkes iyi bilir.. Az mı koştum İnönü Stadı’ndan Şişhane’ye, oradan da THY otobüsüyle havaalanına film göndermeye.. Hey gidi günler hey.. Fatih Hoca gibi tecrübeli biri, nasıl oldu da birinci yarının analizini ikinci yarı yapamadı anlayamadım.. Başka anlayamadım birşey ise, nasıl oluyorda Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda birkaç kendini bilmez Fenerbahçe taraftarı, anaonslara rağmen Galatasarylı futbolculara taş, sopa ve yumurta atıyor.. Anlayamıyorum.. Yani bu yaptıkları çirkin şey ne futbola ahlakına, ne insanlığa sığar. Kaldı ki, ceza kendi kulübüne gelecek ama cahil işin sonunu düşünmüyor, 6-0’lık galibiyetin tadını çıkarmaya çalışmıyor.. Şimdi Fenerliler de diyecek ki, ‘Ama onlarda Ali Sami Yen’de aynı şeyi yapıyorlar’.. Evet doğru.. Maç sırasında Galatasaraylı bir arkadaşımız golleri yedikçe, ‘Bunun Ali Sami Yen’i de var’ diye dişlerini gıcırdatıyordu.. Bu nasıl bir fanatizim anlayamadım gitti.. Maç başlamadan önce CINE 5’te Mehmet Barlas ağabeyimizin ‘Başka Yerde Yok’una takıldım. Hani Deniz Akkaya’nın süs bebek gibi durduğu programa.. Ertuğrul Özkök konuktu.. İki kurt gazeteci çok güzel sohbet etti.. Kameralarada ara sıra Akkaya’nın yüzünü gösterdi. Yani o da var.. Peki ama ne gerek var? Yani Mehmet Barlas’ın yanında illa bir güzel mi olması lazım. Mehmet Barlas bilgi birikimi ile bizleri ekrana bağlayamaz mı? Bağlar tabi.. Bağlanıyoruz zaten.. Peki o zaman, neden Deniz Akkaya? Bilmiyorum, bilemiyorum.. Bilmek istemiyorum Ben de kendime partner arıyorum. Habertürk’te Yüz Yüze’yi bundan böyle benimle birlikte sunacak bir süs bebek istiyorum.. Mehmet Barlas’lı röportajda Ertuğrul Özkök’ün söylediği bir cümle çok hoşuma gitti.. ‘Üç yıl önce parti liderleri ile samimiyeti bıraktım, görüşmüyorum. Oh, içim öyle rahat ki.. Yoksa kimseyi memnun edemiyordum’ dedi Ertuğrul Özkök.. Uzun zaman sonra gelen bir itiraf.. Aynı şey bizim içinde geçerli.. Ben de Sabah’tan ayrıldıktan sonra sanatçılarla samimi olmayı, dostluğu bıraktım. Çünkü, Ertuğrul Bey’in de dediği gibi kimseyi memnun edemezsiniz.. Ona yazarsınız, diğeri bozulur.. Diğerine yazarsınız, başkası bozulur.. Tabii sanatçıların siyasilerden farkı var.. Kahvaltıda patronunuzun teknesinde olursa ve siz o sanatçı için kötü bir yazı yazmışsanız vay halinize.. Ya da, herhangi bir sanatçının tıpkı futbolda olduğu gibi ezeli rakibi için iyi bir yazı yazmışsanız yine vay halinize.. Sanat camiasında da kimseyi memnun edemezsiniz.. O yüzden, Ertuğrul Özkök’ün 3 yıl önce siyasilerle dostluğu bıraktığı gibi, ben de sanatçılarla dostluğu bıraktım.. Çünkü kimseyi memnun edemediğimi, memnun edemediğim zaman da nasıl kötü olduğumu anladım..