ÖLÜM İÇİN KAÇ ŞANSIMIZ VAR?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 05-06-2003 03:00
TEM'de işe gelirken düşündüm dün kaybettiğimiz sevgili ağabeyimiz Ercan Arıklı'yı... O keşmekeşte, o kargaşada, o koca koca pis kamyonların sol şerit danslarında, o kendini yarış pistinde sananların slalomlarında... Ve gazetelerdeki ölüm haberine bakınca, koca koca gazetelerimizin çaresizliğine tanık oldum; 'Trafik canavarına lanet olsun' başlıklarına takıldım, sinirlendim. Adnan Kahveci öldüğünde, Hande Mumcu ve arkadaşları öldüğünde, Kerim Tekin, Anuş Bakış öldüğünde, ne bileyim daha bir çok değerli insanımızı trafikte yitirdiğimizde hep aynı manşeti attılar; Trafik canavarına lanet olsun... Bu hayvanlardan trafikte çok var... Değişen ne var peki? Hiçbir şey! Bundan sonra olacak mı? Hayır! Koca koca gazeteleri var, televizyonları var ama maalesef şimdi ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyorlar. Unutulan 'trafik canavarı'nı hatırlamak için Ercan ağabeyin bu şekilde, pisi pisine ölmesi mi gerekiyordu? Koskoca gazete, hemen önündeki yaya geçidine bir trafik lambası koyduramadı mı? Ya da trafik lambası olsa da Ercan ağabey ölecek miydi? Bu bir kader miydi? Ya da hepimizin kaç kez şansı var? Yani, orada trafik lambası olsa, o canavar yine de çarpacak mıydı? Ya da Ercan Arıklı, Dinç Bilgin'i terk etmeyip Sabah'tan ayrılmasa o gün, o saatte orada olmayacaktı! Ne bileyim işte sinirlendim, saçmalıyorum. Sağlıklı kalmak, hayatı daha güzel yaşamak için her gün spor yapan, cool takılan, dünya iyisi, beyefendi, baba, dost, ağabeydi o... Böyle ölmemeliydi! Ama öldü. Bitti, gömüldü ve gitti. İnanılacak gibi değil ama bunların hepsi oldu. Bakalım ne zaman, kimin için yine atılacak o manşet; Trafik canavarına lanet olsun... Ha sahi, ehliyetinizi en son ne zaman yenilediniz? * * * Elime bir Gagoz kutusu geçti... Hayır, hayır gazoz değil kocaman 'Gagoz' yazıyor üstünde. Ve şöyle de bir yazı var; Doğala özdeş karizma, renkli menkli bir hayat, cool kızlar, dünyayı kurtaran adamlar... Matrak asit içerir. Tek yan etkisi, geğirtir. Kullandıktan sonra doktorunuza da tavsiye ediniz. Yaw-Shackların ulaşamayacağı bir yerde saklayınız. Yanlış okumadınız. Aynen böyle yazıyor, Yaw-Shacklar.. Belli ki espri ama yanlış... Kutunun üzerinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın izni de var. Şişli'de yeni açılan Red&Wheite adlı restoran zincirleri kendi adına 'Gagoz' adlı bir içecek ürettirmeye başlamışlar ve üzerine de böyle yazmışlar... Ne yaratıcı milletiz! * * * Size iki mekan tavsiye edeceğim. Birisi Garaj Bursa Kebapçısı... Diğeri ise Şah İşkembe Salonu. Garaj Bursa Kebapçısı, Levent'te Show TV binasının hemen karşısında, Tike'nin ve Camelot'un yanında... İnanın ben hayatımda bu kadar güzel İskender kebap yemedim. Acarkent-Sefaköy arası gidip-gelirken sık sık uğruyor ve o lezzeti mutlaka tadıyorum. Önce turşu geliyor, daha sonra etli İskender kebap, ardından da kabak ve peynir tatlısı. İnanılmaz güzel, harika bir tad... Salaş, hoş, bakımlı ve temiz bir yer Garaj Bursa Kebapçı'sı... Belli zaten. Ne zaman gitsem tanıdık işadamlarının hepsini orada görüyorum. Ali Dinçkök, Şeref Has ve ekibi, Show TV'nin tüm yöneticileri hepsi orada. Tavsiye ederim. Şah İşkembe Salonu'na gelince; Eski Çifte Saraylar'ın ortakları açmış. Ortaköy F&B Otomotiv'in hemen yanında. Görseniz işkembeci demezsiniz. Pırıl pırıl, tertemiz ve çok modern... İşkembe olayında devrim yapmışlar. Damardan, şirden tuzlama, kokoreç, baş, kelle... Offf, aman off... Geçen gün öyle canım çekti ki, vallahi sosyetik mekanda yemek yemeden çıkıp Şah'a gittim ve önce damardan şirden tuzlama, ardından kokoreç ve daha sonra da ayıklanmış kelle yedim... Abarttım ama ne yapayım dayanamadım. Ölümlü dünya... Her gün spor yapsan ne olacak, bir otobüs veya kamyon gelip çarpacak... Şah İşkembe Salonu; 0212- 227 75 75