BOĞAZIN KIYMETİNİ BİLİN!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 26-07-2004 10:40
"Alkollü türbanlılar" yazımız etkisini gösterdi ve iki gün sonra Hürriyet'e konu oldu. Laila ve Reina'dan çıkan bazı ünlüler, genellikle Kuruçeşme Makro'nun önünde çevirme yapan trafik polislerinden kurtulmak için türban takıyorlar. Nil Ünal buna şahit olmuş ve gördüklerini anlatmış. Trafik polislerinin ne yapacağını, nasıl bir yöntem uygulayacağını çok merak ediyorum. Türban'ı da sahtekarlığa alet ettiler ya, helal olsun vallahi.. Yazıktır, günahtır.. Şimdi trafik polisleri de bıçaksırtı bir görev yapıyorlar. Türbanlıları alkol muayenesine alsalar bir türlü, almasalar bir türlü.. Biraz daha bekleyelim, yakında işin kokusu çıkar. Evet şimdi gelelim, İstanbul boğazının turistik alan ilan edilmesinin istenmesine.. Yine övünmek gibi olmasın ama bunu 5-6 ay önceki yazımda ısrarla belirtmişim. Dünyada eşi-benzeri olmayan güzelim boğaz, turizm alanı ilan edilirse açılacak olan otellere dünya jet-set'inin geleceğinden bahsetmişim. Aynı konu bugünlerde gündemde. Konunun ısrarla üstünde duran başka birisi ise Reian'nın sahibi Mehmet Koçarslan.. Koçarslan, "Boğazın turizm bölgesi ilan edilmesi için geç bile kalındı. Dünyanın en güzel noktasındayız. Her gelen boğaza hayran kalıyor. Bu fırsatı değerlendirmemiz lazım. " demiş.. Doğru demiş. Bizde dedik, hemde aylarca önce. Konuyu Turizm bakanı sayın Erkan Mumcu'ya da açıp, boğaz kenarında atıl duran bir sürü yer olduğunu, bunların otele dönüştürülmesi gerektiğini söyledik. O zaman bakan, "ha ha" demiş, geçiştirmişti. Neden böyle yaptığını anlayamamıştım. Sonra da kendimi "İstanbul'da yaşamıyor, boğazın güzelliğini bilmiyor" diye avutmuştum. Farkındaysanız her yazımda İstanbul boğazının güzelliği ve mekanların büyüleyici ortamından bahsediyorum. Bunu ısrarla yapıyorum. Çünkü gerçekten öyle. Gerçekten dünyada eşi benzeri yok ve biz bunu yeteri kadar değerlendirmiyoruz. Şehrin içinden geçen denizin kıymetini bilmiyoruz. Çoğumuz dünyanın çeşitli ülkelerini gezdik. Söyler misiniz bana, Reina, Laila, Çubuklu 29, Lacivert, ne bileyim boğaz kenarındaki balıkçılar gibi nerede var? Hangi ülkede böyle boğaza sıfır gecce kulüpleri var? Hiçbirinde yok. Böylesi yok. O zaman bunları neden değerlendirmiyoruz? Dünyada yükselen yıldız olan eğlence sektörünü neden tanıtımlarda kullanmıyoruz? Eğlence sektörünün Türk turizmine katkılarını neden gözardı ediyoruz? Bunu bir türlü anlamıyorum. Sayın Turizm Bakanı'na "Boğaz festivali" önermiştim. Çok hoşuna gitmişti ama o projede kaldı. Dünyanın her ülkesinde bir takım festivaller, yarışmalar yapılıyor ve bu sayede o şehirler ön plana çıkıyor. Oysa hiçbiri İstanbul gibi değil. Bizde de İstanbul var, boğaz var, mekan var ama maalesef festival yok, tanıtım yok! Bu konuların üzerine gitmeye devam edeceğim. Hepimiz edelim ve İstanbul'u hakettiği yere getirelim.. Tarihi güzellikleri yanında, İstanbul'un dünyanın sayılı eğlence merkezlerinden biri olduğunu kafalarına çakalım.