Antalya "7 Mehmet" efsanesi..

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 09-12-2014 14:30
Dünyanın neresinde olursa olsun, sadece lezzet için gidilen mekanlar 5 yıldızlıktır. 7 Mehmet gibi.. 2 gün Antalya Rixos Downtown'da kaldım ama 2 gün 7 Mehmet'de kokereçle birlikte değişik lezzetler denedim, kendimden geçtim.. [resim=20141209resim-144917XL][/resim] Antalya'nın meşhur çorbası Kulaklı Çorba (gerdandan yapılıyor, mantıya benziyor ama sarma şekli farklı).. Parça işkembe.. Portakal çiçeği kokulu Bergamotlu Pilav, Dikenli Kabak (kayınvalidemin kabağı).. Ve tek tek tutulan Kalamarlardan yapılan Kalamar Çorbası.. Mücveri... Manda kaymağı ve bal ise favoriydi.. [resim=20141209resim-145023LP][/resim] [resim=20141209resim-145036SG][/resim] En özel lezzetleri arasında ve meşhur Sezen Aksu pilavı.. [resim=20141209resim-144509EC][/resim] Sezen Aksu pilavı çok severmiş. Bir gün Antalya konserinden sonra 7 Mehmet'e gelmiş. Özel bulgur pilavı olduğunu görüp tadınca, mekanın sahibi Hakkı Akdağ'ı çağırmış. "Bu pilavı sen yaptıysan benimle evlenir misin?" demiş. Hakkı Akdağ da "ben zaten evliyim" deyince, Sezen Aksu da "o zaman beni dost olarak al" demiş.. Hakkı Bey bu kez de "benim dostum da var" deyince gülüşmeler olmuş ve o günden sonra özel bulgur pilavının adı "Sezen Aksu Pilavı" olarak kalmış.. [resim=20141209resim-144340GX][/resim] Ama ben Balıkesir'den gelen hiç yem yememiş özel kuzu kokereçe hayran kaldım. 2 gün üst üste kokereç yedim.. Ama ne yedim, ne yedim.. Uçağı kaçırma pahasına yedim.. [b]Neden 7 Mehmet?[/b] Dede Mehmet Akdağ, bakmak zorunda olduğu ailesini geçindirmek için bir zamanlar Atatürk'ün başaşçılığını yapan, dönemin efsane ustalarından Hacı Hasan isimli zatın yanında çalışmaya başlar. Hacı Hasan 1930'lu yıllarda bu görevinden ayrılarak Antalya'da kendi restoranını açmıştır. 1936 yılında Atatürk Antalya ziyaretindedir. Ve bir gün bilmeyerek Hacı Hasan'ın restoranına yemek yemeye gider. Hacı Hasan hemen Mehmet Akdağ ile birlikte Atatürk'ün en sevdiği yemeklerden olduğunu bildiği taze fasülye yapacaktır. Fakat o dönem taze fasülye için kısır bir dönemdir. Yardımcısı Mehmet Akdağ ile bizzat kendi elleri ile tek kişinin yiyebileceği kadar taze fasülyeyi civar bahçelerden bulup toplar ve yemeği pişirirler. Bunlardan bi haber yemeği yiyen Mustafa Kemal Atatürk ''Ben bu lezzeti tanıyorum, bana ustayı çağırın..'' der. Ve Hacı Hasan& Mehmet Akdağ'a gurur veren büyük buluşma gerçekleşir.. [b]Mehmet Akdağ'ın lakabı olan 7 Mehmet'in hikayesine gelince;[/b] Mehmet Akdağ alnında V şeklinde bir yaraya sahiptir. (Yıllar evvel eşekten düşmüş ve eşek tepmiş.) Günlerden bir gün, Hacı Hasan'ın yanında çalıştığı vakitler, yemeklerin birinden saç çıkar. Buna hayli öfkelenen Hacı Hasan mutfak başta olmak üzere mekandaki herkesin saçını kazıtır. Mehmet Akdağ'ın alnındaki yara iyice ortaya çıkmıştır. Ustası Hacı Hasan da Mehmet Akdağ'a 7 Mehmet adını verir. Çünkü Arapça'da V harfi Türkçe'de 7 anlamına gelmektedir. Hikaye bu ki 7 Mehmet lakabı öfke ile ortaya çıkmış bir lakaptır. Mehmet Usta yıllar sonra askere gidip döner ve kendi restoranını açmaya karar verir. 1940 yılında açtığı bu restorana da 7 Mehmet adını verir. [b]Yine Mehmet Akdağ işletiyor..[/b] 7 Mehmet ailesinde şöyle bir gelenek var; Ailede isim konusunda bir düzen var. İsimler Mehmet, Hakkı, Mehmet, Hakkı... şeklinde gidiyor. Dedesinin adı Mehmet Akdağ, babasının adı Hakkı Akdağ.. Baba Hakkı Akdağ, 1.5 yıl önce vefat etti. Restoranı şimdi oğlu Mehmet Akdağ, amcası Sadullah Akdağ ile birlikte işletiyorlar. [resim=20141209resim-144638NB][/resim] Genç Mehmet ile oturup sohbet edince, işine bu kadar düşkün, konuya ve lezzete bu kadar hakim bir insan tanıdığım için çok mutlu oldum. Yemek ve yöresel lezzetler konusunda bu kadar bilgili birinin olması, yeme-içme sektöründeki çıtanın ne kadar yükseldiğini gösteriyor. Mehmet Akdağ, ''Biz yapılmayan şeyleri yapıyor ya da yapılanları çok iyi yapmaya çalışıyoruz.'' diyor. Süpersin.. Mehmet Akdağ'ın nezdinde tüm 7 Mehmet personelini kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum.