ŞAMDAN, SCOTCH VE SARIHAN GUSTO!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 12-01-2012 11:18
Eğlence damarlarımıza girdi bir kere, haydi Şamdan’a gidiyoruz.. Cumartesi geccesi Şamdan’a gitmek, yer bulmak her babayiğidin harcı değildir ama laf ağızdan çıktı bir kere.. Ve gittik.. Bahçesi Home Store olmuş, güzel ve modern olmuş. Gündüz gidip bakacağım. 35 yıllık Şamdan’ın merdivenlerini çıkarken hep heyecanlanırım. Bir çok iyi ve kötü anılar gelir geçer aklımdan. Yukarısı tıklım tıklım. Aaa, o da ne? Şamdan’a stand koymuş Mehmet Tuna. 35 yıl sonra ilk defa! “Eee ne yapayım, iki masa için kavga ediyorlardı. Bende onları kaldırdım stand koydum. Şimdi hem daha fazla insan alıyor, hem de herkes daha güzel eğleniyor” dedi. Bence de mantıklı olmuş. Kim ne derse desin Şamdan, Şamdan işte. Klasik artık. Tahtı sarsılmaz, yerinden oynatılmaz. Müzikler her zamanki gibi kendine has tarz müzikler.. Kalabalıkta bir çok tanıdık sima vardı.. Kimi ararsanız oradaydı. Bir ara Topaz’ın eski ortağı Kaya Demirer’i gördüm. Ayşem Saraçoğlu ile geldi ve ağzındaki baklayı patlattı; Nişantaşı’nda bir yer açıyorum, bombayı patlatıyorum.. Bu kadar ama.. Kafası iyi biraz zorlayım dedim hiç açık vermedi. “Sürpriz. Bitsin göreceksin” dedi sadece. Topaz’ı açarken de ilk beni çağırmış ve göstermişti. Kaya Demirer hırslı ve azimli bir arkadaşımız. Değişik bir arkadaşımız. Biraz ketumdur ama iyi huylu ve işinde ciddidir. Yeni mekanında çok başarılı olacağına inanıyorum. Hele hele yanına da anladığım kadarıyla Ayşem Saraçoğlu’nu almış. Bu iş tamamdır. Bir de eşinden boşanmış! Sağır sultan duymuş, en son ben duydum ve buna çok üzüldüm işte. Her yerde “ciciş ciciş” el ele göz gözeydiler.. Ama olmadı mı olmuyor işte. Hayırlısı olsun. Kaya Demirer’e yeni mekanında başarılar diliyorum. Şamdan’ın en büyük problemi tuvalete gidip gelmek. Öyle bir ayarlama yapacaksınız ki, tuvalete gitmeye karar verirseniz bir daha yukarı çıkmayı düşünmeyin, kalkın gidin. Biz de öyle yaptık ve kalktık. Yaşlı olmadığımı kendime ispat etmek için “hadi Scotch’a gidelim” dedim, gruptakiler şaşırdı. “Sen gitmezdin oralara” dediler. Ama büyük sözü dinlediler ve geldiler. Scotch yine bildik Scotch.. Orası da tıklım tıklım.. İğne atsan yere düşmez. Türkçe müzik çalıyor, millet dans ediyor.. Çok akıllıca.. Türkçe pop bence her zaman iyidir. Yiğitliğe b.k sürdürmeyeceğiz dedik ama işin de suyunu çıkartmamak için nezaketen 15 dakika oturup kalktık. İşte orası yaşlılar için biraz fazla gürültülü.. Eee, bir İstanbul geccesinin bence olmazsa olmazı işkembe ve kokoreçtir. Doğru adres Sarıhan Gusto.. İnanmayacaksınız ama sabah 05.00, orası da dolu.. Alt tarafı işkembe demeyin, Sarıhan Gusto, geccenin son durağı. Herkes bitmiş vaziyette ya da kafalar bir dünya şeklinde.. Harika bir ortam var.. Bayılıyorum geccenin sonlarındaki durumlara.. İşkembeci deyip geçmeyin, kendinizi Kraliyet Sarayı’nda hissedersiniz. Yediğinizde mübarek, işkembe değil de, kaz ciğeri sanki.. Öyle bir havaya girersiniz işte. Damardan tuzlama, iyi pişmiş halka kokoreç ve tabi ki yarım kelle ile birlikte yaprak ciğer.. Hadi bir de ayran olsun.. Of of of.. Sırf Sarıhan Gusto’da bu keyfi yaşamak için her gecce sabaha kadar gezebilirim. (Canan Karatay hocam inşallah bu yazıları okumuyordur) Sarıhan muhteşemdi. Sadece şöyle bir problem var sanıyorum. İnsan o kadar dolaşıp, o kadar içtikten sonra Sarıhan’a gelince her şey hemen gelsin istiyor. Gelmeyince de açlıktan deliriyor. Bence servis için biraz daha takviye lazım hocam.. SONUÇ; İstanbul çok güzel bir şehir, çok kıymetli bir şehir.. Boğaz, Bebek, Etiler, Nişantaşı, Maçka, İstinye vs.. Birçok güzel semt, bir çok güzel restoran ve kulüp var… Ve inanın haftasonu her yer tıklım tıklım dolu. Ve herkes çok güzel eğleniyor. Kavga yok, gürültü yok. Adam gibi eğlenmeyi öğreniyoruz artık. İstanbul yeme-içme-eğlence hayatı yavaş yavaş çok daha kaliteli hale geliyor. Lütfen kıymetini bilin.