FUHUŞ OPERASYONU!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 04-04-2006 11:09
Dikkat ediyorum da her altı ayda bir, bu tip operasyonlar yapılıyor! Sanırım emniyet yetkilileri aldıkları bilgileri biriktirip biriktirip, 6 ayda bir ünlülerle ilgili operasyon yapıp, gündem oluşturuyorlar.. Önce Fatih Ürek'in aralarında olduğu uyuşturucu operasyonunu izledik, ardından Ece Gürsel'in de isminin geçtiği fuhuş operasyonuna kitlendik.. Diğer ünlü isimler, Fulden Uras, Özlem Erten, Berna Arıcı, Aylin Poyraz, Hülya Yamanoğlu, Sinem Umay vs.. Kimisi şarkıcı, kimisi VJ, birileri eski mankencik, bazıları BBG evinde bulunmuş, biri de meşhur damat Ata'nın sevgilisi.. Yani isimler karışık ve değişik ama güçlü isimler.. Dün haber patlayınca, ortalık karıştı. Çünkü, tüm çapkınlar birbirini aramaya ve operasyonla ilgili detay almaya çalıştı.. "Kimler alınmış, ne olmuş, ne demiş" diye çapkın erkekler birbirine sormaya başladı.. Kimileri rahat etti, kimileri ise korkulu rüya gördü! Oysa birazcık bu piyasının içinde olan, gecce gezen, para yiyen, futbolcu, işadamı, çapkın kim varsa yukarıda ismi geçen kızları mutlaka tanıyordur.. Tanımamasına imkan yoktur! Çünkü isimleri geçenler belli dönemlerde belli işler yapıp gündeme gelen kızlardır.. Televizyonda veya gazete sayfalarında göründükten sonra gecce gezmelerinde mutlaka tanışıklık, göz aşinalığı ve arkadaşlık oluşmuştur.. Arkadaşlık ise yardımlaşma ve birlikte gezme demektir.. Şimdi burada art niyetli düşünmenin anlamı yoktur! Fatih Ürek, "Yanlışlık olmuş. Evdeki bakıcım ben yokken telefonumu kullanmış. Bunlar tespit edildi" dedi. Ece Gürsel de "Benimle ilgisi yok. Adımı kim verdiyse dava açacağım" diye açıklama yaptı! Öyle ya da böyle bir şekilde gündeme gelen diğer kızlarda ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.. Yani? Şimdi 2-3 ay bu kızlar ortadan kaybolur, çapkınlar aramaları ve görüşmeleri keser, telefonlar değişir, rehberler silinir.. 6 ay sonra ise başka isimler, başka şöhretçikler, VJ'ler, mankencikler ortaya çıkar.. * * * Dün Aysun Kayacı'dan ayrılan çapkın televizyoncu Fatih Aksoy'un plates DVD'sini çıkartacağı Deniz Akkaya ile takılmaya başlayacağını ima etmiştim ama yanılmışım! Baksanıza Deniz Akkaya, alkollu olup polislere bağırıp-çağırdığe gecce Polat Alemdar'dan yardım istemiş. Yani, Reina geccelerinde başlayan dostluk devam ediyor! İnsanlar kötü durumlarda ilk önce en yakınını ararlar! İddia doğruysa, polise bağıran ve alkollü çıkan Deniz Akkaya'nın ehliyetine de el konulamamış! Trafik Şube Müdürlüğü'nün bu iddiaya acilen bir açıklama yapması lazım.. 0.123 promil alkolle yakalanan Deniz Akkaya'ya polis torpil mi geçti? Bu çok önemli.. Çünkü, her akşam haberlerde görüp sinirlendiğimiz alkollü şöförlerin polise olan sert tavrı, çok daha fazlalaşabilir.. Yarın akşam haberlerinde de alkollü bir şöför polise, "Deniz Akkaya mı olmak lazım, ne menfaatiniz vardı Deniz Akkaya'dan!" derse hiç şaşırmayalım.. O yüzden biran önce alkollü araç kullanan Deniz Akkaya'nın ehliyetine el konulup konulmadığının açıklanması lazım. * * * Vatan gazetesinin 13. sayfasına bakınca şunu düşündüm.. Hülya Avşar-Gülben Ergen dengesi değişiyor mu? Sayfada üst manşet, "Erkek döver deyince Hülya Avşar gitti, Gülben Ergen geldi" diye Kadın Girişimciler Derneği Gülben Ergen'li bir kampanya başlatmışlar.. Bu haberin hemen altında ise "İnat edince mahkemeye polis zoruyla getirildi" diye Hülya Avşar'ın bir haberi var! İlginç bir tesadüf olsa gerek.. * * * Banu Alkan'ın yediği tokadı gördünüz mü? Şimdi burada "kadına atılan tokad"ı mı konuşmalıyız yoksa "kendi düşen ağlamaz"ı mı? Al verini, vur öbürüne! Rezillik bu tokatlarda değil, bunları ekrana çıkaranlarda.. Bir hafta televizyona çıkarmayın bak ne oluyor? Hiçbir şey olmazsa en azından adam olurlar.. Çünkü, o tokattan sonra adam havaalanında gevşek gevşek gülüp röportaj veriyor, tanınıyor, hoşuna gidiyor.. Kadın ise Papermoon'a gelip masasını beğenmiyor, Hülya Avşar'ın olduğu bölüme geçmek istiyor! Bunlara en güzel ders ekrana çıkartmamak, adam yerine koymamaktır...