SOKAKTAKİ VATANDAŞIN POPOSUNU KAŞIMASIYLA, PAPARAZZİLİĞİN NE İLGİSİ VAR! KENAN ERÇETİNGÖZ YAZDI

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 12-07-2001 11:55
Sabah gazeteleri okurken, Fatih Altaylı'nın 'Paparazzi terörü' başlıklı yazısı dikkatimi çekti! Gazeteci Fatih Altaylı, bu işten ekmek parası kazanan ve adına Türkiye'de paparazzi dediğimiz, Fatih Terim'n İtalyanlarından öğrendiğimiz kelimenin görevini yapmaya çalışan çocukları eleştiriyordu! Aslında yazının biryerlerinde 'Yanlış anlamayın, bu fotoğrafları çekmek için yırtınan çocuklarda zerre suç yok. Kabahat gazete ve televizyon yönetimlerinde' diyordu ama yazının geneli, yine de emekçi olan çocuklara yapılan tehlikeli saldırıyı savunan bir yazı! Yazının girişine bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. 'Gazeteler Fatih'i eleştiriyor, ben ise hak veriyorum' diyor gazeteci Fatih Altaylı! Sonra da 'o çocukların zerre kadar suçu yok' diyor. Ne şiş yansın, ne de kebap! Böyle bir olay bir daha gerçekleşirse, Fatih Terim ya da onun gibiler, jet-ski ile bota çarpsın, dayak atsın, makinalarını kırsın, vursun, öldürsün!!! İnsan haklarına tecavüzmüş, medyanın işi insanları rahatsız etmek, huzursuz etmek, taciz etmek değilmiş! Popunuzu kaşıyamıyormuşsunuz, burnunuzu karıştıramıyormuşsunuz!!! Fatih Altaylı, yazısında da sürekli 'kendinizi Fatih Terim'in yerine koyun' demiş! Teketek programında da böyle yapmıştı! Tarkan'ın fotoğraflarının yayınlanmasını savunan bir seyircisine, 'sizin de evinizdeki banyodan fotoğraflarınız yayınlansa, iyi mi olur beyefendi' demişti! Sanki o seyircinin ya da sokaktaki vatandaşın çıplak fotoğrafı ya da herhangi bir fotoğrafı gelse, Hürriyet birinci sayfadan kullanacak? Altaylı da bunu biliyor ama kafaları karıştırmak, halkı, okuru yanına almak için 'sizin de özel hayatınız var, sizin de başınıza gelebilir' gibi abuk-subuk, ipe-sapa gelmez kelimelerle olayı başka bir boyuta çekmeye çalışıyor! Ona göre Tarkan'ın fotoğraflarını, Tansu Çiller'in havuzdaki mayolu fotoğrafını ve aklıma gelmeyen yüzlerce özel hayat fotoğrafını kullanan Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'de suçlu! Sabah'ın yayınlar grubu Başkanı Zafet Mutlu da, Mehmet Y.Yılmaz da, Rifat Ababay'da suçlu! Çünkü hepsi hem Tarkan'ı hemde yüzlerce sanatçı, sporcu vs. gazetelerinde kullandılar! Yani sokaktaki adamın, vatandaşın popusunu kaşımasından, burnunu karıştırmasından paparazziliğin ne ilgisi var! Fatih Terim'le, sokaktaki adam bir mi? Aynı hayatı mı yaşıyor? Sokaktaki adamın Bodrum'da villası mı var? Yaşam standartı bu kadar yüksek mi? Sokaktaki vatandaşın jet-ski'si, sürat teknesi mi var? Varsa zaten sokaktaki vatandaş olmuyor! Sokaktaki vatandaş olmuyorsa, haber değeri taşıyorsa, merak edilen bir insansa tabi ki takip ediliyor, tabi ki fotoğraflanıyor. 'Evinin terasında güneşlenen Fatih Terim'den ne istersiniz?' demiş Altaylı. Peki Fatih Terim, evinin balkonuna çırılçıplak çıksa, güneşlense ve bu da fotoğraflansa, Hürriyet gazetesi kullanmayacak mı bu fotoğrafı??? Üstüne atlayacak ve manşet kullanacak 'Çıplak imparator' başlığını atacak! 'Yok efendim kullanmayız' diyorsa Ertuğrul Özkök, o zaman Metin Akpınar'ın otel balkonundaki çırılçıplak fotoğrafını niye kullandınız? Ertuğrul Özkök gazeteci. Neyin haber değeri taşıdığını, neyin ahlak sınırlarını aştığını iyi bilir ve nabza göre şerbet vererek fotoğrafı öyle ya da böyle kullanır. 'Kınıyoruz' der yine kullanır! Ama sonuçta fotoğraf kullanılır! O tip fotoğrafların kullanılıp-kullanılmaması yazı işleri masasında tartışılır. Ama o, paparazzi dediğimiz emekçi çocuklar o tip fotoğrafları çekmek için ne gerekiyorsa yapar! Fatih Altaylı da bunu biliyor ve bildiği halde hala, ısrarla, 'sokaktaki vatandaş, halk, popunuzu kaşıyamıyorsunuz, başınıza gelebilir' demesi entresan! Başka entresan birşey de, Aykut Işıklar'ın yazdığı gibi bu haberin küçücük kullanılması ve o çocukların müdürlerinin seslerinin çıkmaması!!! Asıl yazılması gereken olay o.. Denize dökülen üç paparazzinin müdürü niye susuyor, Magazin Gazetecileri Derneği bu konuda ne yapmış, Basın Konseyi, Gazeteciler Cemiyeti nerede? Dayak yiyen, itilen, kakılan hep muhabir oluyor! Yazık..