KAHİRE'DE BEST MODEL

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 20-03-2006 12:15
Hülya Avşar ilk defa doğru bir şey söylemiş! "Feraye bir şeyleri konuşsa daha iyi olur belki. Aksine konuşmadan bir takım davranışlarda bulunarak belki de daha ağır konuşuyor aslında; farkında değiliz." Hayret! Nasıl oldu da Hülya Avşar Hanım bunun farkına varabildi. Vıdı vıdı, her yerde konuşa konuşa olayı ne boyuta getirdiler.. Kadın dediğin biraz susmasını bilmeli.. Olayları gözlemlemeli.. Hem kendi için, hem çocuğu, hem de ayrıldığı eşi için.. Neyse, herhalde Hülya Avşar Hanım da bundan böyle biraz daha sessiz ve sakin bir tavır sergileyecektir. En azından ben öyle umuyorum.. Evet, 4 günlüğüne gittiğim Mısır'dan döndüm.. Best Model Mısır için, Kahire'ye gittim ama gittiğime bin pişman oldum.. Hani belki değişiklik olur, Piramitler, güzeller vs. diye gittik ama sefalet ve cehaletle, bozuk organizasyonla karşılaştık. Tabii Erkan Özerman olmasa beni hiçbir kuvvet Kahire'ye götüremezdi ya neyse.. Özerman bu yaşta hala işinin başında oradan oraya koşturup duruyor, özenle çalışıyor, tüm detayları gözden geçiriyor ama maalesef insanlar o kadar saygılı değil.. İşlerini sevmiyorlar, "tamam" deyip yapmıyorlar.. Meğerse Kahire'de tekstil-ayakkabı fuarı varmış.. Ankaralı manken kızlarımızda bu fuarda defiye çıkacaklarmış. Aynı zamanda da fuar kapsamı içinde Cumartesi geccesi de Best Model Mısır olacakmış.. Yazdıklarım oldu ama nasıl oldu, ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim.. Fuarı ve yarışmayı düzenleyen firmaya tavsiyem, bir daha böyle organizasyon yapacaklarsa bilen birilerine danışmaları veya profesyonel yardım almaları gerektiğidir.. Lütfen bu işleri bu kadar ucuzlatmayın.. Fuar organizasyonları bu kadar basit şeyler değildir.. "Yaptım, oldu" demekle olmuyor bu işler.. Kahire örneğinde görüldüğü gibi.. Neyse efendim, biz sorumlu gazetecilik gereği Best Model Mısır'da Dalya ve Hüseyin adlı mankenlerin Best Model olduklarını belirtelim. Aralık ayında İstanbul'da yapılacak dünya Best Model Yarışması'nda Mısır'ı temsil edecekler.. Gelelim şimdi Kahire'nin diğer yüzüne; Sefalet, cehalet ve pisliğe.. Dünyada bu kadar başka bir pis şehir var mıdır acaba bilmiyorum.. Binalar, yollar, arabalar, her şey pis ve tozlu.. Belki ben ilk defa gittiğim için bana öyle geldi.. Arabalar milattan kalma, korna sesleri, trafik karmaşası, bağırış-çağırış.. Ve tabii ki fakirlik.. Herkes para peşinde koşturup duruyor.. Sizi yakaladılar mı, para almadan bırakmıyorlar.. Alana kadar peşinizden koşturuyorlar.. Kahire için, "Bizim 30 yıl önceki halimiz" demek bile ülkemize saygısızlık olur.. Dünya harikası, muhteşem yapıtlar olan Piramitler bile etkilemedi beni.. Çünkü, insanlar 5000 yıl önce Piramitleri yapmışlar ama şimdikiler henüz kapı girişini bile inşaa edememişler! Barakalar, toz-toprak ve heryerde bir karmaşa var.. Tabii ki Üniversal Stüdyoları gibi bir şey beklemiyorum ama ne bileyim, dünyanın yedi harikasından biri olan Piramitlere giriş de böyle olmamalı diye düşünüyorum.. İçeri girer girmez deveciler, at arabacıları üzerinize saldırıyor, müşteri kapmak için birbirleriyle kavga ediyorlar.. Onları atlatsanız hediyelik eşya satıcılarından kurtulamazsınız. Kene gibi yapışıyorlar.. Biraz yukarı yürüdüğünüz zaman ise yine deveciler peşinizden gelip, allem edip kallem edip mutlaka sizi deveye bindiriyor ve paranızı alıyorlar.. Piramitleri Sabah'ın magazin müdürü Şengül Balıksırtı, Hürriyet'ten Demirhan Hararlı ve Akşam'dan Gökhan Kimsesizcan'la beraber gezdik.. Piramitin içine Şengül Balıksırtı ile girmek için bilet aldık. Ama inanın ne bir yerde okudum, ne de herhangi bir yerde uyarı levhası vardı.. Meğerse piramitlerin içine daracık bir tünelden çömelerek girebiliyormuşsunuz.. Bileti alıp, girene kadar kimsenin de bunu bildiğini sanmıyorum.. Erkekliğe laf söyletmemek için yokuş aşağı olan daracık tüneli çömelerek geçtim ama aşağıda 2 meterelik bir boşluk da kaldım.. Çünkü, oradan yine başka dar bir tünelle mezar odasına çıkılıyormuş.. Benim gözüm yemedi. Ben emar makinasına bile giremiyorum.. Şengül'e baktım ve geri çıkmak için kendimi toparladım ve kaçarcasına çıktım tünelden.. Şengül Balıksırtı da 5 dakika sonra geri geldi ve neredeyse fenalaşmış haldeydi.. Meğerse daha sonra taksi şöföründen öğreniyoruz ki, Piramitlerin içinde bir çok turist ölmüş.. Çünkü gerçekten hava yok ve panik atak korkusu adamı öldürür. Piramitleri, develeri, çölü dışardan seyretmek çok daha güzel.. Aman ben Piramit içi almayayım.. Kahire'de mutlaka güzel yerlerde vardır.. Mesela Nil'in kenarında Blue Nile diye bir gemiye gittik. Hem restoran, hem gecce kulübü gibi bir şey.. Biz yemeğimizi başka yerde yemiştik, o yüzden kulübe geçtik.. Sıradan bir kulüp ama tıklım tıklımdı.. 03.30'da müzik kapandı ve ışıklar açıldı.. Yani Kahire'de olay gecce 03.30'a kadar.. Ey gözünü sevdiğim İstanbul.. Dünyada senin gibisi yok.. Gündüzün ayrı, geccen ayrı bir güzel.. Lütfen kıymetini bilelim..