PROF. BİNGÜR SÖNMEZ, YİNE DÖNDÜ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 22-12-2011 16:51
Daha önce “yumurta yemeyin, çok zararlıdır” diyerek, yıllarca Türk halkını yumurtadan ve içindeki faydalı vitaminlerden mahrum bırakan ama daha sonra hatasını bir şekilde anlayıp Uğur Dündar’ın programında özür dileyip “yumurta yiyin, çok faydalıymış. Pardon” diyen Prof. Dr. Bingür Sönmez, bu kezde kolesterol konusunda “dönek”lik yaptı! [b]BİNGÜR HOCA NASIL DÖNDÜ?[/b] 7 Aralık 2011’de Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, Genel Sekreter Prof. Dr. Mehmet Aksoy ve Prof. Dr. Bingür Sönmez bir basın toplantısı yaparak kolesterol konusundaki düşünceleri nedeni ile Prof. Dr. Canan Karatay’ı sert ve etik dışı bir dille kınamıştı. Canan Karatay için aşağılayıcı kelimeler kullanan Bingör Hoca “emekli bir doktor” demişti. Ve daha da ileri giderek Canan Karatay için halkın sağlığını tehlikeye sokmak gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu! “Karatay diyeti” kitabıyla “her gün iki yumurta yiyin, korkmadan et yiyin” diyen Prof. Dr. Canan Karatay’ı küçümseyen ve suçlayan Prof. Dr. Bingör Sönmez, yine “döndü” ve verdiği bir röportajda “gerçek düşman kolesterol değil, karbonhidratlar ve şekerdir” diyerek döneklik yaptı ve Prof. Dr. Canan Karatay’ın dediklerini kabullenmiş oldu! İşte Habertürk’ te Gündem programında Ece Üner ile Prof. Dr. Bingür Sönmez’ in röportajından konuyla ilgili o bölüm; HABERTÜRK: Hemen sorayım, kurban bayramı, çok fazla et tüketiyoruz, et tüketmeyi çok seven bir toplumuz ama kalp damar sağlığına etin zararı var mıdır? Varsa ne kadar tüketmek gerekir? BS: İnsanlar bildiğimiz düzeyde beslenmeye 2.5 milyon yıl önce başlamışlar. Ondan önce böcekler falan var biliyorsunuz. O dönemde 2,5 milyon yıldır insanlar avcılık toplumunda avlanıyorlar, av hayvanının her şeyini yiyorlar, beraberinde meyve yiyorlar, kabuklu yiyecekler yiyorlar. Bu bizim yapımız. Biz etobur canlılarız. Ama 10 bin sene önce yerleşik topluma geçiliyor. Avcılık toplumu bitiyor ve tarım toplumu başlıyor. Yerleşik düzen oluyor. İnsanların felaketi o gün başlıyor. Buğday ile karbonhidrat ile ve şeker ile tanışıyoruz ve vücudumuzda insülin hormonu salgılanmaya başlıyor bu yediklerimize karşılık. İnsülin adrenalin kadar zararlı bir hormon. İçyapıda olan, dengesini ayarlayamadığımız bir hormon. [b]Bu karbonhidrat ve şekeri aldığımız zaman insülin salgılanması çok fazla oluyor, kanda sürekli insülin kalıyor, insülin gidiyor damarlarınızda ciddi tahribat yapıyor.[/b] [b]Yıllarca insanları kolesterole yönlendirdik ve kolesterol, kolesterol hep kolesterol gösterdik ama bugün biliyoruz ki gerçek düşman kolesterol değil, karbonhidratlar ve şekerdir.[/b] Hele 250 yıl önce endüstri devrimi sonucunda rafine şeker ile tanıştığımızda asıl felaketimiz o zaman başladı. Son yıllardaki mısır şurubu şerbeti de üstüne tuz biber ekti. HABERTÜRK: Kolesterol demişken özellikle Türkleri çok mutlu edecek bir müjdeniz var retoks. Retoks galiba sizinde mimarı olduğunuz bir sözcük. Biraz onu açalım ki ne tüketecekler? Nasıl tüketecekler. BS: İnsanlara onu yemeyin, bunu yemeyin dedik. Kolesterol, kolesterol, kolesterol insanları bunalttık. Fakat insanların biyoloji dengesini bozduk. Kolesterol bir yapı taşı. Bir insan diyorsa ki size benim şekerim var, aslında herkesin bir şeker var. Bir sınırı var bunun. Bunun üstü patolojik. Benim kolesterolüm var, kolesterol de aynı şekilde. Kolesterolsüz yaşam yok. Hormonlarımız, kemiklerimizin iyileşmesi, beynimiz, görmemiz her şeyimiz kolesterole bağlı aslında. Kolesterol olmayınca ne oldu? İnsanlar erken Alzheimer olmaya başladı, erken yaşlanma, cinsel yetersizlikler, erken menopoz bunlar hep kolesterol eksikliğinden başladı. Abartılmış şekilde yapılan kolesterol diyetleri gerçekten sağlığımızı tehdit ediyor. Görüş dengemiz bozuldu. Omega 3, Omega 6 dengemiz bozuldu. Bu nedenle ben diyorum ki, taş devrindeki gibi beslenelim, taş devrindeki gibi et yiyelim ama taş devrindeki insanlar 30 km önce yol yürüyorlardı. Onun için taş devri diyetini ayda 2 defa uygulayalım. Bunun adına retoks ditelim yani toksinleri alalım, ziyanı yok o toksinler sizin sağlığınızı etkilemeyecektir. Bir kere kırmızı eti affettik, kırmızı eti rahatlıkla yiyebiliriz. Özellikle çok yağlı olmamak şartı ile kırmızı eti rahatlıkla yiyebilirsiniz. Kurban bayramında gelin milat olsun, daha önce yumurtadan özür dilediğimiz gibi kırmızı etten de özür dileyelim. Kırmızı eti rahatlıkla yesinler. Bir işkembe çorbasını, bir adana kebabı çok rahatlıkla ayda iki kere yesinler. * * * Kenan Erçetingöz’ün notu; Vallahi bunları okudukça, kimlere emanet olduğumuza şaşırıyorum. Medyatik olan ama bilimsel olmayan cerrahlar, saçma sapan konuşup, ondan sonra da bilimsel gerçekler karşısında dönüyorlar! Peki bu arada Türk halkının yaşadıkları ne olacak, kolesterol haplarının verdiği tahribat ne olacak? Yazık günahtır bu millete? Televizyona çıkacağım diye, medyatik olacağım diye araştırmadan, bilip bilmeden konuşmak ve yönlendirme yapmak ve daha sonra “döneklik” yapıp “pardon” demek olur mu? Yazık, çok yazık. Şimdi Prof. Dr. Bingür Sönmez’in, Prof. Dr. Canan Karatay’dan özür dilemesi gerekir. Bakalım yumurtadan özür dileyen Bingör Hoca, Canan Karatay’dan özür dileyecek mi?