SEZEN AKSU DOKUNULMAZLIĞI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 06-11-2008 16:31
Meclisteki gerçek "Dokunulmaz(!)" olanları biliyorduk ama sanatçıların içinde de "Dokunulmaz" olanları ilk defa görüyoruz! Aslında ilk defa görmüyoruz.. Daha önce benim başıma da geldi; "Sezen Aksu dokunulmazlığı!" Birazdan anlatacağım.. Önce konuya geçelim.. Geçen yaz Bodrum'da teknede mayolu olarak görüntülenen Sezen Aksu, kendisini fotoğraflayan Posta Gazetesi muhabiri Ahmet Cumalı hakkında açtığı davayı kazandı. "Özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği" gerekçesiyle mahkeme Cumalı'yı 1 yıl 3 ay hapse mahkum etti! Cumalı'nın bu suçu bir daha işlemeyeceği kanaatine varılınca cezası ertelendi. Şimdi nedir bu böyle? O zaman yazın Türkbükü'nde, Göcek'te, her yerde fotoğraflanan ünlüler dava açsın, tüm muhabirler hapse girsin! Yani şimdi Cem Hakko da, sevgilisiyle yatında görüntülendiği için dava açsa kazanacak mı? O fotoğrafları çeken çocuk da hapis cezası mı alacak? Özel hayatın ihlali.. Bugüne kadar hep tartışılmıştır bu konu? Tansu Çiller'in başbakan olduğu dönemde kendi evinin boş havuzunda güneşlenmesi dahil bir çok örnek var konuyla ilgili.. Özel hayat nerede başlar, nerede biter? Bin kere konuştuk ama bir kere daha konuşalım.. Ya bize öğretilen gazetecilik yanlış ya da gerçekten "Dokunulmaz"lar var! "Özel hayat" kavramı, kamuya malolmuş insanlar için biraz daha esnektir. Çünkü onlar toplumun önünde yaşayan ve kamuya malolmuş insanlardır. Bu sebeple kamuya açık yerlerde fotoğraflanabilirler, haber yapılabilirler.. Bu konuda bir çok kesinleşmiş yargı örneği var. Peki tüm bu yargı örneklerine rağmen, Sezen Aksu'nun teknede çekilen fotoğrafları nasıl suç oldu? Tekne kiralık bir tekne.. Kamusal alanda dolanıyor.. Kamaranın içinde gizli çekim değil, açık alanda yapılıyor.. Peki nesi suç oluyor? Sezen Aksu'nun olması mı acaba suçu getiriyor? Mahkemelerin bazı sanatçılara hayranlığı, sempatikliği mi bu cezayı gerektiriyor tartışmak lazım.. Bu suçlar uzlaşmaya tabii suçlar. Mahkemeleri meşgul etmenin ne anlamı var? Ortada bir hata varsa, karşılıklı uzlaşılır, gerekirse tazminat ödenir vs. ama hapis de neyin nesi? Görevi, gazetesine iş götürmek olan muhabir arkadaşın suçu ne? Hadi diyelim o fotoğraf suç oldu, peki onu basan gazete ne oluyor? Gazetenin künyesinde yazan "sorumlu müdür" ibaresi ne işe yarıyor? Çocuk çekti, gazete bastı.. Suçsa gazete basmasın. Gazete basıyorsa, suç kişisellikten çıkıp gazetenin suçu olsun.. Muhabirin suçu ne? Sezen Aksu'nun fotoğraflarını çekip, internette dağıtmadı ya bu çocuk! Ben bu kararın kesinlikle yargıdan döneceğine inanıyorum. Çünkü Türkiye'de hukuğun üstünlüğüne inanıyorum. Bazı mahkemelerin, bazı sanatçılara sempatisinin olmasının ceza anlamına gelmeyeceğine inanıyorum.. Ayrıca Sezen Aksu gibi dünya iyisi bir insanın da bu ceza karşısında şaşırdığını ve mutlaka davasını geri alacağına inanıyorum.. Bence o da böyle bir ceza beklemiyordu ve kesinlikle hiçbir gazetecinin hapse girmesini isteyecek bir insan değil.. Gelelim şimdi benim başıma gelene... Geçen seneydi sanıyorum. Bir yazımdan dolayı Sezen Aksu beni mahkemeye verdi. Şimdi yazının detaylarına girmek istemiyorum. Uzun hikaye.. Avukat Ömer Durak'la sabah 10.00'da Sultanahmet Adliyesi'ndeydik. Dava 10.00'da.. Ama Sezen Hanım ortada yok. 15 dakika bekledik, 20 dakika bekledik ama Sezen Hanım hala yok. Sonra Ömer Durak'a hakim hanımla konuşmasını rica ettim. "Biz girelim savunmamızı yapalım" dedim. Ömer Durak mahkeme salonuna girdi, hanım hakime söyledi. Hakim Hanım da aynen şunları söyledi; "Sezen Hanım telefon açtı, biraz gecikecekmiş, bekleyin efendim".. Avukat Ömer Durak şaşkın bakışlarla "Pardon, anlayamadım. Sezen Aksu telefon açıp, mahkemeye gecikeceğini söyledi, siz de bekliyor musunuz?" dedi. Hakim Hanım "evet" deyince, avukat Ömer Durak da tüm profesyonelliğiyle, "pekala, bu söylediklerinizi zapta geçirirseniz, bekleyelim efendim" deyince, hakim hanım, mahkeme salonunu sinirle boşlattı ve hemen bizi içeri alıp savunmamızı dinledi. Meğerse Sezen Hanım, bir gecce önce yeni sarışın imajıyla Şamdan'a gitmiş, sabah kalkamamış, o yüzden gecikmiş. Sonuçta ne oldu? Ben yazımdan dolayı beraat ettim.. Sonrasında barıştık tabii ki Sezen Aksu'yla.. Ya da görüştüğümüz yerlerde merhabalaştık, sohbet ettik, hiçbir şey olmamış gibi.. Hepimiz insanız.. Bazen hata yapabiliriz. Uzlaşma, özür, vs. yöntemlerle de çözüm üretebiliriz kendi aramızda.. Karşılıklı olarak daha anlayışlı, daha insancıl, daha mütevazi olabiliriz. Sonuçta, dediğim gibi çekilen resim ve yazılanlar kişisel çıkarlara alet edilmiyor, kötü niyetle elden ele dolaştırılmıyor. Koca bir gazetede, müessede kullanılıyor. Yani muhabir çocukların fazla günahı yok... Ama maalesef olan hep muhabir çocuklara oluyor.. Filler ezip geçiyor, sinekler ağa takılıyor!