Ağzı olan konuşuyor! Para cezası ne işe yarıyor?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 12-12-2017 16:20
Bunlar RTÜK’ün gündüz kuşağı “magazin-sohbet” programlarına verdiği cezalar! İlk değil, son da olmayacak tabi ki! Sebep? “Kamuoyunda bilinirliği olan ünlü kişilerin yaşadıklarının magazinsel anlamda haber değeri taşımış olsa da; söz konusu yayın içeriğinde kullanılan ifadelerin magazinsel yaklaşımın çok ötesinde eleştiri sınırlarını aşan, tarafları rencide edici, kişilerin saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.” * * * Artık programlarda, ne televizyonculuk kuralları kaldı, ne gazetecilik etikleri? Programcı adı altında ekrana çıkan popüler olmuş ünlüler, canlı yayın dinlemeyip ağzına geleni söylüyorlar! Normal bir arkadaş sohbetinde konuşulması gerekenleri, canlı yayında, seyircilerin önünde söylüyorlar artık! 39 yıllık gazeteci-televizyoncuyum. Yaptığım programlar arşivlerde mevcut. Hayatımın hiçbir döneminde yaptığım televizyon programlarındaki konuşmalarımdan dolayı çalıştığım hiçbir kanal ceza almamıştır. Çünkü canlı yayında ağzımdan çıkanı kulağımın duyduğu gibi, ağzımdan çıkanı evlerde aillelerin, çoluk-çocuğun, konuştuğum insanın ailesinin, çoluk-çocuğunun da seyrettiğini biliyordum. Hatta hatta, konuşulan insanın, çoluk-çocuğunun okul arkadaşlarının da seyrettiğini unutmuyorduk! Hiçbir şey kanıtlanmadan, dedikodu yapmak televizyonculuk değildir! Olmamalıdır. Canlı yayın çok tehlikelidir. Canlı yayınlarda hiçbir televizyoncu (ya da ekrana çıkartılanlar diyelim) düşünmeden ağzına geleni söyleyemez, söylememeli! Peki neden söylüyorlar? Çünkü; program yapmaya başlanıldıktan sonra, etraflarındaki “yalaka gruplar”; “süper konuştun abi. Ağzının payını fena verdin abla” diyerek, ekrana çıkanları cesaretlendiriyorlar, egolarını şişiriyorlar! Onlar da her geçen gün dedikodu dozunu arttırıp, programdan sonra alacakları övgülere odaklanıyorlar, gerçekleri, sorumluluklarını unutuyorlar! Ama daha önce birçok örneklerini yaşadığımız gibi, gün gelir ağzın karışır dilini tutamazsın ve sonuç hüsran olur! (Nur Yerlitaş, Rasim Ozan Kütahyalı gibi).. Buzdağının altında kalan kısım ise şu; Maalesef, ülkemizde bu tip dedikodu programları seviliyor ve seyrediliyor! Televizyon yönetimleri de “etik kuralları, gerçek televizyonculuğu” bir kenara bırakıp, reyting denilen canavar ve alınan reklam pastaları yüzünden bu cezalara ses çıkartmıyor! Nasıl olsa reklamlar cezaları karşılıyor! Sonuç; Her şeyin para olduğu bu sistemde, ağzı olanın konuştuğu programlar da devam eder, bu cezalar da devam eder!