BURADAN, AMERİKA’DAN TÜRKİYE ÇOK KÖTÜ GÖRÜNÜYOR... KENAN ERÇETİNGÖZ MİAMİ'DEN YAZIYOR...

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 19-07-2001 09:50
Her sabah doların değişmediği, politikacıların koltuk sevdasında olmadığı, geçim standartlarının yüksek olduğu, insanların birbirine saygı duyduğu bir dünyada uyanmak ne güzel… Buradan, Amerika'dan, Türkiye çok kötü görünüyor… Dolar yine çıkmış. Hükümet istifa edecekmiş, yok canım yakında daha kötü günler olacakmış, bu daha birşey değilmiş, bazı üst düzey adamlar toplanmış, dört ay sonra Türkiye'nin daha da karışacağını konuşmuş.. Amerika'da, Miami'de konuşulanlar bunlar.. Buradan çok kötü görünüyor Türkiye, çok… Miami'de arkadaşımın evinde oturuken, birden Fashion TV'de 'Re Re Re, Ra Ra Ra, Galatasaray Galatasaray Cim bom bom' şarkısı çalmaya basladı. Evde herkes şaşırmıştı. Nereden geliyor bu müzik diye. Amerika'da Fasihon TV'de Galatasaray şarkısı çalıyordu. Dice Kayek'in defileseydi bu ve Galatasaray modası vardı. Ve Galatasaray şarkısı çalıyordu. Amerika'da, Miami'de Fashion TV'de… Bir Fenerbahçeli olarak gurur duydum bu durumdan… İkinci gurur duyduğum konu ise Tarkan… Gittiğim müzikmarket Towers Records'da Tarkan'ın şarkısı çalıyordu.. Evet Türkiye buradan çok kötü görünüyor ama sokaktaki Amerikalı böyle görmüyor. O Galatasaray'ı, Tarkan'ı biliyor ve seviyor… Ne olur biz de ülkemizi sevsek, koltuklarımıza yapışmasak, herkese saygı göstersek, kendi çıkarlarımız için başkalarını, dostlarımızı yiyip bitirmesek… Ne olur biz de para hırsı, üçkağıtçılık, politika sevdasına kapılmasak… Rüşvet, yolsuzluk, hortumculuk yapmasak.. Cin olmadan çarpmaya kalkmasak… Bok çukurundayken çıkmak isteyen bir arkadaşımızı aşağıya çekmeye değil de yukarıya itmeye kalksak ne olur… Olmaz, illa çıkanı ayağından çekeceğiz, dedikodu üretip batıracağız, ben yapamadım o da yapamasın, ben yiyemedim o da yiyemesin diyeceğiz… Yoksa çatlarız, yoksa patlarız, kıskançlıktan deliririz… Hadi gel de burada, Amerika'da hızlı araba kullan, hadi gelde hatalı bir sollama yap, hadi gel de yanlış yere park et, hadi gel de bırak kırmızı ışığı, stop levhasının önünde durma.. Hadi sıkıyorsa yap burada, Amerika'da… Bak ne oluyor. Hem ağır para cezası hem de ehliyet iptal.. Hadi gel burada polise rüşvet teklif et, hadi gel burada polis çevirdiği zaman şoförün yanında oturuyorsan arabadan in, (vurma yetkisi var) hadi gel de burada Linkoln Çaddesi'nde köpeğini gezdiriken eğer köpeğin kaka yaparsa temizleme.. 500 dolar ceza.. Hadi sıkıyorsa bunları yapsana.. Miami'de koskoca beach'i bir tek kişiye vermişler. Bir tek adam kıralamış okyanus plajını… O da adamlarını koymuş, şemsiye istersen 20 dolar, şezlonguna minder istersen 2 dolar alıyor. Hepsi bu.. Neden? Vergiyi kontrol edebilmek için. Suyunu, yemeğini kendin gidip alıyorsun, öyle ortalarda midyeci, mısırcı, simitçi, keten helvacı yok. Olamaz da… Vergisiz kazanç, hijyenik olmayan kazanç yok burada… Postaneye girdik, gözlerimiz faltaşı gibi açıldı. Paket göndermeniz için herşey var. Çeşit çeşit ambalajlar, kutular, paket kagıtları.. Tıkır tıkır işliyor herşey. Paketinizi hemen oradan aldığınız ambalajla yapıyor ve yolluyorsunuz. 'Abi be bir el atsana' yengeceğim bunu göndermek için bantınız var mı?' demeden… Biliyorum, bunların çoğunu hepiniz biliyorsunuz, politikacılar da biliyor, herkes biliyor.. Ama uygulayan yok.. Ama düzelten yok… Bu gidişle düzelecek gibi de görünmüyor.. Herkes kendi çarkını çevirmeye aynen devam ediyor.. Bakalım bu çark daha ne kadar dönecek? Kim dur diyecek? İnşallah biri çıkar…