ALTIN SABUNLUĞU KİM ÇALDI?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 27-01-2008 15:59
Geçtiğimiz gün, Hıncal Uluç ve Reha Muhtar aynı anda yazmış "İt's a Joke" adlı restoran, bar ve cafe'yi.. Mekanın sahibi İzzet Çapa'yı da haklı olarak öve öve bitirememişler. Hürriyet'te Ahmet Hakan da bu konuyu yazmış! Belli ki henüz "İt's a Joke"a gitmemiş ve görmemiş olan Ahmet Hakan, Hıncal Uluç'a dokundurmadan edememiş yazısında (Reha Muhtar'ın yazısını adam yerine koymamış)! Nişantaşı cafe'lerinin hastası olan Ahmet Hakan, "İt's a Joke"a gitse yer bulur mu, bulamaz mı bilemem! Yani İzzet'in kurmayları, Ahmet Hakan'ı içeri alırlar mı, almazlar mı şüpheliyim. Bence Ahmet Hakan kendini sınama adına bir gün "İt's a Joke"a gitsin bakalım içeri girebilecek mi, yoksa kapıda bekletilecek mi? Merak ediyorum.. Kendi düşüncelerinden çok, başka yazarların düşünce ve yazılarına takıntılı olan Ahmet Hakan demiş ki: "Hıncal Uluç ve avenesi, Nişantaşı City's adlı alışveriş merkezine gitmişler... Merkezin içinde dolaşırken kendilerini birden "İzzet'in dükkánı"nın önünde bulmuşlar. "Gel" demiş Hıncal'a, "Hesap ödemek yok." Böylece "Şüreka" ve Hıncal Uluç, dalmışlar dükkana. Yemişler, yemişler, yemişler... Bir yemek gelmiş, bir yemek gitmiş... Her gelen yemek için Hıncal Uluç'un meşhur beğenme inleyişi, yani "Breh! Breh! Breh" ortaya konmuş özenle. Bu tıkınma faslı, saat 21.00'de başlamış, 23.30'a kadar sürmüş. Hesap? Ödenmemiş tabii. Bu durumda bize, "Acaba Hıncal Uluç gibi müşkülpesent biri, İzzet'in mekanında yediği yemeklerde neden bir tanecik bile noksan bulamadı? Bir tuz eksikliği, bir az pişmişlik, bir tuhaf tat... Onca yemekte çıkmaz mı?" diye merak etmek düşüyor." Dedim ya, sürekli dışardan sallayan Ahmet Hakan, "İt's a Joke"a gitse ama İzzet Çapa'ya takıntılı, Hıncal Uluç'u kıskanan biri olarak değil, gezen ve bilen bir gazeteci olarak gitse ve ortamı görse, lezzetleri denese, İstanbul'da açılan böyle bir mekanla gurur duyan bir yazı yazsa günaha mı girer? Mutfaktan içeriye girilen, dışarıda masası olmayan, tüm gizemi içeride saklı olan, inanılmaz bir ortam ve yüzlerce değişik objenin bulunduğu ve Hıncal Uluç'un yazdığı gibi her yemeği inanılmaz lezzetli olan, açıldığı günden beri tıklım tıklım ve sürekli dolup taşan mekanı görse, incelese, zevk alsa, alkışlasa olmaz mı? İstanbul'da açılmış ve açılacak olan dünyaca ünlü Hakkasan, Zuma, Spice Market gibi mekanların yanına bir Türk markası, zekası ve lezzetleri olan "It's a Joke"u da koysa olmaz mı? Gerçekten şaka gibi bir mekan.. Her şey o kadar dört dörtlük ki, insanın inanası gelmiyor.. Ahmet Hakan da gitmediği için bilmiyor. Ahmet Hakan, Hıncal Uluç'un hesap ödememesine takmış! Kendisi gitsin, yesin-içsin, hesabını ödesin ve yaşadıklarını yazsın o zaman.. Ama bir kerecik de takıntılı olmadan, diğer yazarların bu mekanı övmesine gıcık olmadan yazsın.. [b] ALTIN SABUNLUK ÇALINMIŞ! [/b] Bu arada çok ilginç bir detay vermek istiyorum. İt's a Joke'un tuvaletlerindeki altın kaplama sabunluklardan biri çalınmış! Gerçi kameralardaki görüntülerden bu sosyetik bayanın kim olduğu belli olmuş ama deşifre olmaması için açıklanmamış. İtalya'dan getirtilen altın kaplamalı sabunluk kibarca geri istenmiş. Kadıncağız kıpkırmızı olmuş.. City's henüz yeni bir alışveriş merkezi. Ben de "vale" sistemini beğenmedim.. Arabanızı kapıda veriyorsunuz, almak için ise garaj kapasına gidip bekliyorsunuz! Garaja gideceksem valeye ne gerek var? Bir de saatli vale olmaz. Valede tek fiyat uygulanır.. City'sin valesine ise kaç saat bırakırsanız o kadar ödüyorsunuz! Yani kazık yiyorsunuz. Kanyon ve İstinye Park'ta vale ücreti 10 YTL. Ben City's'de 24 YTL ödedim. Hem de garaj kapısına gittim. Bu yanlışın bir an önce düzeltileceğini umuyorum. (Bu arada City's, merkezi Newyork'ta bulunan Icon Parking şirketi ile görüşmeler yapıp müşterilerinin keyifli alışveriş yapabilmeleri için otopark fiyat tarifesinde; kar amacı güdülmeden ziyaretçilerin konforunu ve güvenini en üst seviyede sağlamak amacı ile düzenleme yapmış! Yapılan düzenleme buysa ne güzel)!