PETEK DİNÇÖZ İLK SINAVINDA NASILDI? KENAN ERÇETİNGÖZ YAZDI

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 02-02-2002 13:02
Sabah sabah, Huysuz aradı; Şaşırdım. Allah Allah beni rüyasında mı gördü acaba? Ya da dün akşam o sahneydeyken ayrıldım, ona mı kızmıştı? - Günaydın Huysuz - Günaydın Kenan. Dün akşam şöyle bir şey oldu. Aman yazarken dikkat et lütfen. Orhan Gencebay’ın oturduğu masayı aslında ben arkadaşlarıma rezerve ettirtmiştim. Arkadaşlarımı Orhan Gencebay’ın bir arka masasına almışlar. Neyse ben sahneye çıktığımda Orhan Gencebay kalkmıştı. Masası boştu. Arka masada boştu. Ben de sahneden arkadaşlarım gelmedi diye, verdim veriştirdim. Meğer içlerinden biri kalp krizi geçirmiş ve hep beraber kalkmak zorunda kalmışlar. Lütfen yazarsan konuyu bil diye söylüyorum. - Tamam Huysuz merak etme, aynen yazarım. Peki nasıl buldun Petek Dinçöz’ü? - Vallahi ben sana birşey diyeyim mi, ilk geccesi Gülben’den iyiydi. Gülben’i de ilk olarak ben Günay’da sahneye çıkartmıştım. Petek de ilk geccesinde çok iyiydi. - İş yapar mı sence? - İsim vermeyeyim ama sahnelerde bir-iki kişinin ayağını kaydırır bence... Bence de kaydırır gibi. Dün gecce yeni assolist Petek Dinçöz’lü Günay’daydık. Günay ünlüler geçidi gibiydi. Bülent Ersoy, Ebru Gündeş, Gülben Ergen, Orhan Gencebay ve daha bir çok isim vardı. Petek ilk olarak sahneye modacı Nur Yerlitaş’ın süper bir kıyafetiyle çıktı. İki yanı da baştan aşağıya kadar şeffaf olan simsiyah bir kostüm giymiş, saçlarını da inanılmaz bir şekilde kabartmış ya da postiş taktırtmıştı. Güzel bir makyaj yapmış ve ilk geccenin heyecanını yaşıyordu. İkinci kıyafeti ise kırmızı ve yine şeffaf bir kıyafetti. Ne yalan söyleyeyim ben de beğendim Petek’i. Gencecik bir kızın assolist oluşunu izledim. Bugüne kadar kimleri izlememiştim ki! Sesinde hiç bir faso yoktu. Hiç tıkanmadı. Hiç pot kırmadı. Sanki tecrübeli bir sanatçı gibi masaların arasında dolaştı, dostlarına şarkı söyledi. Ama beni çok ilgilendiren bölüm ise, acemi bir assolist gibi davranıp da Günay’a gelen ünlüleri sahneye çağırmaması oldu. Aferin. Başka biri olsa Bülent Ersoy, Ebru Gündeş, Gülben Ergen gibi isimleri hemen yanına çağırır, zayıf olan sahnesini onlarla doldurmaya çalışırdı. Ama Petek bunu yapmadı. Aferin. Aslanlar gibi tek başına sahnede şarkı söyledi. Herkes de dinledi ve eğlendi. Günay’dan kalkıp Şaziye’ye, Kenan Doğulu’ya gittik. Şaziye’de o alçak locaları hangi mimar yaptıysa Allah onun boynunu devirsin. Masaların arkasında hiç bu kadar alçak loca olur mu? O locaların derhal yükseltilmesi lazım. Adaşım her zaman ki gibi esti sahnede. Şaziye’de tıklım tıklımdı. Hemen Yeşim Salkım’ın meşhur ettiği ‘Boşver’i istedim. Kenan çok güldü. Meğerse o şarkının adı ‘Boşver’ değilmiş. Şaziye’den Şamdan’a geçtik. Tam oturduk, ortalık bir anda karıştı. Levent Kızıl birileriyle kavga etti ama anlayamadım. Herkes birbirine girdi. Mete Küçükberber, İlhan Karadeniz bir grup, Levent Kızıl başka bir grup, yere düşen bir kadın vardı son gördüğüm. Ben de arada kaldım. İki tarafı da yatıştırmaya çalıştım. Allah’tan Şamdan’n korumaları çok sakin davrandılar. Kavga çıkaran grupları yatıştırmaya çalıştılar. Mehmet Tuna’da tam o sırada benimle oturuyordu. O da ne olduğunu anlamadı ve çok üzüldü. Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar deyip eğlencemize kaldığımız yerden devam ettik. İşte bir Cuma geccesi İstanbul böyle geçti.. Hava ne güzel değil mi? Süper... Şimdi Ahmet Vardar ve Aydın Öztürk’le buluşup balığıa çıkacağız. Eğer tutabilirsek akşama balık var.. İyi tatiller...