LA BRİSE’DE TUBORG GECCESİ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 22-03-2012 12:58
Ben biraz erken gittim. Birde baktım La Brise’in karşısında Ece abla tek başına demleniyor. Bende hemen yanına katıldım. Uzun zamandır görmemiştim. Neredeyse bir maydanoz almak için Tire’ye gittiği için görüşmek mümkün olmuyor kendisiyle. “Tam gününde geldin” dedi bana. “Ne günü Ece ablacım. Ben karşı dükkana geldim. Tadım var” deyince, “birazdan görürsün günü” dedi ve gülmeye başladı. “Boşversen günü-münü” deyip Türkiye’de maalesef hiç kimsenin o kıvamda yapamadığı mücver’lerden istedim. Birde 3 cm. büyüklüğünde yaprak sarmalar getirmez mi, ohhh işte bu.. Misbah Başkan masaları kaldırmış ama millet dışarıda ayakta içiyor. Bizde aynen öyle takıldık, kendimize dışarıda çilingir sofrası kurduk! Bir süre sonra Mehmet Y. Yılmaz geldi. sonra Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin derken Enis Berberoğlu ve Taylan Bilgel geldi. Ve en sonunda Aydın Doğan siyah arabasıyla kapıda belirdi ama tam kapıda durduğu için şöförüne fırça attı. “Niye böyle insanları rahatsız ediyorsun oğlum, daha önce iner yürürdük” dedi. Tabii, beni Ece’nin yanında gören yazar kadrosu ve Aydın Bey şaşkındı. “Bunun burada ne işi var?" gibi bakıyorlardı bana.. Baktım bizim gurme grubu da karşı mekanın önünde içmeye başlamış, bende Ece ablayı öpüp kendi safıma geçtim. Tam o sırada bir genç bağıra bağıra şarkı söylemeye başladı. Bu kadar ünlü gazeteciyi bir arada görünce kendini göstermek istedi herhalde. “Aydın Doğan beni meşhur et” diye bağırıyordu.. Genç şarkı söylerken, Güneri Civaoğlu göründü sokağın başında. Hemen Karadeniz restoranına girip bir tabak kurufasülye aldı ve tabakla dışarı çıkıp yemeğe başladı. Ertuğrul Özkök, Güneri Civaoğlu’na “o kıyafetle kurufasülye? Karizmayı çizdirdin Güneri” diye seslendi. Ama mekancının getirdiği bir tabak kurufasulye’den de almadan edemedi. Kurufasülye faslından sonra Aydın Doğan grubu Ece’ye, bizde Güneri Civaoğlu, Figen Batur, Ahmet Örs, Sermet Severöz gibi isimlerle La Brise’e girdik. [resim=20120322resim-185233E7][/resim] Neden La Brise? Çünkü Türkiye’de biradan anlayan tek adam Teoman Hünal olduğu için. Mekanın mutfak şefi olan kızı Esen Hünal Blake’de olunca tadından geçilmedi. Kokteylde Hoegarrden içtik. Buğday birasıymış. Light görünümlü ama değil. Gruyere peyniri, elma, karamelize cevizli, hardal soslu salata ile Leffe Blonde içtik. Füme somonlu pose yumurta ve hollandaise sosla, içine şeker katılmamış adam gibi bira Tuborg Gold %100 malt içtik. Bu çok iyiydi. Kırmızı lahana ile yavaş pişirilmiş ördek confit’te Leffe Brune içtik. Ilık çikolatalı kek yıkılıyordu. Tatlıda da zirve yapıp en iyi bira olan Guinness içtik. Şimdi diyeceksiniz ki, “akşam yemeğinde bu kadar çok ve değişik bira içilir mi?” Evet bende bunu Teoman Hünal’a sordum, o da şunu dedi; Amaç değişik seçeneklerde içkileri tadabilmek. Alternatif içkileri öğrenmek. Tabi ki şarap, viski, votka olabilir ama iyi bir bira akşam yemeklerinde de çok güzel gider. Özellikle adana kebapla bira muhteşem oluyor.. Vallahi ben de hiç yadırgamadım ve her mönüdeki değişik biraları denedim ve çok hoşuma gitti. Tabii en çok Tuborg Gold, Leffe Blonde ve Guinness’i beğendim. Bundan sonra akşam yemeklerinde mutlaka deneyeceğim. Bu arada La Brise’in şefi Esen Hünal Blake’i tebrik ediyorum. Harikalar yaratmış. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Türk Tuborg Pazarlama Başkan Yardımcısı Nilüfer Reisoğlu'nun ev sahipliğinde, Banu Birkan'ın organizasyonundaki yemek harika geçti. Türk Tuborg'un bu biralı akşam yemeklerini sık sık yapması gerekiyor.. [url=https://www.gecce.com.tr/haber-bira-ustadi-turk-tuborg]BİRA ÜSTADI TÜRK TUBORG’LA İLGİLİ DETAYLI BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ[/url] [resim=20120322resim-185233C6][/resim]