BÜLENT ERSOY-AJDA PEKKAN KAVGASININ PERDE ARKASI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 28-03-2001 14:49
İşte bunların hepsini Bülent Ersoy'un ağzından dinleyeceksiniz. Ama önce dün gecce ile ilgili ufak bir yanlış anlamayı düzeltmek istiyorum. Olay aynen şöyle gelişmiş; Ajda Pekkan ile Bülent Ersoy dün gecce Neşe Taverna'da biraraya geldiler. Herkes onları dargın, kavgalı biliyor. Mekan sahibinin söylediğine göre Ajda Pekkan içeriye gazeteci alınmayacak diye talimat vermiş. Benim bildiği Pekkan böyle bir talimat vermez! Gazeteciler kapıda sinirlenmiş. İhale Ajda Pekkan'a kalınca, Ajda Hanım'da masadan sinirle kalkmış ve kapıda bekleyen gazetecilere 'Bu saatte üçkuruşluk adamaların karar vermesini mi bekliyorsunuz' demiş. Yani Bülent Ersoy için sylememiş bu sözleri. İsterseniz olayın tüm detaylarını Bülent Ersoy'un ağzından dinleyelim; Şimdi şöyle bir konu var Kenan beyciğim, Ajda hanım buraya daha önce de gidiyormuş. Masaya daha önce çekilmiş resimlerini getirti, baktık. Hem haber vermişler gazetecilere, hem de gelince aman içeri basını alamayız deyip, öcü yapmışlar onalrı. O zaman niye çağırıyorsunuz insanları, bu oyunlara ne gerek var. Bizler Türkiye'nin en ucundaki sivri insanlarız, artı dargınlar, barışıklar, kavgalılar, sevişiyorlar diye konu var ortada, tabi ki mevzu edilecek. Bizim orada olmamız oranın kalitesini arttıracak, tabi ki duyulacak. Gazeteciler geldikten sonra 'içeri alamayız' oluyor. Ama çocuklarda bu sefer tavır koyuyorlar. 'bu saatte buralarda bekliyoruz' diye. 'Ajda Hanım'dan kesin talimat var kimse burada resim çekemez' demiş Neşe Taverna'nın sahibi beyefendi. Seyhan'a (Bülent Ersoy'un yardımcısı) dedim ki 'döner dolaşır benim üstüme bulaşır. Normal şartlar altında pek de halim-selim bir insan değilimdir, bunu sokaktaki köpekler bilir ama yine de yapmadığım birşey niye üstüme kalsın. Benim açımdan mahsuru yok. ' Seyhan çıktı, gazetecilere 'Bülent hanım için hiçbir mahsur yok' dedi. Bu arada Ayşe Ersayın, Ajda Hanım'a gidiyor diyor ki 'buranın sahibi sizin talimat verdiğinizi ve içeri basın mensubu alınmayacağını söyledi' diyor. Ajda Hanım da 'o zaman çıkarken kapıda çekilir' diyor. Bunun üzerine mekan sahibi de 'fotoğrafçılar girebilir ama kameralar giremez. Buraya dostuyla-postuyla gelen var. Rahasız olurlar. Onları huzursuz edemem, kamera alamam.' Ajda Hanım da kamera girmiyorsa 'hiçbiri girmesin, yanlış olur. Bu sefer ihale yine bana kalır' dedi. Gazeteciler yine ırın-mırın edince, Ayşe Ersayın'da geliyor olayı Ajda Hanım'a söyleyince 'lanet olsun' deyip, çantasını alıp çekip gitti. Evi zaten tavernanın karşısıydı, yürüyerek gitmiş. Gazeteciler arkasından gitmiş 'Bir tek şeye üzülüyorum. Türkiye'nin en büyük sesi, en büyük sanatçısı o masadaydı. Bülent Hanım'a ayıp ettim' demiş. Dayanamadım araya girdim; Peki o ana kadar dargınlığınızın durumu neydi? Barışmış mıydınız? Biz dargın değildik. Dargınlık olmuş oslaydı bir sene önce Temmuz ayında ben Muazzez Abacı ile Maksim gazinosunda okurken Ajda Pekkan beni dinlemeye geldi. Kavgalı olduğu birine niye gelsin. Olimpia olayı ve seneler önce bir sürtüşmemiz vardı biliyorsunuz. 27 sene evvel İzmir Dalyan da. Ankara Köşk yapmıştık hanımefendiyle 27 sene evvel, oradan İzmir Dalyan yaptık ve bir daha 27 sene hiç çalışmadık. - Ne oldu orada? Ben çok genç bir çocuktum, o da koskocaman bir Ajda Pekkan!dı. Ben ayda 10 bin lira alıyordum, o gecce de 27 bin lira alıyordu. O zaman Zeki Müren'den bile fazla para alırdı. Ben Fahrettin Arslan'ın memuruydum. Ayda 10 bin lira para alıyordum. Benim altımda çıkmayı Ajda Hanım kendine yediremiyordu, kapıları vurmuştu. O zaman ben de çok hassastım, çok üzülmüştüm, ağlamıştım. Ondan sonra da bir araya gelmedik. Bu olaydan sonra Fahri Bey, Ajda Hanım'ı çalıştırmadı hiç. Ajda Hanım'la kavgalı değildik. Çok mu cici-kukusunuz diye sorarsanız, yoo nikah akti yapmıyoruz ki. Normal iki ayrı ayrı starız. Türkiye'nin A üstü starlarıyız biz. Zaten çok cici-kuku olabilmemize de imkan yok. Ajda Pekkan'la, Allah ömür verseydi Zeki Müren'le nasıl cici-kuku olabilirdik ki Allah için size soruyorum. Olamayız, bir yerden bir şey çıkar mutlaka...