A'PERA'NIN RUHU SİZİ ÇAĞIRIYOR..

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 09-04-2012 14:06
Tabii bu arada Bodrum da hareketlenmeye başladı, ben de haftasonu Bodrum’a gittim. Şimdi Bodrum’un en güzel zamanı.. Bodrum’u sonra yazacağım ama önce Beyoğlu’nu, “a’pera” adlı küçük, şirin, harika mekanı anlatacağım.. a’pera’yı tesadüfen keşfettim ama çok sevdim. Hem mekanı sevdim, hem de mekanın hikayesini.. Ortamlara ruh veren hikayesidir aslında. Hikayesi olmayan mekan ruhsuzdur. Ben hikayesi olan yerleri severim. a’pera da onlardan birisi.. [resim=20120409resim-185252E3][/resim] Tam Beyoğlu Belediyesi’nin karşısında.. Baktım Başkan Misbah tweet atmış ve “Nisan sonu yeni masa düzeni yapacağım” deyip yumuşamış, ben de hemen dışarıdaki tek masaya oturdum. İstanbul’un ruhu, güzel havalarda dışarıda oturmakla anlaşılır. Misbah Başkan, biraz inat etti ve uzun süre masaları kaldırttı ama duyduğuma göre yumuşamış ve Nisan sonu mekan önlerine birer masa koyma izni verecekmiş. Bu duyduklarımın doğru olduğunu umuyorum, yoksa yakında Beyoğlu diye bir şey kalmayacak, herkes Nişantaşı’na kaçacak. Siyah tentelerinden çatal kaşıklar sallanan, tabelasındaki gerçek şef bıçağı ile iddiasını ortaya koyan a’pera’nın tescilli tasarımları heyecan verici. Sizi kapıda karşılayan abla-kardeş, o kadar içten ve sevecen ki, yediğiniz yemeğin lezzetsiz olması mümkün değil. Belli ki sevgi katılmış.. [resim=20120409resim-185252F2][/resim] a’pera, Burcu ve Özlem Ural kardeşlerin (Selçuk-Hakan Ural’la bir ilgileri yok) kariyerlerini bırakıp hayallerinin peşinden koşmalarının eseri. 14 yıl reklamcılık yapan Burcu Ural ile hayatının 16 yılını 3 farklı kıtada geçiren ve son olarak bir moda firmasında çalışan Özlem Ural, a’pera’yı açmak için önce aşçılık okullarına gitmişler. Her ikisi de bir süre mutfakta çalıştıktan sonra (Burcu İstanbul Culinary Institute, Özlem İzmir Swiss Otel Equinox) mekan aramaya başlamışlar. Her türlü detayla bizzat ilgilendikleri a’pera’da iç mekan mobilyalarının hepsi özel olarak ürettirilmiş. a’pera’nın kapısından içeri girdiğinizde kendinizi birden Avrupa’da bir yerde hissediyorsunuz. İç mekanda yoğun olarak kullanılan ahşap, ortama son derece sıcak bir hava vermiş. Yüksek tavanları mekanda bir refahlık hissi yaşamanıza neden oluyor. Kesinlikle favori yerim burası.. [resim=20120409resim-185252F9][/resim] 1932 yılında yapılan bina, önceleri Yılmaz Güney’in de kaldığı Beyoğlu Pansiyon olarak kullanılmış. Yıllar içinde birçok değişime uğramış. Aslında hazin bir hikayesi var. 70’lerde cumbası yıkılmış. Matbaaya dönüşmüş ve kötü kullanılmış. Son olarak bir Alman vatandaşı tarafından ‘pub’a dönüştürülmüş. [resim=20120409resim-185252C8][/resim] Ancak yine de o eski ruhu yokmuş. Ural Kardeşler Pera ve Galata ruhunu mekana taşımak için ciddi bir çaba harcamışlar. Önce 4 duvar haline getirmişler, sonra da yeniden yaratmışlar. Mekanın arka bölümünde gizli bir bahçe var. Dışarıdan bakıldığında binaların arasında öyle bir yer olabileceği kimsenin aklına gelmiyor. Özellikle yaz sıcaklarında serin bir kaçış noktası olan bahçenin aynı zamanda üstü kapatılabildiği için kışın da kullanılıyor. Binaların arasında kalan dış mekan için de bir çözüm bulunmuş ve Galata silueti ile kaplanmış. Gecceleri siluetin içinde yanan ledler ve mumlar ile aydınlatılan bahçe son derece romantik bir hale dönüşüyor. [resim=20120409resim-185252C8][/resim] Ural kardeşler ekmeklerden soslara kadar her şeyi a’pera’da kendileri hazırlıyorlar. Hatta kullandıkları zeytinyağı bile özel olarak İzmir’deki bahçelerinden geliyor. Zaman zaman mutfağa da giriyorlar. Genç ve dinamik bir kadroyla çalışıyorlar. a’pera’da sürekli yeni şeyler deneniyor. Bildiğiniz tadları alışılmadık lezzetler ile kombine ediyorlar. Örneğin lavantalı ve güllü olarak sunulan ‘créme brulée’nin müptelaları var. Ben, Tavuk fontlu Hindistan Cevizi çorbası, Somon Mouse, Mantar ve krema soslu tavulu gyoza, Thailand Esintisi (Ananas içinde sunulan ananaslı, tavuk parçalı, California biberli, safranlı risotto pirinci ile pişirilmiş pilav) yedim. [resim=20120409resim-185252C9][/resim] Türkiye’nin Petrus’u olarak tanınan Urla Şarapçılık’tan Tempus kırmızı içtim. a’pera’nın ruhuna uygun bir şarap.. Başkan masalara izin verdiği gün, yine a’pera’da dışarıdaki tek masada keyifle kutlama yapacağım.. Siz de yolunuz düşerse, a’pera’ya mutlaka gitmelisiniz..