MONROE VE DOMPERİGNON

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 19-02-2007 15:19
Otel odasında ölü bulunan ve tüm yaşamını Marilyn Monroe'ya benzeten ve onun gibi yaşamak isteyen seksi yıldız Anna Nicole Smtih'in esrarengiz ölümü aklıma Marilyn Monroe'nun bir öyküsünü getirdi. Marilyn Monroe tam bir Dom Perignon şampanya hastasıydı. Dom Pérignon da kadınların en iyi dostuydu. İşte o hikaye; 1959. Marilyn Monroe, New York'ta bir partide, kalabalığı yararak bir kaç gün önce tanıştığı Danimarkalı genç senaryo yazarı Hans Jorgen Lembourn'a elindeki şampanya kadehini uzatır: - Bunu siz alın, ben kendime başka bir kadeh dolduracağım. İşte, Dom Pérignon, benim en sevdiğim şampanya. - Nasılsınız, çekici hanımefendi? 1959. Marilyn Monroe ile Arthur Miller'in evliliğinin sona erdiği yıl. O akşam, Hans Jorgen Lembourn ile Marilyn Monroe arasındaki ilişki, bir kadeh Dom Pérignon ile başladı. Bu ilişki, ani, kısa ve çocuksu bir maceraydı. 40 gün boyunca mutluluğu arayan çift, arabayla dağlara çıktı ve bu romantik gezinin tılsımı ve baş aktörü Dom Pérignon oldu. Arabanın içinde, bagajda, arka koltukta, elbiseler, gömlekler, kazaklar ve pantolonların arasında, atkılar, ayakkabılar, makyaj malzemeleri, şapkalar, kitaplar, bigudiler, çoraplar ve sabahlıkların altında saklanan onlarca şişe Dom Pérignon. Marilyn'in kalabalık eşyalarının arasında mutluluğun anahtarı gibi gizlenen Dom Pérignon. [resim=2007021999marilyn-19subat2007jpg][/resim] 'Manhattan ve Hudson nehrini geçtik, New Jersey'den önce kuzeye, daha sonra batıya doğru yol aldık. Marilyn ön koltukta sessizce oturuyordu. Birden arka koltuğa uzandı, orada yığılmış giysilerin arasından bir şişe Dom Pérignon çıkardı, torpido gözünde iki plastik bardak buldu, önce şişenin metal kapağını ve tellerini söktü, mantarını açarak şişeyi açık camın dışına doğru uzattı ve şampanya köpüğünün dışarıya doğru püskürmesini izledi. Daha sonra bardakları doldurup birini bana uzattı, kendi bardağını üç yudumda bitirerek tekrar doldurdu ve şişeyi dizlerinin arasına sıkıştırdı. Bir eliyle bardağını, diğeriyle çılgın şapkasını tutarken bana döndü ve 'İşte şimdi tatildeyiz' dedi. Marilyn Monroe'nun Dom Pérignon 53'e zaafı olduğu söylenir. Aslında Dom Pérignon, bir tutkunun da ötesinde, Marilyn'in kusursuz, hayat dolu, önceden ne yapacağı tahmin edilemeyen karakterinin bir simgesi gibidir. Film setinde, Dom Pérignon, fotoğraf çekimlerinde Dom Pérignon, kıyafet seçmelerinde Dom Pérignon, Marilyn'in, 1962 yılında, 12.000 dolara Hollywood'un ünlü terzisi Jean Louis'ye diktirdiği ve Madison Square Garden'de, John Kennedy'nin doğum gününde giydiği payet ve inci işlemeli muhteşem ipek tül elbisesinin haftalarca devam eden provalarında Dom Pérignon.... Marilyn Monroe, Dom Pérignon'u, insanları sevdiği gibi, candan, hesapsızca, gecce ve gündüz demeden, geçici bir mutluluk anını yakalayarak onu kırılgan ve dayanılmaz bir büyüye dönüştürme yeteneğiyle severdi. (Hans Jorgen Lembourn'un, Paris, Robert Laffont yayınevi tarafından 1979'da yayınlanan Marilyn'le 40 gün adlı kitabından alıntılar)