İBRAHİM TATLISES ARAMADI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 13-08-2005 03:50
İbrahim Tatlıses aramadı.. Hayret! Oysa, o, bu konularda çok hassas davranıp hemen arar ve bir açıklama yapardı. İbo, ciddi bir gecce.com okuru.. Kendisiyle ilgili çıkan her yazıda arar ve mutlaka bir şeyler söylerdi ama nedense "pırlanta yüzük" konusunda yazdığım yazıyla ilgili bir açıklama yapmadı! İbrahim Tatlıses, geçtiğimiz Salı gecesi tıklım tıklım dolu olan Bodrum Aso Bar'da sahneye, sol elin nikah parmağında, biri tam tur üç sıra pırlanta, diğeri ise yarım tur üç sıra pırlanta, ortasında da tek taş olan bir yüzükle çıktı. İbo bu pırlantalı yüzüğü neden, niçin, niye taktı? Henüz bilemiyoruz ve cevabını bekliyoruz.. Evet, Bodrum tatilimiz devam ederken, bir iş için Urla Çeşmealtı'na gitmek zorunda kaldık. Bodrum-İzmir arası arabayla 2,5 saat.. Yarısı otoban, yarısı normal yol.. Ama güzel ve temiz bir yol.. İnşallah bir gün, ülkemizin her yolu otoban olacak ve kazalar hiç yaşanmayacak.. Dikkatimi çeken konu ise İzmir iline girince, her yüz metrede bir gördüğüm polis otoları! Bu cehennem sıcağında İzmir otobanında her yüz metrede bir polis otosu var! Polisler perişan.. Neyi bekliyorlar, ne yapıyolar anlamadım ama herhalde vardır bir bildikleri.. O polis otoları ile kimi nasıl yakalayacaklar belli değil ama bekliyorlar! Urla Çeşmaltı bozulmamış bir güzellik. İnşallah da bozulmaz ama gelecek vadeden bir güzelliği var.. Bir dostumuz rica etmişti ve Çeşmealtı'nda bir "gecce beach club" açmıştı. Onu ziyaret edip, görelim dedik.. gecce adı çok yakışmış.. Urla Çeşmealtı'nın en güzel beach-club!u olmuş.. Aynı gün, son günlerin en popüler eğlence merkezi olan Çeşme'ye uğramadan aynen Bodrum Türkbükü'ne geri döndük.. Aman Türkbükü kaçmasın. Ne varsa bu Türkbükü'nde? Var bir şeyler ama ne acaba? Aslında çok güzel ama çocuklar için korkutucu! Aslında çok eğlenceli ama değil! Aslında mükemmel ama eksik! Yine de Türkbükü, Türkbükü işte.. Bodrum'un, Türkiye'nin gözbebeği.. Aslında çok daha güzel, kaliteli, harika, muhteşem, süper, medeni bir yer olabilir ama olmuyor, olmuyor.. Daha önce de yazdığım gibi Miami, Londra, Paris, Cannes görmemiş yöneticiler olduğu sürece de böyle kalacak, kendi yağıyla kavrulacak Türkbükü. Türkbükü'ndeki mekanımız İber Otel'de Genpa'nın sahibi Zeynel Abidin Erdem'le karşılaştık. Deniz, güneş, tavla partileri, balık derken konu konuyu açtı ve son olarak walkmanli cep telefonlarına geldi.. Bodrum'a gelmeden önce Mahsun Kırmızıgül'le Papermoon'da yediğimiz yemekte bu cep telefonlarını konuşmuştuk. Sanatçılar, avukatlarla bir araya gelip, bu tip telefon üreten şirketlere dava açacaklardı. Çünkü, bu tip walkmanlı cep telefonlarıyla internetten istediğiniz kadar şarkıyı cep telefonunuza indirme şansınız var ve bedaya dinleyebileceksiniz. Zeynel Abidin Erdem'e bu konuyu sorunca, "çok haklılar. Bende olsam dava açardım" dedi. Mahsun Krımızıgül ve sanatçı dostlarının birleşip bu davayi açıp açmadıklarını bilemiyorum ama Avrupa'da da bu dava açılmış ama kaybedilmiş. Çünkü mahkeme, "önce interneti engelleyin" demiş. Bakalım bizim ülkemizdeki yargı, "walkmanlı cep telefonları"na internetten şarkı indirme konusunda nasıl bir yargıya varacaklar? (Kenan Erçetingöz)