HÜLYA-GÜLBEN KAVGASI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 29-04-2003 11:39
Bence bu camiada en büyük İbrahim Tatlıses. Baksanıza Deniz Akkaya ile röportaj yaptığı için MGD geccesine davet edilen Ahmet Hakan bile, magazin dünyasının gerçek starının İbrahim Tatlıses olduğunu fark etmiş! Çünkü o salona girince bütün kameralar ona çevrilmiş! Tabii çevrilir, ne olur ne olmaz heran birini, dövebilir, kavga çıkarabilir. Kameraman arkadaşlar da haberi atlamamak için her dakika İbo'nun peşinde dolaşıyorlar. Yıllar önce de çok kadın döverdi İbo. Sonra tövbe etti, şimdi yeniden dövmeye başladı. Başlatıldı! Ah bu basın.. Şimdi çıkan haberlere bakıyorum da, 'İbo, havaalanında dövdü' deniliyor.. Yani olmuş.. Yani, görenler var, kamera görüntüsü var. Yani, gören yolcular işi gücü bırakmış ve hemen gazetelere haber vermiş! Ama aslında hiçbiri yok. Acarkent'te kendisinden habersiz havuza girdiği için Asena'yı dövdüğü iddia edildi ama Asena şikayetçi olmadığı için işlem yapılmadığı söylendi. Daha sonra da havalimanında yine aynı olayın yaşandığı belirtildi. Şaka gibi değil mi? Ben çok merak ettim. İbrahim Tatlıses gerçekten Asena'yı böyle ulu-orta yerlerde dövüyor ama isminden ve ününde faydalanıp idare mi ettiriyor? Böyle bir şey olabilir mi sizce? Bence olamaz. Neden olamaz? Bir kere her ne kadar döven konumunda İbrahim Tatlıses olsa bile, dayak yediği iddia edilen Asena neden şikayetçi olmaz? Bir değil, iki değil.. Haberlere bakılırsa Asena dayak manyağı oldu. Bu son olayda bildiğim kadarıyla Asena, Lufthansa Hava Yolları'nda çalışan ablası için Almanya'ya gidiyordu. İbrahim Tatlıses'de kendisini yolcu etmeye gelmişti. Ertesi gün haber, 'İbo, Asena'yı yine dövdü' şeklinde çıktı. Güvenlik kameraları, polisler, savcılar vs. telaffuz edilmeye başlandı. Bu kadar ciddi olan, manşetlere taşınan olay ne? İbrahim Tatlıses'i tanıyanlar, onun her zaman bu tip itişmeler, sulu şakalar yaptığını bilirler.. Asena da biliyor ve o yüzden sesini çıkarmıyor. Belki de biraz hoşuna gidiyor. Polis ne diye böyle ciddi olmayan, kimsenin şikayetçi olmadığı bir durumda zabıtlar tutup, adaleti meşgul etmeye kalksın? Neden bu tip olaylarda hep polisler suçlansın? Yani, sudan sebeplerden dolayı ünlüler için zabıt tutup ifade alarak, savcıya sevketmekle şöhret mi olsun? Bu teşvik niye anlamıyorum. Bu tip haberleri, çok ciddi bir konuma sokmak yanlış. Bildiğim kadarıyla İbrahim Tatlıses bu konularda konuşmuyor. Yoksa konuşmalı, muhatap olmalı mı? Cevap verse, ciddiye alınmış olacak. Herhalde o da gülüyor, geçiyordur. Bakalım üçüncü dayak nerede çıkarılacak? Shop&Miles sinema, Akmerkez, Metrocity, Kıbrıs, Pazar Keyfi stüdyosu!.. Hülya-Gülben yarışı! Gerçekten bu işin suyunu çıkardılar yani! Olur da bu kadarı olmaz yani! Hülya Avşar'ın cipi kurşunlandı ya, hemen ardından Gülben Ergen'in de cipinin camları kırıldı! Yani, bu kadar tesadüf olur! Bu kadar, s.dik yarışı olur! Yani, yazmayayım diyorum ama dayanamıyorum. Aman Gülben Ergen geride kalmasın, aman ha.. Allah korusun Hülya Avşar vurulsa, hemen Gülben Ergen de vurulacak! Bu işin şakası, rekabeti, reklamı olur mu? Şimgi Gülben ve fanları diyecek ki, 'Biz mi yaptık?'.. Yooo, ben öyle bir şey demiyorum ama insan da düşünmeden edemiyor işte. Yani, Gülben Ergen'in cipinin camlarını kıranlar, Hülya Avşar'ın cipinin kurşunlanmasını mı bekliyorlarmış! Alah Allah. Bu nasıl bir rekabettir, nasıl bir düzendir, nereye gitmektedir? Hülya Avşar önce 'Fazla ciddi olduğunu sanmıyorum' dedi ama ardından da koruma ordusuyla dolaşmaya başladı. Çünkü, 'Gidersen öldürürüz' diye telefonlar edildi. Yani iş, organize.. İnsanda ne huzur bırakır, ne keyif, ne de mutluluk.. Pis bir iş.. Bu işi yapanlar yakalanana kadar Hülya Avşar huzurlu olamaz. O yüzden şimdi 1,5 aylığına kızıyla beraber Amerika'ya gidiyormuş. Olaylardan ve eleştirilerden uzaklaşıp kafa dinlemek için gidiyor Avşar kızı. Sanıyorum bugün-yarın Gülben Ergen'de Amerika'ya gider ya da gidiyormuş gibi haberleri çıkar. Güle güle Hüsnü ağabey Basın camiasının en değerli, en dost, en ağabey ismi olan Hüsnü Çil, aramızdan ayrıldı. Kendisini Grundig yıllarından tanımıştık. O zamandan başlayan ağabeyliği, hiç bir zaman aksamadan devam etmişti. Daha sonra Grundig'ten ayrıldı ve Sabah'ta birlikte çalıştık. Yıllar geçti ve Hüsnü Çil kalbine yenik düştü.. Rahat uyu Hüsnü ağabey, rahat uyu.. Bunu en çok sen hakettin..