BA BA BA BA..

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 05-07-2002 01:36
Ben bu sabah, BA ile Mimai’ye yola çıktım. Siz bu satırları okurken kimbilir ben neredeyim? Aslında biraz gergin başladım yolculuğa. Dün gecce 01.00 gibi son maillerime bakayım derken, Los Angeles temsilcimiz Ayşegül Akyarlı Pamukçu’nun maili biraz moralimi bozdu. Tabii, eşim ve çocuklarıma durumu belli etmemek için çok çaba sarfettim. Ayşegül’den gelen mail aynen şöyleydi; Israil havayollarinin güvenlik görevlisi tarafindan ele geçirilen iki saldırganın Arap asıllı olmadığı düşünülüyor. Uçağa binmek üzere iken güvenlik görevlisinin şüphelenmesi üzerine aramaya tabi tutulan saldırganlar yakalanınca görevli ile çatışmaya girdi. Ve bu çatisma sonucunda bir saldırgan ölü olarak ele geçirildi. O sırada terminalde bekleyen yolculardan biri isabet eden kurşun nedeniyle hayatını yitirdi. Ayrıntılar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Los Angeles temsilcimizden gelen mail aynen böyleydi. Ve ben bu maili aldıktan beş saat sonra uçağa Mimai uçağına bindim.. Dün 4 Temmuz’du, yani Amerika’nın kurtuluş günü.. Bugün 5 Temmuz.. Yani heran herşey olabilir.. Bizi Miami’de karşılayacak olan arkadaşım telefon açtı ve ‘Havaalanında çok bekleyeceksiniz, merak etmeyin. İnanılmaz bir güvenlik var’ dedi.. Gidiyoruz ama haydi hayırlısı.. Tamer Karadağlı Neyse, Amerika izlenimlerimizi sonra yazacağız ama isterseniz once Çarşamba geccesine, ‘Yüz Yüze’ye dönelim.. Hayatımda en keyif aldığım ‘Yüz Yüze’ydi.. Çocuklar Duymasın dizisinin kahramanı Tamer Karadağlı ile yaptığım röportaj gerçekten mükemmeldi. Tabii bu Tamer Karadağlı ile ilgili birşey. O kadar kaliteli, o kadar bilgili, o kadar doğru konuşan bir insan ki, sohbet uzadıkça keyif verdi. O kadar çok mail geldi ki anlatamam. Maillerin hepsini sormak için zamanımız yetmedi.. Aslında Tamer Karadağlı ile sohbet sabaha kadar sürerdi ama olmaz.. Program bitiminde Tamer’le Hammam’a gittik ve Habertürk TV’deki sohbetimize biz kaldığımız yerden devam ettik. ‘Seninle ilk telefon konuşmamızda senden etkilendim’ dedi bana.. ‘Sen doğru bir adamsın. Programa çıkmadan birçok kişi arayıp –emin misin, seni köşeye sıkıştırır’ gibi laflar söylediler ama ben o telefon konuşmasından sonra, seninle tanışmak ve program yapmak istedim’ dedi.. ‘Peki, program bitti. Ne düşünüyorsun?’ dedim. ‘Ne diyebilirim ki. Son yıllarda yaptığım en kaliteli, en super röportajdı. Sana teşekkür ediyorum’ dedi.. Tamer Karadağlı ile 03.00’e kadar Hammam’da sohbete devam ettik. O da Amerika’ya tatile gideceğini söyledi. New York’ta buluşmaya söz verdik. Bakalım nasıl olacak. Başka birşeye daha söz verdik. Dönüşte kesinlike Tamer Karadağlı ile Yüz Yüze’nin ikinci bölümünü gerçekleştireceğiz. Sizlerden gelen ve soramadığım mailleri sorma fırsatı bulacağım. Aslında her konuk Tamer gibi kültürlü olsa, Yüz Yüze’ler super olurdu. Tamer Karadağlı da bana ve Yüz Yüze’ye çok şey kattı. Bundan sonra Yüz Yüze’nin şekli biraz daha değişecek. Mesaj veren, kaliteli, doğru bir magazin programı olacak. Gösterdiğiniz ilgiye gerçekten çok teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın.. Salaklardan uzak kalın..