BABAM ARADI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 13-09-2007 08:56
[resim=2007091399kenanbaba1jpg][/resim] Daha Ramazan'a iki gün var ama 'gelmiyor musun oğlum' dedi.. Babam hep böyle acelecidir.. Bir yere gidecek, sabahın 06'sında kalkar giyinir bekler.. 'Hadi Hanım geç kalıyoruz, gidelim' diye bağırırdı.. Zavallı annecim de 50 yıl süren birliktelikten öyle alışmış ki, o da hemen hazır olurdu.. 'Babacım daha çok erken. Gidip havaalanında mı bekleyim?' derdim, 'Evet orada bekleyelim. Ha burada beklemişsiz, ha orada. Yolda kaza olmuştur, kapalıdır, ne olur ne olmaz' derdi.. Babam aradı... 'Ramazan'ın ilk günü geliyor musun oğlum' dedi.. Bizim evde gelenektir. Ben İzmir'de çocukken gelenekti. Daha sonra bu geleneği Ramazan'ın ilk günleri devam ettirdim ve Ramazan'ın her ilk günü İzmir'e gider tüm aileyi, anne-baba, ağabeyler, yengeler, yeğenleri toplar iftar yaparım. Ben çocukken Ramazanlar bir bayram gibiydi.. Hazırlıklar, börekler, çörekler, ayranlar.. Gecce yarısı kalkmak bile bir keyifti. O tatlı uykunun arasından uyanmak ve ailece sahur yapmak bambaşka bir duyguydu. Davulcunun kapımızın dibinde vuran tokmağının sesi bile hala kulaklarımda. İstersen uyanma.. Davulcudan uyanmazsan, zaten babadan uyanırsın.. Tek oda, dört erkek kardeş.. Yer yatağı.. Hemen yatak toplanır, yer sofrası kurulur ve Allah ne verdiyse sahur yapılırdı.. Sabah okul, öğleden sonra matbaa ve akşam iftarda evde olunurdu. İftara yarım saat kala sofranın başına oturulur ve top patlayana kadar tekrar tekrar, 'Allahümma salli ala' duası okunurdu. Evimizdeki iftar sofraları zengin olmasa da, çeşit ve huzur bakımından Reina mutfağından bile güzeldi, lezzetliydi, keyifliydi.. Babam aradı.. 'Hadi bırak şu işini-gücünü de ilk gün gel yine hepberaber iftar yapalım. Sen büryan çok seversin. Anan senin için büryan yapacak. Hadi bekliyoruz' dedi.. Büryan, tavuklu-pilav yani.. Ama pilavı soğanla yapardı annem.. Çinko tepsinin içinde yapardı, altını da biraz yakardı. Üstüne de tavuk parçalarını koyup fırına verir kızartırdı. İftar sofralarımızın en baba yemeğiydi büryan.. Babam, 'herkes istediği kadar alsın' derdi. Hepimiz aldıktan sonra da kaşıkla pilavın dibini kazıyarak yerdi.. 'Geliyorum baba' dedim.. 'Ramazan'ın ilk günü seninle eskisi gibi iftar yapmaya geliyorum.. Anama söyle büryan yapsın.. Ben de senin sevdiğin baklavaları alıp geliyorum.. Yine eskisi gibi tüm aile iftar yapar, yine eskisi gibi mutlu bir akşam yaşarız' dedim.. Evet, ben Ramazan'ın ilk günü olan bugün İzmir'de annemin evinde, yine eskisi gibi tüm aile, annem, ağabeyler, yengeler, yeğenler iftarda olacağım.. Büryan ve baklava yiyeceğim. Ama canım babam olmayacak.. Çünkü sevgili babam, geçen yıl Ramazan'ın ilk günü o evde vefat etti.. Aradan tam bir yıl geçti.. Koca bir yıl geçip gitti.. Ama babam evdeymiş gibi, yine hep berabermişiz gibi, onun tüm sevdiklerini, istediklerini yapacağım.. Geç kalmayacağım, erkenden iftara oturup dualarımı edeceğim, büryanımı kaşıklayıp, üstüne de babamın en sevdiği baklavalardan yiyeceğim.. Canım babam, yattığın yer cennet olsun.. Seni çok özledim. Belki gelirsin. En azından bize kendini hissettirirsin.. Seni çok seviyorum.. Bizlere bu gelenekleri öğrettiğin için.. Bizleri adam ettiğin için.. Bizlere iyiliği, dürüstlüğü, sevgiyi, saygıyı aşıladığın için.. Sağol baba.. (HAFTASONU İZMİR'DEYİM.. EMİNİM Kİ AŞAĞIDAKİ ARŞİVDE KAÇIRDIĞNIZ VEYA TEKRAR OKUMAKTAN ZEVK ALACAĞINIZ BİR ÇOK YAZIM VARDIR... PAZARTESİ GÖRÜŞMEK ÜZERE..)