ATİNA’NIN GECCE HAYATI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 09-03-2009 11:19
İbo şov bitmiş.. Deniz Seki hapse girmiş.. Hüsnü Şenlendirici uzatmalı eşiyle köfteciye gitmiş.. Eee.. Başka ne var? Tarkan 1,5 milyon dolarlık daha arazi almış.. Necati Şaşmaz 50 daire almış.. Başka? Kanseri yenen Uğurkan Erez İzmir'e yerleşmiş.. Kadın mı şeytan yoksa erkek mi öküzmüş? Hillary Clinton 'oval ofis, stajer monica, blow job' olayını aşkın gücüyle yenmiş... Obama geliyormuş.. Çıplak pozları yüzünden Beşiktaş'tan atılan Milica Dabovic, Numberone TV'de program yapacakmış.. Yemekler artık, gastronomi alanında yakın tarihin en önemli gelişmelerinden biri olan sous-vide (basınçlı vakum altında) pişirilecekmiş. Trump Towers'ın inşaatçısı, Taşyapı'nın sahibi olan Emrullah Turanlı, 'Benim için battı diyenler şerefsizdir' demiş. * * * Tüm bunlar olurken ben 4 günlüğüne Atina'ya kaçtım.. [resim=2009030999kenerc1(2)jpg][/resim] Yunanlı gurme dostlarımız, 'gecce mekan oscarları'nın methini çok duymuşlar ve o tip bir organizasyon yapmak için beni Atina'ya davet ettiler, Atina geccelerini gezdirip, görüşlerimi aldılar.. Öncelikle Atina gecce hayatı İstanbul gecce hayatına göre çok daha fazla krizden etkilenmiş. Krizden etkilenen sadece Atina gecce hayatı değil, tüm Yunanistan.. Sokaklar boş, trafik sakin, taksiciler perişan Atina'da.. Atina'nın en gözde mekanı Baraonda adlı restoran-club'da toplam 4 masa müşteri vardı. Bu denli boştu yani.. Baraonda güzel bir yer. Yemekleri kaliteli, kulüp bölümü bizim Reina'nın küçüğü gibi bir şey.. Çalan müzik yabancı değildi. 'Chocalate flavour' ve 'total disguise'... Ben bu şarkıları hatırlıyordum. Söz-müzik Olcayto Ahmet Tuğsuz, söyleyen ise Serhat Hacıpaşalıoğlu. Sordum, Yunanistan'ın çok sevilen şarkılarıymış bunlar.. Şaşırdım.. Çalmasına değil, Olcayto ile Serhat'ın bu konuyla neden ilgilenmediğine şaşırdım. 3 yıllık şarkılar olmasına rağmen hala liste başı çalıyor ve çok seviliyormuş bu şarkılar. Villa Mercedes, Baraonda'ya nazaran daha bir genç müşteri kitlesine sahip.. Yeni açılan ve hemen trend olan mekan ise Doors.. Bizim Longtable gibi.. Bar ve restoran içe içe.. Ve gerçekten kalabalıktı. Yemekleri ve çalınan müzik süperdi. Hele bir mönü yapmışlar, rica ettim ve alıp eve getirdim. Katalog gibi mönü.. Thilemos et restoranını da çok beğendim. O da bizim Armutlu'daki Dükkan benzeri bir yer.. [resim=20090309resim-183857B7][/resim] Tabii ki Kolonaki'deki Café Peros ve Plaka'daki meyhaneler harikaydı.. Atina'da İtalyan restoranı manyaklığı, köşebaşı pizza çılgınlığı yok.. Daha çok kendi yemek kültürlerini ön plana çıkartmaya çalışmışlar. Yunanlı gurme dostlarımızla sözleştik, önümüzdeki ay da ben onları İstanbul'a davet edip, dünyada eşi-benzeri olmayan gecce hayatımızı göstereceğim.. İstanbul yeme-içme-eğlence hayatı için bu yaptıklarım bir kenara yazılsın lütfen. Öldükten sonra heykelimi dikersiniz belki..