BARAN-HAVİN SIKTI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 05-04-2005 11:12
"Haziran Geccesi" ile "Bir İstanbul Masalı" sıktı artık. Eskisi gibi heyecanla izleyemiyorum. İki dizininde senaryosu saçmalamaya başladı. Konular hep aynı, dön baba dönüyoruz. "Haziran Geccesi"nde Havin ile Baran'ın bir türlü gerçekleşemeyen düğünü, "Bir İstanbul Masalı"nda ise Selim ile Esma'nın boşanması bir türlü bitmiyor! "Haziran Geccesi"nde Baran, kendi eşine, çocuklarının annesine fotoğraflı şantaj yapıyor, "Bir İstanbul Masalı"nda ise Esma, Demir'i, yani eski aşkını evinde yatırıyor! Güya karmarakışık ilişkiler. Heyecan olsun, reyting dolsun! "Haziran Geccesi"nde parti başkanı olan, gerekirse ülkeyi yönetecek bir politikacının karısına bile iğrenç bir şantaj yapacağı vurgulanıyor! İnanılacak gibi değil ama oluyor işte. Dizilerde verilen mesajların biraz toplum yararına olması gerektiğine veya sonucunun doğru olması gerektiğine inanıyorum. Ama "Haziran Geccesi"nde bu konuda müthiş bir rezillik yaşanıyor. Dizinin sonunu hiç hayırlı görmüyorum. Vurun Abalıya! Son zamanlarda Hülya Avşar'a karşı bir tavır sergilendiğini farkediyorum. Aslında yıllardır Hülya Avşar kıskanıldı, dedikodusu yapıldı, yerden yere vuruldu ama o hep dimdik ayakta kaldı ve bir çok başarıya imza attı. Şimdi de bakıyorum Mehmet Ali Erbil, "Hülya artık yaşlandı" diyor. Kendisi Hülya'dan daha yaşlı oysa. Özcan Deniz ise, "Sophia Loren Hülya Avşar'dan güzelmiş" diyor. Herhalde Hülya Avşar sendromu yıllar geçsede bitmeyecek. Bu ne demek? Bugüne kadar Hülya Avşar gibi birisi çıkmadı demek. Hülya, ne kadar övünse azdır. İbo konuşmasın! Daha önce de yazdım, her zaman da yazarım. İbrahim Tatlıses artık konuşmamalı. Yok canım, dilini yutmasın ama basınla konuşmasın. Çünkü sürekli pot kırıyor, yanlış anlaşılacak laflar telaffuz ediyor. Aşk konusunda da alakasız laflar söyleyip, günlerce polemik yaratan İbrahim Tatlıses, şimdi de Atatürk'ü Hitler'le kıyasladı. Aslında o öyle demek istemiyor ama yanlış telaffuz ediyor. Basında İbo'yu sevmediği için hemen üstüne yükleniyor. Bence İbo, uzun bir süre televizyonlara, yazılı basına konuşmasın. Biraz kabuğuna çekilsin, kafasını boşaltsın. Amerika'ya gitsin, dolaşsın. Oğlak burcu böyle durumlarda kendi mağarasına çekilir ve kimseyle konuşmaz. Ben de oğlak'ım ve zaman zaman uzaklaşırım. İbo neden böyle yapmıyor anlamıyorum. Köfte satışları! Hülya Uğur köfte satışlarını yüzde yüz arttırmış! Herhalde hayatımda gördüğüm en komik haber bu olsa gerek. Ne zamandır "sinir olduğum şeyler" adı altında yazacaktım ama fırsat bulamamıştım. Pınar Grubu'nun yaptığı "Havanız nasıl olursa olsun köfteniz Pınar olsun" reklam kampanyası bence yerlerde sürünüyor. O reklama bakıp değil köfte almak, köfte yemek gelmiyor içimden. Basit bir reklam. Basit reklam, reklamı yapılan üründe de basitliği çağrıştırıyor. Ben reklamın yayından kalkacağını düşünürken, Hülya Uğur demiş ki, "Benden sonra köfte satışları yüzde yüz artı.". Muhabirde bunu haber yapmış, sayfa sekreteri de sayfaya koymuş! Madem Hülya Uğur bu kadar başarılı, o zaman gazetenin reklamına çıkarsınlarda tirajlar artsın. "Havanız nasıl olursa olsun, gazeteniz .............. olsun. Haahahahhaaa"