İSKOÇYA'DA NELER OLDU?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 13-05-2003 18:00
Bir İskoçya'ya gittik geldik, her şey değişmiş.. Gazetemiz Habertürk'ün ismi 'Yarın' olmuş.. Genel Yayın Müdürümüz sevgili Tevfik Yener, çok kısa zamanda yepyeni ve çağdaş bir gazete yaratmış. Bizde artık hergün, Yarın'da sizlerle buluşacağız, sosyete ve magazin dünyasından, İstanbul, Bodrum, ve Çeşme'den, dünyanın her köşesinden değişik yaşam tarzlarını anlatmaya ve analiz etmeye çalışacağız. Bu arada gecce magazin'de önümüzdeki haftalarda kuşe kağıda pırıl pırıl baskı ile gazeteniz Yarın'la birlikte pazar günleri dağıtılacak. Geçtiğimiz hafta Maxxium Pazarlama Şirketi'nin davetlisi olarak İskoçya'daydım. Herhalde hayatımın geri kalan kısmında yeşillik, ağaç ve doğayı görmesemde olur. O kadar çok gördüm ve kokladım ki, huzur buldum. İskoçya dağlarındaki şatolarda, gecce hayatından uzak, kadın ve kızsız sadece gurme-içki yazarlarıyla beraber bol bol sohbet ettim. Mehmet Yaşin, Ali Esad Göksel, Mehmet Yalçın ve Teoman Hünal'la birlikte tek magazin yazarı olarak mücadele verdim. Hıncal Uluç'la, Tuğrul Şavkay'da gelecekmiş ama son anda işleri çıkmış.. Allah bu gurme-içki yazarlarının eşlerine sabır versin! Hiçbir şeyi beğenmiyorlar, her şeye itiraz ediyorlar.. Sabah kahvaltısında yediğim tavada yumurtaya bile karıştılar. Neymiş efendim, yumurtanın sarısı kaşığa alınıp lup diye ağaza atılırmış, ekmekle patlatılmazmış! Mesela, baklava lup diye ağza atılmazmış. Ters çevrilip damağa yapıştırılır, ondan sonra da dille bastırılıp iki yandan süzülmesi beklenirmiş! Ah neler çektim İskoçya'da bu gurme-içki yazarlarından ah.. Ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim. Herhalde hayatım boyunca içebileceğim viskiyi İskoçya'da tüketmişimdir. Sabah-öğlen-akşam her dakika viski tadımı yaptık. Macallan, The Famous Grouse ve Hıghland Park.. Ama öyle sıradan değil, 12, 15, 18 veya 25 yıllık olanlarından içtik. Gurme-içki yazarlarıyla gezince böyle oluyor. 2200 poundluk ve sadece 2236 şişe üretilen 1946 Maccalan'ı da o kadar gurme'nin arasında bana hediye ettiler! Zaten kaldığımız şato da kraliçe Elizabeth'in yatağını da bana vermişlerdi. Gurme-içki yazarları çıldırdı. İşin şakası bir yana, bana törenle hediye edilen 1946 Macallan'ı ben de orada açıp, gurme-içki yazarlarına dağıttım. Çok sevindiler.. İlk gün, İstanbul-Londra-Inverness uçtuk. Yeşillikler içinde, ıssız bir yerde Culloden House Hotel'de kaldık. Ertesi gün Bill Clinton, Michael Douglas, Emma Thompson ve Nicholas Cage gibi ünülülerin tercihi olan dünyanın bir numaralı viskisi The Macallan'ın damıtım evini ziyaret ettik. Easter Elchies Evinde özel hazırlanmış öğle yemeği yedik. Akşam Crieff Hydro Hotel'de konakladık. Daha sonra, The Famous Grouse Damıtım evinin özel yemek salonunda gayda eşliğinde ulusal akşam yemeği yedik. Adı; Hagis.. İskoçya'nın ulusal yemeği olarak kabul edilen Hagis, eski zamanlarda fakir olan insanların et bulamayıp da zengin aileler tarafından kesilmiş olan büyük baş hayvanların böbrek, dalak, ciğer gibi bölümlerin toplatılarak kasapta kıyma haline getirirtildikten sonra işkenbenin içine doldurularak haşlanması ile oluşuyor. İskoçlar bunu daha sonra ulusal yiyecekleri haline getirmişler. Gayda eşliğinde masaya gelen Hagis hem seromoni eşliğinde, hem de hikayesi anlatılarak kesildi. Saygı duyduk. Ertesi gün Glenturret'ta bulunan The Famous Grouse Damıtımevini ziyaret ettik. Bir Pertshire şarap ve içki tüccarı olan Matthew Gloag tarafından 1896 yılında yaratılan The Famous Grouse, yaklaşık 25 yıldır İskoçya'nın en popüler viskisi konumunda ve tam bir pazarlama harikası.. İngiliz Akademisi Film ve Televizyon Sanatları tarafından 2002 İnteraktif Eğlence Ödülü'nü kazanan The Famous Grouse Experience'da Üniversal Stüdyoları gibi bir tur hazırlanmış. 20 Pound karşılığı ziyaret edilip gezilebiliyor. Tadımlar yapılıyor, bir milyon pounda malolan şov odasında ise inanılmaz bir gösteri sunuluyor. 'Alt tarafı viski' deyip geçmeyin. Ne işlemlerden geçiyor o yudumladığınız bir bardak viski. The Famous Grouse'un simsiyah şov odasında sanal olarak önce durduğumuz yeri sular bastı, ardından buz oldu, kırmaya çalıştık ve daha sonra tüm İskoçya'yı kuş olup uçarak gezdik. Süperdi. Çok etkilendim. O akşam, 1963 yılında Kraliçe Elizabeth'in kaldığı Drumkilbo Şatosun'a hareket ettik. Sağolsunlar magazinci olduğum için, o yataktan sadece benim anlayacağımı düşünerek Kraliçe Elizabeth'in yattığı yatağı bana verdiler. Kaldığım oda, gurme-içki yazarlarının ziyaret akınına uğradı. Ben yeşilden, dağdan, bayırdan çok sıkıldığım için Edinburg şehir turu eklettim. The Dome restoranda güzel bir akşam yemeğinden sonra, ısrarlara dayanamayan ekip gecce kulübüne gitme kararı aldı! Bizim Friends&Trends gibi bir yere gittik. Müzikler bizden daha kötü ama çıtır kızlar süperdi. Gurme yazarları kendini kaybetti. Kanıt fotoğraflar ve süper bilgilerim var ama onları pırıl pırıl kuşe kağıda basılacak olan gecce magazin'de kullanmayı düşünüyorum. Son gün de Dundee kasabasında doğa aktivitelerine katıldık ve sonra İstanbul'a döndük. Gözünü seveyim İstanbul'umun.. Bol hareket, eğlence ve müthiş gecceler.. Haydi 'yarın' başlıyoruz..