BAŞARI DETAYLARDA GİZLİ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 28-08-2003 03:00
Kafaya taktım! Müsayit bir gün, TAV Genel Sekreteri Ersagun Yücel ile birlikte Atatürk Havalimanı'ndaki otoparka gideceğim ve şu otomatik ödeme makinaları neredeymiş öğreneceğim. Önceki gün oğlumu İzmir'e göndermek için gittim havalimanına. Arabamı iç hatlar otoparkının en ucuna park ettim ve ne bir işaret, ne de makina gördüm. Oğlumu uçağa bindirdikten sonra, Danışma'daki görevli bayana sordum, bilmiyor! Ne iç hatlar geliş de, ne de gidişte herhangi bir işaret yok. Yine arabamı park ettiğim yere kadar yürüdüm, hiçbir şey görmedim. Ve otopark ücretimi çıkıştaki iki gişeden birinde ödemek zorunda kaldım! Neden bu kadar ısrarla yazıyorum bu konuyu? Çünkü, ben de Mimar Sinan Üniversitesi, Endüstri Tasarımı Bölümü'nde okudum. Ve maalesef ülkemizdeki bazı şeylerin tam olarak uygulanmadığına her zaman şahit oldum. Üniversite yıllarımdan beri bu böyle. Hiçbir zaman dört dörtlük olmuyor. Sadece havalimanındaki otopark makinalarında değil sorun, her yerde var. İyi bir şey yapıyorsunuz ama mutlaka eksik yapıyorsunuz. Mekan açıyorsunuz, yangın çıkışı yok. Personelin portör muayeneleri yok! Okul yapıyorsunuz, depreme dayanıklı değil. Alış-veriş merkezi yaparsınız otoparkı yetersiz olur. Olimpiyat stadı yaparsınız ama yolu olmaz! Bunun gibi daha bir sürü şey. Dört dörtlük olan bir şey yok. Hatırlıyorum, okulumuzdan bir arkadaş o zamanlar yeni bir Anadol araba tasarlamıştı. Önü Volvo'ya benziyordu. Çocuğu neredeyse çarmığa gereceklerdi ama öğrencinin hiçbir suçu yoktu. Çünkü hocaları ona, 'ne gerek var şimdi yeni bir kalıp yapmaya. Al sana ön tampon, al sana kapı kolu' demişler ve ortaya çirkin uzaylı aracı gibi bir şey çıkmıştı. Maalesef bizim ülkemizde detaylara önem verilmiyor, önemsenmiyor. Oysa, başarı detaylarda gizli. Bunu bilen ve uygulayan da her zaman başarıyor zaten. Detaylar çok önemli. Tıpkı, havalimanında olduğu söylenen 20 küsur otomatik ödeme makinasının saklambaç oynadığı gibi! Görünür bir yerde olsaydı zaten, ödeme yapılan iki gişenin önünde kuyruk oluşmazdı! Salı akşamı Reina Salı akşamı Reina'daydım. Mars gezegeninin dünyaya yaklaştığı gecceden bir gecce önce yani. Salı akşamları çok keyifli oluyor Reina. Kış sezonu Ulus 29'un müziğini de yapan Suat Ateşdağlı DJ kabinindeydi. Çok güzel çaldı. Reina'nın mutfağı çok lezzetli. Ama canım sushi çektiği için ben, Benihana'dan sushi söyledim. Benihana'ların sushileri bir harika. Dostlarım ise Reina mutfağını tercih etti. Sol üst masada Varol Kaynar-Demet Akalın vardı. Daha sonra masaya Tuba Özay da katıldı. İlerleyen saatlerde ise Ferhan Tezcan ve kızlı bir grup geldi. Grupta Kaya Çilingiroğlu da vardı ama Kaya sanıyorum bakışlardan rahatsız olduğu için, Safran-Niş'de oturan iki bayanın masasına geçti ve ben kalkana kadar hiç kalkmadı. Salı akşamları çok güzel oluyor Reina. Neden illa cuma veya cumartesi gider ki insanlar! O kalabalığın, curcunanın içinde ne bulurlar bilmiyorum. Hem cuma ve cumartesi günleri adambaşı fiyat uygulaması var. Sadece içki olursa en az 30 milyon vermek zorundasınız. Yemekte ise yesenizde yemesenizde 50 veya 60 milyon ödüyorsunuz. Tabii bu zorunluluk cuma ve cumartesi gecceleri için geçerli, diğer gecceler için değil. Bu konuyu neden yazdım? Çünkü bana bu konuyla ilgili, yani cuma ve cumartesi geccesi fiyatlarıyla ilgili sürekli eleştiri mailleri geliyordu da ondan. Ben salı akşamı sevdim Reina'yı. Sevmediğim, aklıma takılan nokta ise Reina gibi bir mekanın içinde, o güzelim ortamda, inanılmaz hoş müziğin eşliğinde insanların okul yemeği gibi sıkış-pıkış oturup kebap yemesi! Yani Reina gibi bir mekana gidiyorsun ama o güzelim yerde gidip fiksmenü kebap yiyorsun. Olacak iş değil ama insanlar yiyor işte. Zevkler ve renkler tartışılmaz değil mi? Aklıma takılanlar! Pazar akşamı Çengelköy'deki Kordon adlı balık restoranına gittik. Çok şık ve güzel bir yer. Boğaza sıfır, harika bir bahçesi var. Balıklar, servis, mezeler hepsi süper. Çok keyifliydi. Sadece hesapta gelen kuver keyfimi bozdu. Kuvar, masaya konan ekmek, yağ vs.'leri kapsıyor. Gerçi yağda konmamıştı ama siz böyle bir mekan yapacaksınız, adambaşı zaten iyi fiyat alacaksınız bir de üstüne verdiğiniz ekmeğin parasını koyacaksınız! Yuh.. Ya da baştan söyleyin, 'ekmek ister misiniz? Bizde kuver uygulaması var efendim' deyin. Belki ben ekmek yemiyorum. Zaten sorun ekmek parası da değil ama kerizliğin de bu kadarı fazla oluyor bazen!